Hastalıklı Evropa!

  • GİRİŞ28.11.2016 07:17
  • GÜNCELLEME29.11.2016 07:49

Tanzimat’tan beri nedir bu Evropa denen illetten çektiğimiz?

Atalarımızın yüz elli sene evvel yönünü çevirdiği bu coğrafya bize bugüne kadar sadece illet, zillet ve kılled getirmiştir! Biz neredeyse iki yüz senedir yok Evropa’ya yaranacağız, yok Evropalı olduk, yok Evropa muasır medeniyetini örnek alacağız diye diye bir türlü kendimiz bile olamadık…

Evropa, çaresiz bir nöbet gibi her an sayıkladığımız bir kronik hastalığımız oldu! Esasında gerçek şudur ki iki asırdır bunca uğraşılara rağmen ne Evropa bizi kendisi gibi gördü, ne de biz onlar gibi olduk! Kabul etmeliyiz ki kültür, tarih, din ve medeniyet farkını onlar bizlerden daha çok ayrıştırıcı unsur olarak gördü ve en son olaylardan daha iyi anladık ki görmeye de devam ediyorlar.

Evropa dün ne ise bugün de odur!

Evropa dün Osmanlı’yı benimsemedi, bugün de bizleri! Çok mu dert? Asla!

Şair Metin Arpacı şu güzel dörtlüğünde Evropa’yı ne güzel hicvetmiş:

“Bu batıdan daha riyakârı yok

Edebi yok, hayâsı yok, ar’ı yok

Bizi bırak kendisine kâr’ı yok

Avrupa Birliği bize yaramaz!”

Biz başından beri hata yaptık, başından beri Evropa’yı kurtarıcı menzil olarak gördük ve başından beri Evropa’ya çok anlamlar yükledik! Evropa’sız bilimde, hukukta, sanatta ve medeniyette kalkınamayacağımız sanrısıyla öyle çok vakit kaybettik ki!

Dün Alman Şansölyesi Merkel’in yaptığı açıklamada sarf ettiği şu cümlelerin arka planında en rahatsız edici olanı bana göre “Biz Avrupalılar” vurgusudur!

“Biz Evropalılar” vurgusu onlar için ne kadar kibir ve böbürlenme kaynağı ise bizim için de keşke “Biz Asyalılar, Biz Ortadoğulular” vurgusu böylesine övünç içerseydi!

Maalesef doğunun makûs talihini mutlu sona çeviremedik... Doğuyu eski şaşaalı günlerine döndüremedik… Bilim ve sanatta eski ihtişamlı günlere gidemedik. Hatırası bile bugün öyle yabancı ki bizlere!

Bir Türk Birliği, İslam Birliği projesi bile tehlikeli algılandı yıllar yılı. Evropa bütün dini ayrışmaları Ortodoks’u, Katolik’i, Protestan’ı ile noktalayıp birleşirken biz Ortadoğulular hala mezhep kavgalarıyla adam öldürmeye, kafa kesmeye devam ediyoruz…

Öylesine bir ayrışma içindeyiz ki bütün kadim değerlerimizi bile yerle yeksan ettik!

Felsefeyi, Tıbbı, Matematiği, bilimi ve sanatı, insanlığı ve bütün ahlaki değerleri Doğu’dan öğrenen Evropalı bugüne bu vasıtaları kullanarak geldi. Bu güç onları öyle delirtti ki zamanı geldiğinde doğunun sınırlarını bile onlar çizdiler!

Onlar durmadan bilim üretirken biz doğu milletleri film çevirdik… Sen ben üstüne, ocu bucu üstüne, mezhep kavgaları üstüne, ayrılık ve gayrılık üstüne… İyi de gişe yaptık aslında. Bakınız yetmiş iki buçuk millet Ortadoğu’da nasıl film çevirdiğimizi izliyor…

Film çevirmek derken yapım şirketleri onlara ait, başrol oyuncuları da onlardan, biz Müslümanlar sadece figüranız! Yani sinopsisi, senaryoyu da yine onlar yazıyor biz sadece önümüze konan ikinci, üçüncü derece figüranları oynuyoruz!

Evropalı, Batılı, Amerikalı, Ruslar ve hatta Çin…

Hıristiyan dünyası bir yana Müslümanlar öbür yana… Bütün mesele budur! Son zamanlarda yaşanan sorunlarımızın temelinde tam da bu gerçekler var.

Bu hakikatleri gören Türkiye Cumhuriyeti artık haritamı kendim çizerim, senaryomu kendim yazarım, filmimi de kendim çekerim diyor!

Yönetmen artık benim diyor, Türkiye Cumhuriyeti!

Bu özgüveni bu millete aşılayan da Cumhurbaşkanımız, Baş Komutanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır hiç kuşkusuz. Açıkça söylemeliyim ki Türkiye Cumhuriyetinin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra  “Başkomutanlık” rütbesi ilk kez cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a yakıştı. Her yüzyılda bir Başkomutan yetiştirdiğimizin de ispatıdır bu!

Bu tek dişi kalmış canavar Evropalı da buna şaşırıyor, hayret edici buluyor. Nasıl olur bu diyor! Bu Türkiye kendini ne zannediyor, bizi artık neden ciddiye almıyor, bizden korkmuyor, eyvallah etmiyor, n’olamaz diyor…

Biz de diyoruz ki bal gibi olur!

Biz senin müstemleken değiliz, biz hür ve bağımsız bir devletiz. Güçlü bir mazisi olan, kendine güvenen, kendi küllerinden yeniden doğabilen bir ruh ve inancı olan büyük bir milletiz diyoruz…

Asya kıtası, Evrupa kıtasından her zaman büyüktür!

Ve bunun da artık farkındayız!

Yorumlar4

  • Sade vatandaş 7 yıl önce Şikayet Et
    Müslüman dünyası deyip, Avrupa'nın kültürüne yapışırsak, eski günlerinizi yaşayamayız. Biz Biz olursak, aslımıza dönersek, helale harama eskisi gibi dikkat edersek, ilme ve ilim insanına değer verirsek ve en önemlisi İslamı Peygamberimiz Efendimizin (SAV) tebliğ ettiği şekilde öğrenir ve yaşarsak İnşallah güzel günlerimiz olur. Yiğit yıkıldığı yerden ayağa kalkarmış; önce bankadan, kredi kartından, borçtan uzak bir nesil...
    Cevapla
  • sahane 7 yıl önce Şikayet Et
    Muhtesem bir yazi olmus.
    Cevapla
  • doktor 7 yıl önce Şikayet Et
    HELAL OLSUn
    Cevapla
  • battalgazi 7 yıl önce Şikayet Et
    Meryem hnm ın tüm yazılarını okumaktan mutluluk duyuyorum bu yazısıda başka bir güzel olmuş ya harikasınızzz
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat