Ali Bulaç'a kadınlar üzerinden vurmak!

  • GİRİŞ18.01.2013 09:26
  • GÜNCELLEME18.01.2013 09:26

Artık fikir hürriyetinin yerini, izan, marifet ve tefekkürün yerini kuru gürültü, saldırganlık, pespaye ifade ve yorumların aldığına cümle âlem şahit olduk. Toplumun önünde uzun yıllar fikir noktasında beğenelim beğenmeyelim hep zirvede yürümüş mütefekkirlerin nasıl susturulmaya çalışıldığını esefle seyrettik.

Ali Bulaç ne demiş?

Mealen, başörtülü kadınlar madem çok istiyorlar, kamusal alanda görülmeyi, onları destekliyorum, görülsünler bakalım, boylarının ölçüsünü onlar da alsınlar, diyor!

Vurun Ali Bulaç'a…

Vurun ki kadın hakları ve haksızlıkları üzerine bir daha böyle konuşamasın! Edep, irfan, liyakat, marifet, nezaket, nedamet, hakikat, üpersin, korksun, kendi iklimine geri dönsün!

Vurun Ali Bulaç'a…

Vurun ki cehalet, fikirsizlik, hadsizlik, hakikatsizlik neşet etsin!

Vurun ki fikir sancısı çekmeden tepeden inme çakma müellif ve müellifelerin devri başlasın ve onların “yaldızlı ve afilli” hayallerine yaslansın kadın. Vurun ki kadınların önündeki bütün engebeli yollar dümdüz olsun, vurun ki kadınlar ölmesin!

Vurun Ali Bulaç'a…

Kadınlar “her bişey olsunlar” Efendim!

Vurun ki ağzı olanın konuştuğu, klavyesi olanın yazdığı, heves eden herkesin iki küfür, iki belden aşağı yazıyla, iki necasetli galiz yorumla başımıza müellif kesildiği bu enteresan zamanda gerçek müellifler kenara dursun! Ne haddine onların konuşmak?

Latife, istihza bir yana Ali Bulaç'ı çalışan, başı açık bir kadın yazar olarak destekliyorum. Ve kadın hakkında söylediklerinin tepeden tırnağa doğru olduğunu düşünüyorum.

Aslında bu tartışma bu bağlamda yürümemeli idi.

Mesele kadının başı örtülü veya açık vekil olması ve olmaması değil, mesele kadınının çalışıp çalışmaması değil, mesele kadının kapitalist çarkın içine düştükten sonra fıtratındaki tahribattır!

Mesele kadınının her aşamada içine düştüğü çıkmazdır. Zira kapitalin iyice kışkırttığı kadınının analık ve kadınlık kisvesinden uzaklaşması meselesidir. Dünün anası, bugünün bayanı olmuştur zira. Evliliğini yürütemeyen, evlenmek istemeyen artık kadındır ne yazık ki!

Geldiğimiz noktada başı açık olan da mutsuzdur, kapalı olan da!

Evli olan da mutsuzdur bekâr olan da. İşi olan da mutsuzdur olmayan da!

Yaşı genç olan da, kemale eren de mutsuzdur kadınların!

Vekil olan da mutsuzdur, bakan olan da! Mecliste son birkaç yılda boşanan kadın vekil sayısı -ki meclisteki kadın sayısı da dikkate alınınca- bu vahametin apaçık bir göstergesidir!

İş yerleri yaşı geçkince kız ve dul kadınlarla kaynıyor! ( Bu da ayrı bir yazı olacak)

Dünyevi hırs ve kariyer şehveti “oldu desinler” kibri, itibar merakı, para pul sevgisi, şan şöhret derdi başta kadınlar olmak üzere herkesi, hepimizi kirletmiştir ne yazık ki. Kadınlı erkekli bu çarkın arasında döndükçe, her dönüşümüzde fıtratımızın bir parçasını zedeliyoruz. Uzaklaşıyoruz kendimizden.

İşte Ali Bulaç aslında bu bağlamda bir tespitte bulunmuştur. Kapağı dışarıya atmış, para pul kazanmış kadının içler acısı hali ortada iken hiç kimse bir düşünürün kadınlara “huzur evinizin dışındadır” diye konuşmasını bekleyemezdi.

Ülkemizde aile çatırdıyor ne yazık ki!

Meseleyi sürekli kadın üzerinden okursak sorunu doğru teşhis edemeyiz. İnsan kumaşının, insan fıtratının ne denli bir kirlenmeye uğradığı, moral değerlerdeki aşınmışlık, dinin algılanışında meydana gelen erozyon, kapitalizmin insan nefsini kışkırtması ve insanın dizginlerini ele geçirmesi gibi onca asıl mesele tartışılmayı beklerken hala bizler kadın üzerinden sorun çözmeye çalışıyoruz.

Ali Bulaç gerçekte bu riyasız, gerçekçi yazısı için iyi bir alkışı hak ediyor…

Muhabbetle Kalınız.

Meryem Aybike Sinan- Haber7

meryemaybike@gmail.com

Yorumlar29

  • aysebd 11 yıl önce Şikayet Et
    kadin olarak soyluyorum. calismak kadini maddi manevi gercekten cok yipratiyor.ama maalesef maddi sartlar baska yol birakmiyor.calisan kadin hem isine hem evine kosturuyor,kari koca isten beraber geliyorlar erkek ayaklarini uzatip tv basina geciyor,zavalli kadinlar mutfaga kosuyorlar.halbuki gun boyu ikiside ayni yoruluyor.ama evde kadinin ikinci mesaisi basliyor bu durumda kadini fazlasiyla yipratiyor.hatta arkadaslar arasindaki tabirimizle,belli bir yil sonra kadin suyu sikilmis limona donuyor.kocasinin geliri yeterli olsun bircok kadin zaten calismak istemez ama gecinmenin baska yolu olmayinca kadinin calisip calismamasini tartismak cok sacma.bence asil tartisilmasi gereken kadinin calisma sartlarinin duzeltilmesi olmali,birde kocalarin zihniyeti.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • hanif koray 11 yıl önce Şikayet Et
    aslında o kadın yazarların suçu yok. asıl suçlu, sokağımızdaki erkeklerde. 10 yıldan fazladır, liberallerle ortaklar. biranda en çok üzülen de bizimkiler. erkekler yelkenler fora batılı liberallerden dostlar edindiler. bunun başalngıcı da dyp-refah dönemi idi. erkekler bu yolu açtı. buradan geçen erkeklerden bazısı ahmet hakan bile oldu. ertuğrul özkök, kendisini ahmet hakanı yaratma ve partisine kazandırma noktasında fevkalade iyi bir iş yapmış olarak vasfediyor. ama hayıflandığı bir nokta var. diyor ki, keşke bazı kadın yazarlardan da hürriyette yaratabilse idim. o bunu yapabileceğine inanıyor. görünen o ki, bazı kadın yazarlarımız, onu haklı çıkarıyor.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Mütebessim 11 yıl önce Şikayet Et
    ali bulaç tamamen haklı. yazar hanım doğru söylüyor. ali bulaç, kendince, doğru bildiği şeyi yazar ve söyler. ona buna yaranmak derdinde değildir. o yazsını da okumuştum. ne kadar haklı olduğu gün gibi aşikar. kim, neyini eleştiriyor anlamadım.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • hanif koray 11 yıl önce Şikayet Et
    her yıl yüzbinlerce kadın çoğu 13 yaşında kız batıya kaçırılıyor. kadına şiddetin adresi batı ahlaksızlığıdır. kapitalizm, feminizm, human hakları, liberalizm vb. batılı emperyalist argümanlar ile islama saldırılıyor. ali bulaç vb. müslümanlar savunma modunda açıklamalr yapıyorlar. buna rağmen bazı müslüman kadın yazarlar öteki tarafı seçiyor. hem kendilerini hem de çoluk çocuk diğer müslümanları varoluş mücadelesinde yalnız bıramıyorlar, hatta yokoluşa kürek çekiyorlar. elbette kadına şiddetin sorumlusu batıdır. insan hakları adı altındaki şeytani adımlardır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Bab-ı esrar 11 yıl önce Şikayet Et
    teşekkürler meryem hanım!. sizin bu seviyeli ve tutarlı yazılarırnz da olmasa bu mahalle kadın yazar yetişmiyor yiyeceğim. sizin bu mahallenin zarif ve hanımefendi yazarısısnız. zaten bunu ilk kez seslendiren de ben değilim yeni akit yazarı usta yazar yavuz bahadıroğlu da bir köşe yazısında böyle demişti. bu aklı başında yazı için çok teşekkürler. saygılarımla.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat