Atatürk, Hasan Tahsin'in adını neden anmadı?
- GİRİŞ20.05.2012 10:59
- GÜNCELLEME20.05.2012 10:59
Verdiği bilgiler tutarsız, yanlış, hatta uydurmaydı. Araya "trak, trak, trak" gibi ses efektleri de eklediğine göre tarih değil, senaryo yazdığından şüphe edilemez.
Mesela diyor ki: İzmir'in Yunanlılarca işgalinde "zırhlı gemiler"den çıkan askerleri karşılayan "Aya Fotini Kilisesi'nin papazı Hrisostomos 'Evlatlarım, ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girersiniz' diyerek, atıyla inen sancaktarın çizmelerini öpüyordu'."
Bir kere Hrisostomos Aya Fotini Kilisesi'nin papazı değil, İzmir Metropolitiydi (Metropolitlik makamı Aya Fotini'deydi sadece). "Ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girersiniz" dediğini ne Yunan, ne de Türk kaynakları söyler, iki. Sancaktarın çizmelerini öptüğü uydurmadır, üç. (Zaten bu sancaktar da asker kıyafeti giyinmiş Yani veya Yorgaki adlı özbeöz İzmirli bir Rum'du.)
Bir cümlede bunca hatadan sonra devam ediyor:
"İnce, uzun, siyah takım elbiseli bi delikanlı fırladı ortaya, aniden... 'Olamaz' diye bağırıyordu, 'böyle güle oynaya giremezler'! Son sözü buydu. (...) Bastı tetiğe, peş peşe, trak trak trak..."
Kendi zamanında hiçbir kaynakta geçmeyen bu sözler 1970'lerde Hasan Tahsin efsanesini parlatanlardan Ömer Sami Coşar'ın uydurmalarıdır. Onu o sırada gören ve bu sözleri bize aktaran bir tanık bugüne kadar bulunamamıştır.
Hangi birini düzeltelim: Ne Hasan Tahsin 30 yaşında hayatını kaybetmişti (38'indeydi), ne İzmirliler "her zaman sahip çıkmış"tı ona. Hatta 27 Mayıs darbesine kadar onu hatırlayan dahi olmamıştı. Şu da birilerinin kulağına küpe olsun: Hasan Tahsin anıtının dikilmesi emrini veren, "ihtilalin kudretli Albayı" Alparslan Türkeş'tir.
Bir soru: Acaba Atatürk'ün Hasan Tahsin hakkında (üstelik hemşerisidir) tek bir cümle etmeyişini nasıl yorumlamak gerekir?
Atatürk ve Hasan Tahsin
Garibinize gitti biliyorum ama Ata-türk'ün ne 1919'da, ne de daha sonra Hasan Tahsin şunu yaptı, bunu yaptı türünden bir açıklamasını bulabilmiş değiliz. Olsaydı zaten allayıp pullayıp "İlk Kurşun Anıtı"nın alnına kazırlardı. Gerçekten de tuhaf bir durum. Neden yok acaba? Atatürk, hemşerisi Hasan Tahsin'in ismini duymamış olabilir mi?
Tuhaftır, sade o değil, kendi döneminde Hasan Tahsin'in İzmir'de ilk kurşunu attığını duyana, bilene rastlamak imkânsız gibi. Buyurun Atatürk döneminde yayımlanan tarih dersi kitaplarına bakalım beraberce.
1929 tarihli Hamit ve Muhsin'in "Türkiye Tarihi"nde ismi geçmez. Aynı yıl basılan Ali Reşat'ın "Umumi Tarih"inde de bulunmaz. 1931 tarihli "Tarih IV" başlıklı resmî ders kitabı ise bırakın Hasan Tahsin'in kahramanlığını anlatmayı, tam tersine, ilk kurşunun Yunanlılarca atıldığını ispatlamak peşindedir.
Yorumlar5