Başbakan Ahmet Davutoğlu İsviçre’de yaptığı konuşmada Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yalvarmayacağını, dilenmeyeceğini belirterek, “Başımız dik bir şekilde gireceğiz, onurla gireceğiz. Dinimizle, dilimizle, örfümüzle Avrupa Birliği’ne gireceğiz!” dedi.

Türkiye, etkinliğini artırmak için elbette çeşitli devlet topluluklarına girmeli ve bir dünya gücü olarak küresel sistemdeki yerini almalı..

Ne var ki Avrupa Birliği’ne girmekte üç sorun var:

1.AYDIN KRİZİ

Türkiye Avrupa Birliği'ne sosyal, ekonomik ve siyasi zaafiyetlerinden kurtulup da girmiyor.. Neredeyse felçli halde giriyor. Aydınlık, erdemli, sağlıklı, adaletli bir toplum haline gelmeden hangi topluluğa girerse girsin, rezil olacaktır.

Türkiye, aydın yetiştiremiyor, tek tük olan aydınlarının da kıymetini bilmiyor. Aydınlarımızın etkisizleştirilmesine seyirci kalıyoruz, ses çıkarmıyoruz. Türkiye, bir aydın seferberliğiyle kendine gelebilir, gücünü toplayıp ayağa kalkabilir ve bir yol çizip yürüyebilir. Aydını güçlü olmayan toplumlar tarihin nesnesi olmaktan ve sürüklenmekten kurtulamazlar.. Türkiye güçlü bir aydın kuşağına sahip olmadan Avrupa Birliği'ne girerse bugünleri bile arar.

2. MEDENİYET KRİZİ

Avrupa Birliği’ne dönük ciddi bir medeniyet stratejisine ihtiyaç var. Batı bozgununu iyi kavramış, aşmış, medeniyet teklifi olan bir aydın seferberliğine..

Türkiye medeniyet krizinden çıkmadan hiç bir devlet topluluğunda varlık gösteremez. Batı'dan ithal ettiği sistemlerle iki asırdır perişan olmuş. Tereciye tere satacak hali yok.. Mevcut yapıyla ne kendi varlığını sürdürebilir, ne de Avrupa'ya bir şey verebilir. Türkiye, Avrupa’dan sistem almaya değil, orada sistem kurmaya gitmelidir. Türkiye, medeniyet krizini çözerse koca İslam milleti için de, insanlık için de umut olacaktır. Türkiye, İslam medeniyetiyle yeniden dirilmelidir; tarih uykusunu sürdürürse de topraklarından olur.  Türkiye, kendi dirilişini gerçekleştirmeden Avrupa'nın ve insanlığın dirilişine hizmet edemez.

Avrupa ülkeleri ateist dolu. Avrupa'nın yarısından fazlası inançsız.  Gücü ve çıkarı esas alan materyalist sistemleri çökmüş durumda.. Avrupalılar, çektikleri medeniyet krizini algılayamıyorlar bile.

3.SİSTEM KRİZİ

Türkiye, katılacağı devlet topluluklarında diri ve uyanık olabilmesi, hızlı manevralar yapabilmesi için İslam Birliği'ni gerçekleştirmesi gerekir.

İslam Birliği'ne alternatif olabilecek bir devlet topluluğu yoktur, Türkiyenin önünde. İslam Birliği'ni halletmeden başka devlet topluluklarında da yer aramak da macera olacaktır. Dünya sistemi çok kutuplu olarak yapılandırılıyor. İslam Birliği kutbunun oluşmaması, hem İslam milleti için, hem de küresel sistem için bir felaket olacaktır.

İslam Birliği, Türkiye'nin genişlemesi ve derinleşmesi, gerçek gücüne kavuşması demektir.. İslam Birliği olarak katılacağımız devletler oyununda dünya barışına katkılarımız çok olacaktır. 

Avrupa Birliği'ne İslam Birliği olarak girmeliyiz..