Batıcılık, sosyal, ekonomik ve siyasal alanlarda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nda bulunan devletlerin ve dünya gücü haline gelmiş Avrupa devletlerinin politikalarına hizmet ederek çıkar temin etmektir.

Batıcılık, kendi tarihinden ve medeniyetinden kopuş, yabancılaşma aymazlığıdır. Batıcılık,gayrimüslimler ile birlikte toplumun Avrupa'yla temasta çürüyen tarafını kurucu, koca milletimizi sözü geçmeyen cemaat, yani azınlık görmektir..

Batıcılık,  Batı’yla kader birliği yapmada inatçılıktır. Batı emperyalizmi bilindiği halde, Avrupa devletleriyle savaştığımız halde, düşmanlıklarını açıktan sürdürdükleri halde; ülkenin yönünün hala Avrupa ve ABD’ye dönük olmasını savunmaktadırlar.

Batıcılık, dünya güçleriyle ülkesi aleyhine iş birliğidir. Batıcılığı, dün İttihat Terakki bugün ise CHP, FETÖ ve PKK temsil etmektedir.

Batıcılık, devlet denilen ortak karar mekanizmasını, partizanlık, yolsuzluklar, ehliyet ve adaletten uzaklaşma, bozuk ekonomide ısrar ve sık sık darbe yaparak çalışamaz hale getirme ihanetidir..    

Tanzıimat’tan bu yana, milletimiz üzerinde Batıcılık olarak adlandırılan toplum mühendisliği uygulandığından her kuşak Anadolu irfanından biraz daha uzaklaşmıştır.

Batı, baktığında kız gibi meclis görmek ister.. Bu yüzden Batıcılık, Alatruka laiklik yüzünden CHP ruhunda partilerle, Batıcı partilerle siyaset alanının kontrolünü savunmadır. Devrimler, darbeler, muhtıralarla iktidarları Batı adına denetleyen, yönlendiren ve baskı uygulayan anlayıştır Batıcılık..

Dünya güçleri, hurda haline geldiğinden çalışmayan bir devlet ister. El pençe divan duran bir hükümet ister. Kişisel çıkarını devlet ve millet menfaatlerinden üstün tutan bürokrat ister.

Batıcılık, hukuku adliyeciliğe indirmektir; Avrupa’dan çeviri yasaları halka kırbaç olarak kullanmaktır; cuntaların, darbecilerin, karşılıksız kredilerle, hükümetlere verdikleri yüksek faizli borçlarla halkı soyanların, kamu arazilerini zimmetine geçirenlerin yargılanmadığı bir hukuk sistemini sürdürmektir..

Batı, emrine girmiş, sömürüsüne hizmet eden iş adamları ister. İthalata dayalı bir ekonomi ister. Yabancı sermayenin boyunduruğuna girmiş bankacılık ister.

Tokmak nerede diye sormadan davulunu taşıyan aydın ister.. Beyinleri yıkanmış aydınlara ödül üstüne ödül verir; şöhret, servet ve safahat bahşederek aydını köleleştirir..

Batı, afyon üreten üniversite ve medya ister.. Üniversiteden Batıya muhalif ses çıkamaz bu yüzden. Avrupa merkezli eğitim yapılır üniversitelerde. Medya devasa reklam bütçeleriyle şahdamarından yakalanır..

Batı, Batıcılığın nasıl büyük bir kötülük olduğunu kitlelerden saklamakta bugün zorlanmıyor olabilir. Üniversiteler, medya, kültür ve sanat çevreleri kontrol edildiğinden Batıcılığın kötülüğünü gizlemek kolay olabilir. Batılı sanat akımları bir fırtına gibi ülkemizde esiyor olabilir. Üniversitelerde Batı’nın dayatması pozitivizm geçerli olabilir hala. Batılı kuram, kavram ve paradigmalarla bilim yapılıyor olabilir!

Evet bugün Batıcılar için kötü şöhretle başetmek vicdan azabı ile başetmekten daha kolay olabilir. Vicdan susmasa da kötülüklerini saklamakta zorlanmıyor olabilirler.  

Batıcılar tarafından Batı’nın hesabına milletimizin bilinci bulandırılıyor, iradesi çözülüyor olabilir..

Bütün bir dünyada kötü şöhretli Batıcılık, uyandırdığı tepkileri, ülkemizde küçük, dar ve etkisiz bir çevrede tutuyor olabilir şimdilik. Bu sürgit böyle devam edecek değildir.

Mahut Batıcılar, kötü şöhretleriyle şimdilik başetse de bir yerde kontrollerini kaybedeceklerdir..

Batıcılar, ihanet daha kazançlı olduğundan günümüzde vicdan azabı ile başetme imkanı bulabilirler:

Kariyer yapmak, serveti katlamak, konforlu bir hayat sürmek ve hazzın doruklarında yaşamak vicdanı susturabilir bu dünyada..

Kötü şöhretle beşetseler de..

Bir gün ilahi adalet yakalayacak Batıcıları!

Ve bu dünyada da rezil olacaklar.