Milli mücadeleyi milletle mücadele anlayan kafa!

  • GİRİŞ05.04.2017 07:41
  • GÜNCELLEME06.04.2017 07:27

CHP’nin referandum kampanyasına “İzmir’in dağlarında çiçekler açar, Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar” diye başlamasından anlamalıydık aslında…

İşi, sandıkta oyunu alamadıkları milleti denize dökmeye kadar vardırabileceklerini…

Kemalist ideolojinin aşırma Yunan’a hücum marşıyla demokrasi arayışı ancak böyle izah edilebilir.

Kafa hasta başta…

Milleti düşman olarak görme hastalığı bunun adı.

Sandığı demokrasinin bir gereği olarak kabul edemeyenlerde sık görülüyor.

Millet iradesi böyle bünyelere alerji yapıyor.

Sandıkta sürekli milletin tokadını yiyenler, tokat zamanının geldiğini hissettiği anda hastalık nüksediyor.

Nitekim CHP’nin kronikleşen hastalığının nüksetmesi de uzun sürmedi.

 

Özetleyelim;

Önce CHP’nin Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt;

Ardından CHP’nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal kapılıverdi hastalığa…

Üzerimize afiyet bakalım sıra kime gelecek…

Halk TV’de alınca coşkuyu Hüsnü Bozkurt Efendi referandumda oy kullanacak millete parmak sallamaya doyamadı.

Kafa iyiliğiyle olsa gerek, “Evet çıksa bile yine Samsun’dan çıkarız ve İzmir’den denize dökeriz” demez mi!?

Hastalık bünyeyi sarınca Deniz Baykal da ondan geri kalmadı.

O da CHP’li Maltepe Belediyesi'nin sınırlarında conta yaktı.

Kaşar siyasetçi “Halk oylamasında hayır çıkması durumunda İzmir’de düşmanı denize dökmüş gibi sevineceğiz.” der mi?

CHP ise ve Deniz Baykal’sa çok görülmez.

"Bu yetkiler Peygamberi bile bozar" rezaleti haftasını doldurmamışken şaşırmak olmaz.

Yunan’ı denize döktüğümüz 9 Eylül 1922 tarihinin altını çize çize döktü tüm Evetçileri.

Hukuk dilinde tam Türkçesi halkı kin ve düşmanlığa teşvik...

 

Rezaletin başlangıcına hafızalarımızı tazeleyerek gidelim:

Tarih 11 Mayıs 2016.

Sistem değişikliği tartışmaları ilk başladığı günler.

CHP’nin gafçı Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Böyle bir sistemi kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz” dememiş miydi?

Çok farkı yok. Ha milleti kanını dökmekle tehdit etmişsin, ha denize dökmekle…

Millet düşmanlıklarını açık eden Kemalist kafa bir hortlak gibi dikiliyor her seferinde karşımıza…

Bu aymazlığın daha ağır, daha vahim bir yönü de var;

CHP’nin içinde yukarıdaki sözleri onaylayan, hatta “altına imzamı atarım” diyen onlarca isim var!

Onun için referanduma kadar kuzu rolü, ölü taklidi de olabilir, yapmalarına hiç bir zaman inanmamıştık.

Güç alabilirlerse milletin üstüne aç kurt gibi saldıracakları biliniyordu.

Öyle de oldu.

Son 10 güne girilirken ne meydanlar, ne anketler Hayırcı CHP’ye sinyal çakmayınca bir anda üslup da, dil de değişiverdi.

Vatandaştan yüz bulamadıkça hırçınlaştılar.

Avrupa’da oy kuyruklarını görünce dellendiler.

Düşen maskelerinin ardından gerçek CHP sıyrılıverdi.

CHP’nin vatandaşı öcü gibi görmesi bugüne has değil. Genetik miras;

CHP’nin tek parti iktidarı olduğu yıllarda 18 yıl (1929-1946) Ankara Valiliği ve Belediye Başkanlığı’nı birlikte yapan Nevzat Tandoğan’ı duymuşsunuzdur.

Astığı astık, kestiği kestik, milleti görünce yüzü düşen sert, diktatör isim…

Atına atlayınca elinden kırbacını eksik etmeyen meşhur Ankara Valisi…

Kırbaç ata değil, millete bu arada…

Kılık kıyafeti düzgün olmayan vatandaşları Ankara’nın ana caddelerine sokmayan Tandoğan.

3 Mayıs’ta Türkçülük günü sebebiyle yürüyüş ve gösteri yapan milliyetçi gençleri, polise toplatıp huzura çıkartır.

Gösterilerin başrolündeki isimlerden biri de Osman Yüksel Serdengeçti malum.

Vali Tandoğan’ın eylemci Türkçü gençlere yönelik aşağılayıcı sözleri Türk siyasi tarihine geçer;

-“Ulan öküz Anadolulu! Sana mı kaldı Türkçülük? Bu memlekete komünizm de lazımsa biz getiririz Türkçülük lazımsa da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: ­Birincisi çiftçilik yapmak, ikincisi çağırdık mı askere gelmek!” (1)

Millete bakış tam da bu… 90 yıldır bu CHP’de bir milim değişiklik yok.

Milli mücadeleyi milletle mücadele anlamış bir anlayış.

İşte bu yüzden 1946’da açık oy gizli tasnif despotluğu ile demokrasiyi katleden CHP, hileli bu seçimden beri tek başına iktidar yüzü göremiyor.

Millet iradesine kafa tuttukları sürece de görmeleri mümkün değil.

Milleti Anadolu’yu kirli çizmeleriyle çiğnemeye kalkan işgalci Yunanla bir tutmaya kalkan zihniyet, 16 Nisan’da sulara gömülmese de sandığa gömülecektir.

11 gün kaldı hep beraber göreceğiz.

 

(1) Bizim hep inanmamızı istediler, Gürkan Hacır, sahife, 200

 

Osman Ateşli - Haber7

osman.atesli@haber7.com

Twitter: @oatesli

Yorumlar3

  • Fahri 7 yıl önce Şikayet Et
    CHP genel başkanlığı yetkisiyle kadın milletvekiline atlama hak ve yetkisi Aldığını sanan zihniyetten ne memlekete ne millete nede o milletin dini ve manevi değerlere faydası olur
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Yaren 7 yıl önce Şikayet Et
    Vatanımızın ALLLAH yar ve yardımcısı olsun Rabbim cümlemizi kötü insanların şerrinden korusun...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • mehmet 7 yıl önce Şikayet Et
    Kalemine, yüreğine sağlık hocam! Duygularımıza tercüman oldunuz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat