HSYK: Oyunun iki temel kuralı daha var

  • GİRİŞ27.09.2014 09:17
  • GÜNCELLEME27.09.2014 13:32

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın, bir çete HSYK’yı ele geçirirse bunun meşru bir seçim olmayacağına yönelik beyanı kimileri için “oyunun kuralları” üzerinden demokratik temsil kurumlarına saldırma fırsatı sunmuş durumda. 
“Oyunun kurallarına saygı göstermek” gerekiyormuş. 
Hangi oyun kuralları? 
27 Mayısı müteakip Yargıtay’da yaşanan “temizlik”ten sonra yapılan seçimi bir militanın kazanması  27 Mayıs oyununun kuralına uygundu ve darbe ile düşürülenlerin buna “saygı göstermesi” gerekiyordu.Bu saygının demokrasi bakımından ne anlama geldiğini konuşmaya herhalde gerek yok. 
* * *
2010 yılı Mayıs ayında gerçekleşen anayasa değişikliği, kısmen de olsa, demokratik oyun kuralları getirdi. Amaç çoğulculuğun sağlanmasıydı. 
Bu oyun kurallarını meşru görmediler. 
YARSAV destekli CHP müracaatı sonucunda Anayasa Mahkemesi anayasayı ihlal etmek suretiyle anayasa değişikliğini esastan inceledi ve seçim sistemine müdahale etti. Oyun kuralını bozdu. 
Tablo malum. Ve yine birileri oyun kuralına saygıyı bundan sonra keşfetti. 
1991’dan itibaren takiye suretiyle yargı teşkilatında, 1999 DSP-ANAP-MHP koalisyonu döneminde ise Adalet Bakanlığı bürokrasisinde örgütlenmek ve AK Parti iktidarıyla birlikte yargıç alım komisyonuna hâkim olmak, kendi tezgahlarından geçmeyen mütedeyyinleri, Kürt, Alevi, Caferi veya solcuların hakimliğe girişini engellemek, aynı yöntemlerle Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinde ve savcılıklarında yoğunlaşmak, Balyoz veya KCK davalarında olduğu gibi hukuku ayaklar altına almak suretiyle önemli kurumlarda tasfiyelere girişmek, Adalet Bakanlığı’nda kontrolü ele geçirdikten sonra siyasete tuzak kurarak veya onun gafletinden yararlanarak HSYK seçimlerini almak, ardından Yargıtay ve Danıştay’a neredeyse sadece kendi örgütlerinden üye seçip Yargıtay ve Danıştay’da hakimiyet tesis etmek, teftiş kurulu üzerinden kendilerinden olmayan hakim ve savcıların sicilini bozmak, onların terfilerini engellemek, MİT’i tuzaklarla ele geçirmeye çalışmak, bu ülkenin meşru hükümetini tasfiyeye kalkışmak, başaramayınca kişilerin mahremine girmek, binlerce yasa dışı dinlemeler yapmak, ülkenin sırlarını ifşa etmek, istihbaratını çalışamaz hale getirmek, ülkeyi ve siyasal otoritesini çökertmek oyunun kurallarına uygun; ama aynı gayrimeşru yapı ve yöntemler ile yeniden HSYK’yı ele geçirme çabasını gayrimeşru görmek oyun kurallarına aykırı! 
Demokratik hukuk sistemini gayrimeşru bir şekilde ele geçirip, “yargısal güvenceleri” gayrimeşru operasyonların koruma kalkanına dönüştürmek oyun kuralına uygun; buna itiraz etmek, oyun kurallarına aykırı! 
Öyle mi? 
Oyunun kurallarına saygıyı talep edenlerin unuttukları iki temel kural daha var. 
BM ve AİHS belgeleri oyunun ilk kuralını bize hatırlatır: Anayasa, kanun ve hukuk çerçevesinde tarafsız davranamayanlar, bireysel iradelerini başka yere ipotek edenler hakimlik yapamaz. 
Yargıda ve devletin diğer alanlarında ahlak dışı dosyalamalar, mahremiyet ihlalleri, ayak kaydırmalar ve benzeri yöntemlerle kendilerinin dışındaki kişilerin tasfiye edilmesini sağlayan bu yapılar ile hiyerarşik ilişki içinde olan bir kişi hakimlik yapamayacağı gibi, hesap vermek zorundadır. 
Oyunun ikinci kuralı ise şudur: “Hukukun imkanları kullanılarak, hukuk dışı amaçlara ulaşma çabalarını hukuk korumaz”. 
Bu iki kural hukukun ve ahlakın temel kurallarındandır. Seçim gibi diğer kurallar, ki bunu tüm müdahalelere ve sabotajlara rağmen AK Parti getirdi, bu iki temel kural zemininde anlam ifade eden ikincil kurallardır. 
Hem bu temel kurallar, hem de ikincil kurallar, hukuk düzeniyle demokrasiyi yok etmek için kullanılamazlar. 

Devamı için tıklayın >>>

Yorumlar1

  • Abdullah Öz 9 yıl önce Şikayet Et
    Hakimiyyet ( hukuki üstünlük) Milletindir...yani,Milletin dediği olacak...Yani,bir zümre,paralel,üçgen,çift üçgen,pergel.... hiç bir asla ve ve asla Milletin İradesi üzerine çıkamayacak..Millet iradesini yok sayan zümrelere asla ve asla yok veremeyiz...Ülkemizin bütünlüğü buna bağlıdır...Bir örgütün,Millete rağmen ülkenin kaderini belirleme yetkisi olamaz....Milletin seçtikleri yani TBMM,HSYK,Danıştay,Yargıtay,Anayasa Mahkemesi,Sayıştay gibi kurumların yöneticilerini ATAMA yolu ile belirlemeli...Devlet içinde yuvalanmış çetelerle ancak böyle baş edebiliriz..
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat