Rum Anne: Kültürümüz farklı

  • GİRİŞ03.03.2017 07:45
  • GÜNCELLEME06.03.2017 09:21

Politis gazetesinde 12 Ekim 2016 tarihinde benim ve eşimin çok dikkatini çeken bir haber yayınlanmıştı. Bize göre önemliydi bu haber ve birgün gelir lazım olur diye beynimizin bir köşesine not etmiştik.

Aynı tarihlerde, yani Ekimin ayının ikinci haftasında, Kıbrıs Türk edebi eserlerinin tarih ve çağdaş Yunan dili derslerinde okutulması konusu Kıbrıs Rum Meclisine Rum Eğitim Bakanlığının önerisi ile hükümet tarafından önerilmiş ve Rum Meclisinin Eğitim Komitesi gündemine görüşülmek ve tartışılmak üzere alınmıştı.

Aradan 5 aya yakın bir süre geçmiş olmasına karşın ELAM Milletvekili Linos Papayannis, DİKO Milletvekili Panikos Leonidu ve Vatandaşlar İttifakı Milletvekili Pavlos Milonas’ın gayretleri, çabaları ve karşı koymaları ile söz konusu öneri halen daha beklemede. Bu gidişle müzakerelerin sonuna kadar da orada bekletilecek. Anastasiadis ve ekibinin, zikri de fikri de son günlerin “Enosis” tartılmasıyla ortaya çıktı zaten. Bizleri BM’nin 45 yıllık Kıbrıs müktesebatındaki “Siyasi eşitlik” koşuluna rağmen “Azınlık” görmekteler ve Rum çoğunluğa kayıtsız koşulsuz “Biat etmemizi” istemekteler. Kıbrıslı Rumlara göre “bizler azınlık olmayı kabul edelim veya da bize zorla AB, BM, ABD ve benzeri Hristiyan kulübü üyelerinin baskısıyla bunu kabul ettirsinler de”, gerisi teferruat.

Bırakın yeni kurulacak devlete ortak olmamızı, kültürümüzü, edebiyatımızı bile öğrenmek istemiyorlar.

Gelelim en başta yazdığımız ve bizim dikkatimizi celbeden habere; 12 Ekim günü Politis gazetesinin 107.6 frekansından yayın yapan radyosuna konuk olan Kıbrıslı Rum bir anne, kendisi ile yapılan söyleşide kızının, Kıbrıs Türk Edebiyatı metinleri (Yunancaya tercüme) dersinden muaf tutulmasını talep etti. Buna gerekçe olarak da,  “güven yaratıcı önlemler çerçevesinde Türk işgali altındaki bölgelerdeki öğrencilere Kıbrıslı Rum edebiyatı Yunanca tercümeyle öğretiliyor mu? Daha çözüm bulunmamışken, eğitimimizi yabancılaştırmaya bizi asimile etmeye çalışıyorlar” yanıtını verdi.

Kıbrıs Rum anneye söz konusu Yunancaya tercüme dersinde Türkiye’nin veya da Türkiyeli edebiyatçıların değil, Kıbrıslı Türk edebiyatçılar tarafından yazılan Kıbrıs Türk edebiyatı eserlerinin öğretileceği hatırlatılınca da son noktayı koydu. Hem kendi hem de Kıbrıs’taki Rumların büyük çoğunluğunun aklında olan “eğitimleri, kültürleri, tarihleri ve dinleri aynı olmayan iki ayrı toplumdan söz ediyoruz. Ortak hiçbir şeyimiz yok” düşüncesi ağzından dökülüverdi radyonun mikrofonlarına.  

Ve bu kızı lisede okuyan anne, radyo mikrofonundan aklındakileri söylemekle yetinmedi Rum Eğitim Bakanlığı’na da bir dilekçe gönderdi. Gönderdiği dilekçesinde de “çocuğumun Helen Hıristiyan idealleriyle büyümesini istiyorum. Kıbrıslı Türklerle ortak hiçbir şeyimiz yok” diyerek kızının Kıbrıs Türk Edebiyatı dersinden muaf tutulmasını talep etti.

Yani kadın aslında kimsenin kabul etmek istemediği gerçeği gözler önüne serdi. Dili, dini, kültürü bir Almanya’nın yeniden birleşmesini, Kıbrıs’ın birleşmesi için örnek gösterenlere cevap olmuş Rum kadının söyledikleri.

 Ne diyelim; Bizlere, Rumların geçmişte uyguladıkları katliamları, yaptıkları soykırımı unutturmaya çalışan, Rumları barış havarisi gibi tanıtmaya çalışan ve ada üzerinde azınlık olarak kalmamız için, Kıbrıs adasında nüfusumuzun artmasına ve Rumlarla eşit sayıya gelmesini canla, başla çalışarak önleyenler utansın. Sayelerinde artık azınlık sınıfına sokulduk. Rumlar bırakın yönetime ortak olmamızı ve birlikte yeni bir devlet kurmamızı, kültürümüzü, edebiyatımızı bile okumak, öğrenmek istemezken neyi nasıl birleştireceğiz anlamak mümkün değil.

Yorumlar2

  • vatandaş 7 yıl önce Şikayet Et
    Bizim sadece kendimizi ikna etmeye ihtiyacımız var; tarihin tekerrürden ibaret olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Ama ne yazık ki yine de hayal kurmaktan, olmayacak hayallere koşturan politikacılardan kurtulamıyoruz. Kendimize güvenmeliyiz! Elimizdeki vatan ve özgürlüğün kıymetini bilmeliyiz. Dikkatle, vicdanla ve izanla bakan her göz, gerek KKTC'de gerekse Türkiye'de yaşayan insanlarımızın, Rum Kesimi'nden de , Avrupa'dan da daha mutlu ve huzurlu olduğunu görecektir. Kıymetli büyüğümüz, rahmetli Denktaş "Nimetlere nankörlük ediyoruz; Allah nankörleri sevmez" de mişti...Biraz sabırlı olalım, dünya çok şeye gebe;"Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler."
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Gülay G. 7 yıl önce Şikayet Et
    Bir ay kadar önce Kavala -Selanik turu yapmıştık. Cadde ve duvarlarda kocaman levhalarda Kıbrıs haritaları vardı. Kuzey Kıbrıs'tan güneye doğru kan akıyor gibi çizilmiş ve Kıbrıs'ı unutma yazıyordu. Güzel Türkiye'min hiçbir yerinde böyle şeyler yok. Sanki herşeye kendileri sebep değilmiş gibi , katliam yapan kendileri değilmiş gibi hala enosis peşindeler. Yaptıklarından insan olarak utanç duymadıkları gibi çocuklarını da öyle yetiştiriyorlar. Dünya barışı bir hayal böyle insanlar var oldukça. Çok üzgünüm.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat