Dolayısıyla, tarihin belirleyip tanımladığı millet adının “Türk Milleti” olmasından neden rahatsızlık duyulduğunu anlayıp açıklayabilmek mümkün değildir. Tarihi gerçekleri ve bu coğrafyanın özelliklerini bir kenara bırakıp, suni bazı sebeplerle ve barış sağlamak iddiası ile yola çıkılarak “Türk Milleti” adını terk etmek, yerine ad kullanmamak veya coğrafi tanımlarla ya da geçmişi unutup kabulü mümkün olmayan yeni bir isim kullanmak, hiç kimseye fayda getirmeyeceği gibi, şu an anlaşılamayan, ancak gelecekte acı gerçekleri ile karşılaşacağımız şuur ve benlik kayıpları yaşatacaktır.

“Barış gelecek” sözleri ile bir milletin adı Anayasa'dan çıkarılamaz. Bunun adı toplumsal barış değil, suni dayatma olur ve deyim yerinde ise “dikiş tutmaz”. Ülkenin bir düzeni ve sistemi vardır ve hukuk kuralları da, bu düzene ve sisteme karşı gelmenin yaptırımlarını göstermiştir.

Günümüzde, sözde toplumsal mutabakat ve barış adına, silah kullanıp suç işleyenlere silah bıraktırmak amacıyla ve bazı taahhütler vermek suretiyle güzel günlerin geleceği söylenmektedir. İnsanlar, buna inanabilir ve geçici olarak belki huzurlu bir ortama da kavuşabilir. Ancak gelecek ne olacak? İnsanlar belirsizliği üzerlerinden atabilecek mi? Hangi bağ ve sebep insanları birlikte yaşatacak? “Türk Milleti” kavramına karşı geliştirilen ve her yanı ırkçılıkla donatılmış söz ve taleplerin akıbeti ne olacak? Birliği ve bütünlüğü bozmak suretiyle karşı karşıya kalınabilecek ayrışmanın bedeli ne olacak ve bundan kim veya kimler yararlanacak?

Belirtmeliyiz ki, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran herkes Türk'tür ve Türk Milleti'nin bireyidir. Bu bir ırk değildir. Fiziki özelliklerin ön plana çıktığı ve Ülke üzerinde yaşayan insanların bir kısmının diğerine üstün görüldüğü ve üstün hukuka sahip olduğu bir yapılanmanın varlığından da söz edilemez. Sorunlar ve kompleksler, tarihi gerçek, ulusun özü ve bu coğrafyada yaşayan tüm insanları tanımlayan adın terk edilmesi suretiyle aşılamaz.

Tarih, bu millete “Türk Milleti” ismini vermiştir. Uluslararası alanda değişik isimler kullanılsa da “Türkiye” anlamı taşıyan tüm kelimelerde ortak unsur “Türk” olarak gösterilmiştir. Türkiye, Türk Milleti'nin, yani insanının yaşadığı yerdir. Bu isim kimseye dayatılmamış veya dikte ettirilmemiştir. Bu ismi bu Millete, Ülkede yaşayan insanların ırkları, geldikleri ve bağlı oldukları topluluklar kim olursa olsun, “tarih” vermiştir. Bu isimden vazgeçmek, hangi nedenle olursa olsun bu ismi terk etmek; tarihi kabul etmemek, gerçekleri görmezden gelmek ve bir ulusun ortak değeri olan ismi inkar etmek anlamı taşıyacaktır. Elbette bu ismin kaldırılabilmesi ve yeni bir adın kabulü mümkün değildir.

Ülkede yaşayan insanların; ırklarının, nereden geldiklerinin, nereye gittiklerinin ve hangi topluluğa mensup olduklarının, millet tanımlamasında bir önemi yoktur. Her milletin bir özü ve sosyolojik gerçeği vardır.

Türkiye coğrafyasında yaşayan ve ortak değerlerde buluşup toplumsal mutabakatla Devleti kuran insanların oluşturduğu milletin adı Türk Milleti'dir. İdeali temsil eden bu tespitler, geçmiş yaşanmışlıklara bakan bazı insanlar için zor gibi gözükse de, imkansız değildir. Birlik ve bütünlüğü sağlamaya yönelik tüm unsurları korumak, zararları gidermek, geleceğimizi ve neslimizi düşünerek bir millet olgusuna sahip çıkmak temel hedefimiz olmalıdır.

Prof. Dr. Ersan Şen - Haber 7

ersansen@hotmail.com