Milli Eğitimde skandal bir tane değilmiş

  • GİRİŞ25.07.2013 09:19
  • GÜNCELLEME25.07.2013 11:31

Olay, Danıştay'ın, "başörtüsü memuriyetten atılma sebebi olamaz" şeklindeki kararına MEB hukuk müşavirinin itiraz etmesinin tarafımızdan deşifre edilmesiydi.

Kim sorumlu tartışmaları yapılırken, bir kısım basın organları olayı hükümete yüklenmede araç olarak kullanmaya başladılar. Bizim amacımız kişilerle uğraşmak değildi. Siyasi iradeye rağmen bürokrasinin nasıl olumsuz çalıştığını göstermekti. Sorumlularını tahkik etmek ve gereğini yapmak da hükümetin göreviydi.

Bu bağlamda aldığım bir mektup skandalın bir tane olmadığını, skandallar zinciri olduğunu ortaya koyuyordu. Mektup sahibinden aldığım izin ile okudukça şaşıracağınız ve nasıl olur diyeceğiniz olayları sizlerle paylaşmak istiyorum.

"Reşat Bey, ... bendeniz 1998 Aralık Şurası ile TSK'dan ilişiği kesilmiş bir askeri savcıyım. Sebebi malum. Başta eşimin başörtüsü... O dönemde MEB'de görevli öğretmenler de başörtü nedeniyle ihraç edilmeye başladı. Aynı mağduriyeti yaşadığım için, bu kardeşlerimizin davalarını takip etmeye başladım. Özetle, ( yazınıza konu ) Danıştay'ın müspet karara bağladığı davanın avukatıyım. Bendeniz Avukat Yusuf Çağlayan...

... aşağıda ayrıntısı ile izah edeceğim üzere, 2001 yılından itibaren MEB'in davalı olduğu bütün başörtü davalarında önce davanın reddi yönünde savunmalar aldık. Bu prosedür gereği dedik. Ancak yargıdan olumlu dönen bazı davalarda temyiz, karar düzeltme talepleri geldi. Ancak bu son Danıştay kararı Samsun İdare Mahkemesinin olumsuz kararının 12 nci daireden bozma kararına direnmesi sonucu Genel Kurula gittiği için, buradan çıkacak olumsuz bir karar kazandığımız diğer tüm davaları da olumsuz etkileyecekti. Çünkü tamamı MEB tarafından temyiz veya karar düzeltme talepleri sebebiyle Danıştay'da bulunuyordu... maalesef belirteyim ki, 28 Şubat dönemindeki uygulamaların hiç bir değişiklik olmadan bu günlere kadar MEB tarafından uygulandığına bizzat canlı şahidim. Basına sanki MEB sadece bir karara itiraz etmiş gibi yansıdı. Oysa durum çok daha vahim."

"Şöyle ki: 

Başörtü sebebiyle gerçekleştirilen ihraç kararları hakkında Danıştay'ın ve Bölge İdare Mahkemelerinin lehe verdiği kararlar sadece bu dava ile sınırlı değil. 28 Şubat sürecini müteakiben MEB Yüksek Disiplin Kurulunca gerçekleştirilen ihraç kararları üzerine açmış olduğumuz iptal davaları özellikle 2000'li  yıllar sonrasında yargı gündeminde bulunuyordu. İdari davaların yoğunluğu sebebiyle süreç uzun sürdüğü için, davaların neticelenmesi uzun yıllar aldı. Bu süreçte birinci etapta davalar yerel mahkemelerden, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 7.5.1999 tarih ve YD itiraz no. 1999/229 Sayılı içtihadı dayanak yapılarak reddedildi. Yine yaptığımız tüm temyizler de Danıştay 12 nci dairesince aynı içtihat gerekçe gösterilerek reddedildi."

"Son kanun yolu olarak karar düzeltme yolu kalmıştı. Yaptığımız karar düzeltme taleplerimiz iki kategoriye ayrılarak değerlendirildi: 1-Lise öğretmenleri, 2- İlköğretim Okulu veya lise öğretmeni iken başörtü nedeniyle İlköğretimde geçici görevlendirilen öğretmenler…Lise öğretmenlerinin disiplin soruşturmalarını ilköğretim müfettişlerinin yaptığı, bunun hukuka aykırı olduğu yönündeki itirazımız uygun görülerek, lise öğretmenleri ile ilgili olumsuz kararlar geri alındı ve lehe kararlar verildi. Bölge İdare Mahkemeleri de Danıştay'ın bu içtihadına uyarak lehe kararlar verdi. Ancak, bu lehe kararlar bu kez de MEB'in temyizleri ve Danıştay'ın bu temyizleri reddi üzerine de karar düzeltme itirazları ile karşılaştı. MEB tarafından yapılan bu itirazlar sonuna kadar sürmüş ve hatta AİHM safhasında da başörtü aleyhine itirazlar söz konusu olmuştur." ( Leyla Şahin davasında da benzer hata yapıldığını yazmıştım.RP )

"MEB'in bu ısrarlı temyiz ve karar düzeltme itirazlarına karşılık olarak, hukuki süreç hem AİHM'sinden hem de Danıştay'dan lehe sonuçlanmıştır. AİHM, İstanbul Barosundan Avukat Süleyman Arslan'ın takip ettiği bir davada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İkinci Dairesinin  30.09.2008 günlü ve Başvuru No: 37829/05 sayılı kararıyla, başörtü nedeniyle yapılan ihraç işleminin iptali yönündeki davanın reddine dair verilen ve tüm süreçten geçerek kesinleşen bir davada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6/1. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Yani AİHM, daha önce vermiş olduğu aleyhteki başörtü kararını düzeltmiştir."

"MEB, lehe kararlara itiraz ile yetinmeyip, ihraç işlemi iptal edilen öğretmenlere geriye dönük haklarının ödenmesi hususundaki müracaatlara da olumsuz karşılık vermiştir. Gerekçe olarak ise,  iptal kararında geriye dönük ödemeye dair bir açıklık bulunmadığı belirtilmiştir. Oysa, idari işlemin iptali, bu işlemin hukuk alemindeki bütün sonuçlarını da iptal eder. Nitekim, uygulama da bu yöndedir. Bu husustaki, Danıştay Birinci Dairesinin Esas No: 1982/112, Karar No: 1982/130 sayılı istişari kararına ve bu karara dayanılarak yayınlanan Maliye Bakanlığının  25.2.1983  Tarih ve Sayı : KY-10-115567-76/17-1/4785 Sayılı ve Yargı Organlarından îptal Kararı Alan Personelin Aylık ve Diğer Özlük Hakları Konulu, 81 ve 81-Ek Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğine uyulmamıştır.  Bu kez de, MEB'in özlük hakları ödememe işlemleri yargıya taşınmış ve bu işlemlerin iptaline dair yargı kararları da, MEB'in temyiz ve karar düzeltme itirazları ile karşılaşmıştır. Maalesef uzun ve çetin mücadelelerden sonra bugünkü aşamaya gelinebilmiştir." 

"İkinci kategorideki, yani ilköğretim okulu öğretmenlerine gelince, bu öğretmenlerin durumu tam bir facia olmuştur. MEB, açtığımız tüm davaların reddi yönünde savunmalar vermiştir. Yargı süreçleri ise tüm derecattan geçerek olumsuz sonuçlanmıştır. Gerekçe ise, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 7.5.1999 tarih ve YD itiraz no. 1999/229 Sayılı içtihadı ile, başörtüsünün "İdeolojik amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozma" fiili olarak nitelenmesi ve bu fiilin karşılığının da ihraç cezası olması…Disiplin soruşturmalarının ilköğretim müfettişlerince yapılması…"

"Danıştay 12 nci Dairesinin son kararları, başörtüsünü içtihatta belirtilen eylem kapsamında olmadığı, kılık kıyafet hükümlerine aykırı davranma olduğu şeklinde sonuca bağlamaktadır ki, yürürlükteki mevzuata göre doğru bir karardır. Çünkü, yasada, başörtü açık bir şekilde kılık kıyafet hükümlerine aykırılık olarak tanımlanmış ve yaptırımı da gösterilmiştir. Cezası, önce kınama, sonra uyarmadır. Bu açık düzenlemeye rağmen içtihatla suç ve ceza üretilemez. Ancak şimdi mevzuata aykırı olduğu tescillenen daha önce kesinleşmiş yüzlerce olumsuz başörtü kararı ile açık bir hukuksuzluğa maruz kalan öğretmenlerin durumu ne olacaktır? Biz burada elbette MEB bir idari işlemini savunmasın, yasal temyiz ve karar düzeltme yetkisini kullanmasın demiyoruz. Ancak, itiraz edilen tüm işlemler, 2000 öncesi 28 Şubat ideolojisinin tesis ettiği işlemlerdir. Temyiz ve itiraz yetkisi takdiri bir yetkidir. Şu günlerde başörtü yasaklarının kaldırılmasını gündeme getiren ve daha önce de bunun mücadelesini veren bir hükümete bağlı bakanlığın bu takdir yetkisini olumlu kullanmasının önünde hiçbir yasal engel bulunmamaktaydı. Zaten ortada bakanlığın gerekçe gösterebileceği lehe yargı kararları bulunuyordu. Halen bu tür itirazlar sebebiyle Danıştay'da çok sayıda inceleme devam etmektedir."

Reşat Petek
petekresat@gmail.com

www.resatpetek.net

Yorumlar44

  • milletin ferdi 10 yıl önce Şikayet Et
    Ak Parti iktidarında milletin kazanımlarını görmeyip, dava başına para alan çoğu CHP zihniyetli avukatların, hükümete haber vermeden yaptıkları işgüzarlıktır bu. Ak Partiye mal edilmemelidir. Ama Ak Parti de kanunların elverdiği ölçüde bu işgüzarlara karşı gereğini yapmalıdır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • milletin ferdi 10 yıl önce Şikayet Et
    Ak Partiden başka kim çözebilir, seninki de laf mı yani yalnız kurt,? Başörtüsüyle ilgili en ufak bir düzenlemeyi mahkemelere taşıyan, sorunun kaynağı CHP mi?. Başörtüsü sorununu çözeceğim diye milletten oy aldığı halde başörtülü milletvekilinin başörtüsünü çözen laikçi Bahçeli’nin MHP’si mi? Yoksa Kürt halkı dindar olmasına rağmen içinde dindar barındırmayan sol terörist PKK destekçisi, Güneydoğu’nun CHP versiyonu BDP mi?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • milletin ferdi 10 yıl önce Şikayet Et
    Ayşe Demir kardeşim mağdur olduğun belli. Ama Ak Partiye oy vermeyeceğim diye yemin etmek kendi ayağına kurşun sıkmaktır. Kendi kendini mağduriyete mahkum etmektir.. Kahir ekseriyeti Müslüman olmasına rağmen Türkiye’de CHP zihniyetinin azınlık diktası vardı. Seçilmeseler bile iktidarlardı. Tüm her yere sirayet etmiş 90 senelik CHP zihniyetini öyle hemen temizlemek mümkün mü sanıyorsun. Sabırlı olmak ve bilinçli hareket etmek şart. Tam da Erdoğan’ın yaptığı gibi. Erdoğan milli iradeye kulak verdi, ülkeyi batı ve israil’den bağımsız politikalar uyguladı diye, azınlık olmalarına rağmen CHP zihniyetinin ne kadar sesi çıktığını Gezi olaylarından görmüyor musun? Daha önce bunun siyasette etkili ordu vardı. Tek tip basın vardı. Şartlara göre hareket etmezsen kaybedersin. Erbakan’a kötü niyetli diyemeyiz ama Erbakan zamanındaki Müslümanlara daha fazla zorluk çıkarıldığını unuttun galiba. Senin başına gelenler bile bununla ilişkilidir muhtemelen
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • yalnız kurt 10 yıl önce Şikayet Et
    AK Parti iktidardan giderse vay halimize diye düşünenlere. Ak Parti yapması gerekeni yapmıyorsa CEZALANDIRILMALIDIR...Hiç kimse bulunmaz hint kumaşı değildir...Ali gider Veli gelir Veli gider Hasan gelir...Mehmet Ali ŞAHİN Başörtüsü %1,5 un sorunudur demişti de hiçbirinizden ÇIT SES ÇIKMAMIŞTI...
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • metin yaman 10 yıl önce Şikayet Et
    Mazlum ile Allah arasında hiç bir perde yoktur. CHP 25 yıl memleketi tek parti ile idare etti ancak millet kan ağladı, mazlum halkın bedduasını aldı, tam 63 yıldır sürünüyor. Refah Partisi millete ihanet etti, hayatı boyunca sürünecek... AK Parti de 10 yıldır iktidarda çok iyi şeyler yaptı ancak YÖK'te 28 Şubat zulmü aynen devam ediyor. Eğer bu mazlumlardan birisi elini havaya kaldırırsa siz muhterem AK Partililer hayatınız boyunca iflah olamazsınz Ahiretteki azabınız da baki kalır. O yüzden biraz kendinize gelin YÖK'teki bu zulmü durdurun...yoksa akibetiniz CHP'den farklı olmayacaktır.
    Cevapla Toplam 11 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat