Türk Diasporası!..

  • GİRİŞ19.04.2015 09:49
  • GÜNCELLEME20.04.2015 09:04

Avrupa Parlamentosu’nun “Ermeni soykırımını tanıyın, arşivlerinizi açın” çağrısına işaret eden Sayın Numan Kurtulmuş, arşivlerimizin uzun yıllardır “zaten” açık olduğunu vurgulamak suretiyle Avrupa’nın “cehaleti”ne vurgu yaptı.

Irkçı Ermenilere “paralel” tavırlarla Türkiye’yi suçlayan ‘mevkidaş’ına,  “Bizim kimseden saklayacak, tarihimizin bir günlük karanlık sayfası yoktur” dedi.

Biz yok iken esip gürleyen “‘mevkidaş’ın mahiyeti” tahmin edeceğiniz gibi, süt dökmüş  kedi!..

Ne tuhaf işler; adamlarda “işkence aletleri sergisi” var, medeniyet dedikleri, büyük cakayla sergiledikleri laleleri sümbülleri, zenginlikleri…

Ne varsa ellerinde “refah” dedikleri…

Alayı “soykırım” kaynaklı, “sömürgeciliğin” simgesi bir devlet…

Vahşi Avrupa, bizi “soykırımcılıkla” suçluyor…

“Hiçbir şey yapamazlar, ateş olsalar cürümleri kadar yer yakarlar” yollu tepkilerle kendimizi avutabiliriz.

Bunu yapmaktan çok daha iyisi, “durumu fırsata” çevirip, “diasporamızı” harekete geçirmek…

Bu muazzam “potansiyeli” değerlendirmek.

Sayın Kurtulmuş’un, Hollanda ve Almanya programlarını takip ederken, yurt dışındaki “Anadolu insanı”nın ne kadar büyük bir güç olduğunu ve bizim bu gücü yıllar yılı nasıl görmezden geldiğimizi düşündüm.

Allah’tan, son yıllarda Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı, TİKA gibi müesseselerimiz duruma el attı da, uzun yıllar boyunca “döviz getiren kaynak” olarak gördüğümüz gurbetçiyi gündemimize aldık.

Ne büyük bir güç, Hollanda-Almanya seyahati ziyaret programımızda yer alan camilere bakın; Den Haag’da MESCİD-İ AKSA CAMİİ, Amsterdam’da AYASOFYA CAMİİ, Manheim’da YAVUZ SULTAN SELİM CAMİİ, Dortmund’da SULTAN AHMET CAMİİ…

Bütün bu isimler, Avrupa’daki insanımızın “İslam Medeniyeti”ne” ve o medeniyeti “önemli ölçüde temsil eden” Osmanlı’ya ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor bize.

Biz de, Avrupa’daki insanımıza bağlı olalım, onlara hak ettikleri kıymeti verelim.

Mesela…

Onları, “Büyükelçiliklerimizde, Konsolosluklarımızda yolunacak birer kaz” yerine koymayalım!..

Onlardan, Türkiye’dekinin üç, dört katı “Türk pasaportu harcı” almayalım!..

Gençlerimizin üzerindeki, “Askerlik Bedeli Yükünü” hafifletelim, gurbet ellerde zaten zor olan işlerini iyice zorlaştırmayalım.

Hollanda’daki Türk Müzesi’nin Başkanı Salih Dadak kardeşimizin (Salih Bey ile mutlaka irtibata geçin, gerçek bir mütefekkir, info@turksmuseumnederland.nl) güzel bir projesi var…

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat