Kocasından dayak... Elalemden taciz!
- GİRİŞ21.02.2013 10:06
- GÜNCELLEME21.02.2013 10:06
Daha 32 yaşında, kocasından yediği dayakların sonunun gelmeyeceğini anlayınca kendisine yeni bir hayat kurmak için eli yüzü kanlı, ağzı gözü şiş de olsa düştüğü yerden kalkıp iki bebesiyle ailesine sığınmak istemiş Fitnat...
Babası ‘Kadının yeri kocanın yanı, başımı derde mi sokacaksın' deyip, Fitnat'ın yüzüne genç kızlığını geçirdiği evin kapısını kapatıvermiş. Aydınlık karanlığa dönüşmüş ve kendisi de dahil etrafında her ne varsa boşluğun ortasına düşüvermiş.
Bana gelen bir mailde işte bunlar yazıyordu.
Fitnat diyor ki; yalvarıyorum abla beni yaz... Yaz beni ki, insanların vicdansız yanı insafa gelsin. Beni yaz ki, benim gibilerin sesi duyulsun.
Televizyonlarda mağdurların çıkartılıp, reyting almak için iliklerine kadar hüplendiği yayınları hepimiz biliriz. Bir zamanlar Allah affetsin ben de o programlardan birkaçını sunmuştum. Kimyam değişip, depresyona girince ve kendimle iç hesaplaşmalarım başlayınca bu işi yapamayacağımın kanaatına varmıştım. Rezil bir duygu bu. Yardımcı olmaktan çok yarayı deşmekten başka işe yaramıyor ve siz kendinizi vampir gibi hissediyorsunuz.
Neyse demem şu ki, bu yazımız tüm bu emsallerden çok başka...
Okuyucularımızın çokluğu ve sesimizin duyulduğu alanların genişliği beni rahatlatıyor.
Fitnat aslında ne yediği dayaklardan ne de ailesinin kendisini reddinden şikayet etmiyordu. Başını sokacak bir ev ve evlatlarını geçindirmek için para bulmak zorundaydı. Kocasının içkisini, dayağını, meyhaneye çevirdiği mahremini hayatına katmak istemiyor artık evlatları ile bir kuru ekmeği bölüşüp alnının akı, namusu ile yaşama tutunmak istiyordu.
Bir komşusunun yanına sığınıp, iş aramaya başlamıştı. ‘Allah razı olsun onlardan' diyordu. Sesini duyurmak istediği mevzuu ise, başladığı işlerde beyler tarafından uğradığı tacizlerdi!
Alımlı ve güzel olmasının acısı mıydı bu?
İşte onun cümleleri ile isyanı;
Abla, ben kendi ayaklarım üzerinde durmak istiyordum. Çocuklarımı kimseye muhtaç etmeden yetiştirmek, içkici babalarının dayaklarından uzak tutmaya çalışıyordum. Hepimizi sıra dayağına çeken bu adam, geceleri arkadaşları ile eve geliyordu ve onların gözünün önünde bize eziyet ediyordu. Sarhoşluktan gözleri dönmüş o adamların neler yapabileceklerini düşündükte ölüp ölüp diriliyordum.
14 yaşındaki kızıma rakısına buz koydurtan eller kırılsın! İş bulup, kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalıştım. O da olmadı. Rahat bırakmadılar. Genç kadınsın, yalnız kadınsın deyip, başka şeyler beklediler. Umdukları gibi olmayınca da paramı vermeden işten çıkarttılar. Halime acıyormuş gibi yapıp, bacağımı okşamaya çalışan o adamlar mı daha kötü yoksa çocuklarımın babası mı?
Ben artık ne yapmam gerek bilmiyorum. Komşum da yavaş yavaş ‘ Hadi artık biz çok kalabalığız kaç 4 ay oldu hala elin ekmek tutmuyor' demeye başladı.
Çocuklar ortalıkta sefil oldular. Ben gün geçtikçe eriyorum. Eve dönersem kocam, dönmezsem elalemin adamları cehennem hayatı yaşatacak.
Neden bırakmıyorlar alnımın akı ile geçimimi sağlayayım?
...
Fitnat'ın yazdıklarını okudukça omuzlarımda kocaman bir ağarlık beni yerin dibine doğru çekmeye başladı. Aciz bir kadının hatta iki çocuk annesinin bu durumundan nefsii fayda sağlamak isteyenlerin ‘Allah korkusu' taşımadığını anladım da bu namussuzların kız çocukları, evlatları da mı yok?
Peki ya kocası? Onun için de söylenecek çok söz var elbette...
Çözüm odaklı yoğunlaşmak lazım. Bu kadına bir ev bulup, her ay geçineceği kadar parayı sunmak lazım belki de... Ama kaçına bu imkan sağlanabilir ki?
Yılanın başını ezmeden tavşanlar ortalıkta gezemeyecek. Ama doğanın kanunu bu, yılanda olacak tavşan da... Yılanı ehlileştirip tavşanı çevikleştirsek?
Off aklım karıştı, canım sıkıldı. Soruyorum Fitnat ne yapsın?
İçkici kocanın dayağının yanında bir de arkadaşlarının tacizlerini mi yoksa elalemin adamlarının sonu gelmeyen tacizlerini seçsin?
Yok bunların ikisini de seçmesin diyenler parmak kaldırsın. Peki ne yapsın?
Serdem Coşkun - Haber7
Serdemcoskun@gmail.com
Yorumlar10