Cumhurbaşkanlığı seçimi geldi geçti. Biraz da nostalji yapalım. 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün ne kadar demokrat!!! Biri olduğunu hatırlayalım.

Seçim zamanı kaleme alacaktım ama nasip olmadı. Dün haberlerde İsmet İnönü sergisinin açıldığını duyunca biz de kendi sergimizi açalım dedim.

1961 yılında Cumhurbaşkanlığı adaylığından zorla vazgeçirilen Ali Futa Başgil'i İnönü'nün 1945 yılında nasıl idamla tehdit ettiğini öğrenelim.

1944'te CHP'nin (Öztürkçe) politikasına şiddetle karşı çıkan Başgil sert bir makale yazar. Yazı şöyledir

"Milli dilde bir reform yapmak, hükmetin işi değildir. Böyle bir teşebbüs politikacılardan değil, dilcilerden gelmelidir. Bu müşahede ne kadar yerinde olursa olsun, bir dilin herhangi bir diktatörün (İsmet Bey oluyor kendileri) keyfine değil, kendi bünyesine has tekamül kaidelerine tabi olarak, inkişaf ettiğini ve bu itibarla çetin bir ilme mevzu olduğunu, buna uzun çalışmalardan sonra, ancak mütehassısların erişebileceğini ispat etmek lazım geliyordu"

Başgil 1945 yılında eleştirilerinin dozunu arttırarak "Despotizmin felsefesi" adıyla cHP hükümetine zehir zemberek eleştiri oklarını gönderir.

1945 Nisan ayı sonlarına doğru bir Dolmabahçe toplantısında İnönü, Prof. Başgil'i şu sözlerle tehdit eder:

" Bir müddetten beridir basında bize karşı sert tenkitler ve şiddetli hücumlar yapılmaktadır. Bu beylere, vaktiyle Şeyh Said isyanı sırasında tenkitte bulunanları, asileri ayaklanmaya teşvik ettikleri için, elleri bağlı olarak İstiklal Mahkemeleri'ne sevk ettiğimizi hatırlatmak isterim"

İsmet Paşa'nın ne kadar demokrasi havarisi bir kişilik olduğunu anlamak için bu anı yeterlidir.

O zamandan bu zaman CHP'de değişen bir şey var mı derseniz? İstiklal Mahkemeleri, Postal Lostra Salonları yeni moda da malum postmodern darbe planları. CHP'de iktidara gelmenin başka yolu olmadığından serüvenleri böyle tezahür ediyor.

* Ali fuad Başgil, 27 Mayıs ihtilali ve sebepleri (ilk olarak eser Fransızca basılmıştır)

serkan.ustuner@haber7.com

@sustuner