Yasin Börü’nün katili belli değil mi?

  • GİRİŞ07.10.2015 11:33
  • GÜNCELLEME08.10.2015 08:07

Bu çağrının ardından vahşi doğada bile yaşanmayacak olaylar zinciri görüldü.

 Yasin Börü ve arkadaşlarının nasıl öldürüldüklerini duyduğumuzda hala tüylerimiz ürperiyor ve insanlığımızdan utanıyoruz.

 Peki bu katlin müsebbibi olan şahıs şimdilerde ne yapıyor? Aynı provokasyonun eş benzerini bu kez asker, polis üzerinde denemeye çalışıyor.

 Dokunulmazlık zırhının verdiği şımarıklıkla istediği açıklamayı yapabilmeyi kendinde hak gören bir zihniyeti temsil ediyor Demirtaş.

 50 kişinin ölümüyle sonuçlanan kitlesel bir olay sanki alelade bir vakaymış gibi geçiştirildi.

 Bu süreçte 65 vatandaş ile aralarında 4. sınıf emniyet müdürü ve komiser yardımcısının da bulunduğu 14 güvenlik görevlisi yaralandı. 

 Olaylarda 144 özel bina ve iş yeri, 16 kamu binası, 6 av bayisi, 17 özel ve kamu bankası, 4 okul, bir müze, 88 özel araç, 40 kamu aracı, bir parti binası ve 36 MOBESE kamerası zarar gördü.

 Canavarlaşan bir kitleyi harekete geçiren Demirtaş, Diyarbakır sokaklarını kan gölüne çevirirken kendisi ve ailesi Diyarbakır’ın en lüks semti olan Kayapınar’daki evinde keyif çatıyordu.

 Peki bu kadar olay olurken memleketin en büyük medya kuruluşu ne tür yayınlarla meşguldü?

 Yasin Börü ve arkadaşlarının ölümü Doğan Grubu’nda haber değeri yok muydu? Tabi ki vardı! Yasin Börü’nün annesine canlı yayında “Oğlunuzun IŞİD’le bir ilişkisi var mıydı?” diye soru soran Cüneyt Özdemir vicdanı sökülmüş birinin ne olduğunu kanıtlamak ister gibi ekranda arz-ı endam ediyordu.

 Peki aynı soruyu Bekrin Elvan’ın ailesine “Oğlunuzun DHKP-C’yle ilişkisi var mıydı?” Diye sorabildi mi? Tabi ki hayır!

 Bu insanlık dışı olayların üzerinden tam bir yıl geçti. Bu işi provoke eden şahıs barış güvercini diye pazarlandı. Ekranlarda en demokrat siyasetçi diye alkış tutuldu.

Şu tablonun tam tersini düşünelim: Başbakan Davutoğlu bir çağrıda bulunuyor ve bu çağrı neticesinde 50 vatandaşımız hayatını kaybediyor. Ortamı bir düşünün. Yüzbinler sokaklara iner, 24 saat kesintisiz yayınlar, uzman görüşleri, gece gündüz linç ve neticesinde koltuktan düşene kadar açık bir savaş.

 Böyle bir ortamda hala bağımsız, tarafsız mavralarına sığınarak “Gazeteciliği biz yapıyoruz” demeyin.

 Yasin’in katili bellidir. Toplum nazarında yargılanmıştır. Hukuk önünde de gün geldiğinde hesap verecektir.

 Yasin’in o gül yüzlü fotoğrafını gördüğümde aklıma hep İsmet Özel’in şu dizeleri düşüyor:

 “Hüsn-ü Yusuf’un yanağı mısın be mübarek”

serkan.ustuner@haber7.com

Twitter: @sustuner

Yorumlar1

  • lonca 8 yıl önce Şikayet Et
    kaleminize sağlık sayın yazar
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat