2007’deki 367 garabetinin ardından bir hayır kapısı açıldı ve Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesine karar kılındı. 

O zaman dönemin vesayetini kıracak bundan daha iyi bir yöntem bulunamazdı.

Erdoğan’ın her zaman yaptığı gibi işi milletle çözmesiyle beraber Türkiye yepyeni bir dönemin kapılarını açtı.

2014’ten sonra da ortada görünmeyen bir iki başlılık çıktı. Cumhurbaşkanı’nın şüphesiz parti içindeki ağırlığını kaybetmeden Külliye’ye çıkması ve partideki otokontrolü bırakmaması, memleketin rotasının şaşmamasına vesile olmuştur.

Şimdi Meclis’teki oylama sonrası referanduma gidecek olan bu oylama ne anlama geliyor?

Bu sandıktan çıkacak sonuç devletin çizdiği 100. Yıl planlarının çok daha öncesinden hayata geçirilmesi demek. 

Ağır ve aksak bürokrasiden kurtulup, iş yapma kabiliyeti hız kazanacak. Böylelikle misal Marmaray gibi bir proje 4 yıl geç açılmayacak. Bir şehir derneğinden daha az faaliyet gösteren ‘Takoz Odalar’ milletin, devletin ayağına dolanamayacak.

Nisan ayına kadar küresel güç odaklarının da saldırıları bitmeyecek. Değişen güç dengeleriyle beraber Türkiye’de yeni dünya düzenindeki yerini alacak.

Bugün Türkiye’ye diz çöktüremeyenler savaşı Asya’da yapacaklar. ABD’de Trump döneminde en belirgin politika tamamen Çin odaklı olacak.

Rusya ile yakın olmasa bile stratejik ortaklıklarla Çin by pass edilecek ve yeni bir süper gücün doğmasına asla izin verilemeyecek. Amerika Ortadoğu siyasetiyle önümüzdeki 10 yıl meşgul olmayacak.

Tüm enerjisini Asya üzerinde yoğunlaştıracak. Nixon zamanında nasıl Çin ile ortak hareket ederek Sovyet Rusya’nın boğazını sıktılarsa, şimdi de Rusya ile Çin’i boğma planı işleyecek.

Bu süreçte Türkiye de yükselen bir güç olarak coğrafyasındaki yerini alacak. Görünen emareler ışığında şunu çok rahat söylebiliriz ki, İran’ın tüm sinsi planları da ters yüz olacak.

Türkiye üzerinden elli tane plan yapan Perslerin akıbeti tüm coğrafyadan karışık hale gelecek. Bizim topraklarımızda fitne tohumu eken ve bölgede yayılmacı bir siyaset güden İran etnik bir çalkalanmayla yüzleşmek zorunda kalacak.

Değişen dünya düzeninde Türkiye’nin en büyük şansı Erdoğan’ın liderliği ve mübarek Anadolu insanı.

İşte bu ahvalden baktığımızda Türk devleti millet ve devlet bütünleşmesinde eşi görülmemiş bir uyum içinde.

Yapmamız gereken bu ulvi bütünleşmeye karınca misali katkı sağlamak ve tarihe tanıklık etmek.

Ne diyordu Patani’daki mübarek yüzlü güzel kardeşlerimiz ‘ Siz beklenensiniz. Bizler Abdülhamit Han’dan beri sizi bekliyoruz. Allah’a şükür geldiniz.’ 

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner