Milli Kültürü nasıl inşa ederiz?

  • GİRİŞ09.03.2017 07:35
  • GÜNCELLEME09.03.2017 07:36

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımı ve Nabi Avcı’nın öncülüğünde üçüncüsü düzenlenen Kültür Şurası hiç şüphe yok ki çok önemli bir adımdı.

İlki 1982, ikincisi 1989 yapılan ve sonrasında 27 yıl ara verilen bu şuranın içeriğinden, kurulların seçiminden dem vurmaya gerek duymuyorum.

Böyle bir şeye devlet olarak katkı sunulması ve desteklenmesi mühim bir mesele.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kültür Sanat Büyük Ödülleri’nde özeleştiri yaparak 15 yılda gereken desteği ve önemi kültür ve sanata gösteremedik demesi bu işin dertlisi olduğunun da bir göstergesiydi.

Sahi bize lazım olan ‘Milli Kültür’ neydi? Bunu dar kalıplarla ifade etmek zor. Tanzimat’tan bu yana başlayan Batı kaynaklı dayatmalar ve onun getirdiği çatışmaların bizi bir yerlere getirdiğini söylemek zor.

Bizlere Kültür diye dayatılan olgunun Batı’nın yeni bir silahı olduğu gerçektir. ‘Batı modalarını, zaaflarını, kokuşmuşluklarını bize aktarmak için; bizi kültürsüzlüğümüze inandırmak için bunu icat etmiştir’ diyor Cemil Meriç.

Evet bizler büyük bir kültür hazinesinin üzerinde yaşıyoruz. Bu yüzden de bu irfanın sahiplerine Kültür Emperyalizmi uğramıyor. Ama olanın da üstüne koyup zenginleştirme yolunda çok da yol almış değiliz. Biraz da ifrat ve tefrit arasındaki durumdan kaynaklı izahatlar yüzünden yol alamıyoruz.  

Devlet şimdi bu yönde çalışma yapan kurum ve kuruluşlara alan açmalı ve gereken tüm desteği vermelidir.

Evet yine Cemil Meriç'e göre, gerçek kültür bir tutkudur, insana inanıştır, kendini insanlığın kaderinden sorumlu tutuştur. Bir sevgidir kültür, insanın kendi kendini fethidir. Bugünü mazi ile zenginleştirmektir. Mazi ve istikbal ile...

Bizler de önce kendimizi tanımakla işe başlamalıyız. Bunu yaparken de hamaset nutuklarının ötesine geçmeliyiz.

Zekâyı zirvelere kanatlandıran uzun ve çileli bir ati yoluna girmeli ve nakış nakış bu yolu işlemeliyiz.

Tanzimatla başlayan Batı münasebetleri, birçok nesillerin gözünü kamaştırdı. Aydınlar, Batı'nın yükselişindeki sırrı aramaya koyuldular ve bu araştırmayı yaparken farkında olmadan kendi iç dünyalarını Batı'nın içinde buldular. Birbiri ardı sıra birkaç nesil ''Avrupa'ya benzemek için ne yapalım?'', ''Garplılaşma nasıl olmalı?'' diye uzun zaman sayıkladılar. O nesilleri Batı taklitçiliğine, hem de ruhları duymadan sürükleyen kuvvet, başlangıç noktasında bağlandıkları aşağılık duygusu olmuştu.

Bu duygunun kendi içimize akıttığı zehir, bizi küçülttükçe küçülttü. Böyle bir içten yıkılış faciasının karşısına dikilen muhafazakar zümre, Batı taklitçiliğini protesto ederken sade taassubunu kullandı. Onlar için mesele, sadece Batı'ya benzememek davasıydı. Milli varlığımız hakkında bir fikirleri yoktu. İnkılapçılar, örflerle kıyafet değiştirmede kurtuluşumuzun sırrını aramak gibi gülünç bir davaya kendilerini kaptırırlarken, muhafazakarlar; eski hayat şekillerine sımsıkı bağlanmada felah ümidi buldular. Her iki tarafın gafil olduğu şey, kendi milli kültürümüzü yoğurmanın lüzumlu oluşudur.

Hakikatte, bin yıllık tarihimiz içinde ortaya konmuş olan Anadolu Müslüman Türk kültürünü, örfleri, folkloru, edebiyatı ve güzel sanatlarıyla, tasavvufu ve tarikatlarının felsefesiyle, İslami ahlakıyla bir potada yoğurmak, davanın esasını teşkil ediyordu. (2)

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner

Cemil Meriç; Kültürden irfana

Nurettin Topçu; Kültür ve Medeniyet

Yorumlar3

  • Abdurrahman Serdar 7 yıl önce Şikayet Et
    Milli tarihe ve Milli kültüre dönmek için milli imparatorluk dilini ve tarihini araştırıp, bilmek gerek. Bunun için de Cumhurbaşkanının işaret ettiği gibi bu dilin ve tarihin yazılı eserlerini okuyabilmek gerek. Osmanlıca ve Kur'an öğrenmek gözde bbüyütecek bir iş değildir.
    Cevapla
  • Ş. Aslan 7 yıl önce Şikayet Et
    İlim müminin yitik malıdır, nerede bulursa alsın sözü esas alındığı için geçmişte Batının imrenerek ve kıskanarak baktığı sağlam bir islam medeniyeti kurulmuş. Bugün de aynı esası yine islamın sevgi, anlayış, hoşgörü ve adalet temelinde yükselterek kimseyi ötekileştirmeden, birlik ve beraberliğimize zarar verecek farklılıklarımızı bir tarafa bırakarak Yen'i bir medeniyet geliştirebiliriz. Yazınıza aynen katılıyorum teşekkürler
    Cevapla
  • efe 7 yıl önce Şikayet Et
    Elinize sağlık güzel bilgilendirici bir yazı.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat