“Mehmet Akif hem cephede, hem de şiiriyle çarpışan bir insandı. Bu bakımdan, günümüz insanının durumu da, Mehmet Akif’in durumundan farksız değildir. Akif biten bir dönemin son savaşçısıydı. Bizler de başlayan bir dönemin ilk savaşçılarıyız/olmalıyız. Birisi bitmemek için yapılan bir savaş, öbürü ise yeni bir dönemin, bir dirilişin başlayış savaşıdır.” Sezai Karakoç

Evet! Tam da dirilişin amentüsü gibi bu sözlere sıkı sıkı sarılmalıyız. Önce bittik, onlar öyle sandılar. Bozkırın kara çocuklarının direnişini hesap edemediler. Türk’ün bağımsızlık ateşinin nasıl yanacağını hesap edemediler.

Şimdi de dirilişin nasıl bir kasırga olduğunun farkında değiller. Referandum biter bitmez başladılar.

Önce buradaki aparatçıklarıyla sonra da bizzat devreye kendileri girerek bir kargaşa, bir kaos seçimlere gölge düşürme peşine düştüler.

İngiltere’nin Brexit kararını, ABD seçimlerindeki oranı en demokratik eylem biçimi olarak kabul edenler ne hikmetse 50 milyon kişinin oy kullandığı, Avrupa demokrasi tarihinde eşine rastlanmamış bir seçimi baltalamak istiyorlar. Sebep? Evet’in aldığı oy oranı.

Evet başlarına bela olacak. 2. Dünya Savaşı sonrası kurdukları kölelik düzenine çomak sokacak. Afrika’da sömürü düzenleri alt üst olabilir. Bölgenin en önemli ülkesinde artık ayak oyunlarıyla kendi istedikleri kukla hükümeti getiremeyecekler. 15 yıl boyunca neler denediklerini hep beraber yaşadık.

Şimdi son çırpınışlarını izliyoruz bu şer cephesinin. New York Times’ta Nato’nun Türkiye’ye müdahale etmesini isteyen aşağılık bir yazı yayınlanıyor. Aynı dakikalarda Financial Times 15 Temmuz’da Başbakan olacağını söyleyen şahsın ‘Erdoğan’ı devirecek lider’ olarak parlatıyor. (Alacağı en yüksek oy oranı: 0.05)

CHP referandum sonucuna itiraz üstüne itiraz ediyor. Ne yaparlarsa altını dolduramadıkları yalanlarla elleri ayakları birbirine karışıyor. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in referandum öncesi “Biz partimiz olarak bütün sandıklarda örgütlüyüz. SEÇSİS denen sistemde herhangi bir hırsızlığa imkan yok. Aynı sistemi kurduk karşılaştırıyor. En ufak bir uyumsuzlukta alarm veriyor. Bir tane oyu çaldırmayacak güçte kararlılıkta ve organizasyondayız. Bunu sadece biz yapmıyoruz. Bir çok parti yapıyor. Vatandaş oyunu verecek koruması bizden.”

Ama ne hikmetse oyları yine de çalınıyor. İtiraz ettikleri her şeyin saçma sapan birer önermeden ibaret olduklarını onlar da biliyor. Ölmeden önce son can çekişmelerini izlediğimiz bir partinin son saldırgan tavırları bunlar. Ne dediklerini kendileri de bilmiyorlar. Kılıçdaroğlu’na alternatif düşünülen ekonomist çıkıp ‘Meclis’ten çekilir sine-i millete döneriz’ diyor. 1 saat sonra parti sözcüsü ‘Böyle bir karar almadık. Meclis’te çalışmalarımıza devam edeceğiz’ diyebiliyor. Bir de Genel Başkan var. Onun da ne yaptığı belli değil. Partide kimin ne görevi var onu da kestirmek güç.

Bütün bunlar olurken Kılıçdaroğlu İngiliz gazetesine yüzde 48 için sokak çağrısı yaparak kitleleleri harekete geçirmek ve toplumu ayrıştırmak için çağrı yapıyordu. Akşam saatlerinde Kılıçdaroğlu’nun çağrısını alan 120 kişi İstanbul’un Bağdat Caddesi, Beşiktaş ve Bakırköy semtlerinde tencere tava çalarak ‘Hayır’ oylarını yüzde 55’e çıkardılar.

Bu arada hala aynı aşağılık zihniyete sahip olduklarını bir kez daha kanıtlayarak ‘Evet’ çıkan illere ve ilçelere ağza alınmayacak hakaretler de bulunan o hastalıklı kafa yapısının da icabına Emniyet yetkilileri bakacak.

Ha ne diyorduk: Yeni Türkiye canım!

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: @sustuner