Her şey bir ay öncesinden planlı bir şekilde başladı. Kılıçdaroğlu’nun vatan hainliğinden 25 yıl ceza alan Enis Berberoğlu için Ankara’dan yürüyüşe başlamasıyla kirli senaryoya start verildi.

Türkiye’ye dair kötü emelleri olanlar kendi çizdikleri plan çerçevesinde harekete geçtiler. Amaç: 15 Temmuz’a varmadan içeride bir karışıklık çıkarmaktı.

Terör örgütü PKK’nın düğmesine basıldı. Özellikle AK Partili yöneticiler ve şantiye işçileri hedef alındı ve iki AK Parti yöneticisi şehit edildi. Doğu ve Güneydoğu’da yapılmak istenen karışıklığın fitili böylelikle ateşlendi.

9 Temmuz Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’a geleceği tarih. Şimdiden Kandil’in emriyle terör örgütünün siyasi uzantısı, CHP Genel Başkanı’yla beraber kol kola yürüyor.

Şehirleri karıştırmanın da kısa vadedeki planı: İkinci bir gezi kalkışması

İngiliz BBC Gezi’deki provokatörlerini Kılıçdaroğlu’nun yanına gönderdi. Tam bu sırada sahneyi partisinden istifa eden Selin Sayek Böke alıp şöyle buyurdu: Bu yürüyüş Gezi olaylarının devamıdır.

TERÖR ÖRGÜTÜ DAEŞ’ VERİLEN TALİMAT

Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’ye destek yürüyüşüne dönen bu garip eylemin en zor tarafı provokasyona açık olması. Dün DAEŞ denen eli kanlı terör örgütüne mensup teröristler Kılıçdaroğlu’na saldırı hazırladığında yakalandı ve arabalarında AK Parti bayraklarıyla. Oyunun ne kadar büyük olduğunu anlamak için ibretlik bir kare.

SURİYELİLER ÜZERİNDEN PROVOKASYON

Yalan haberler üzerinden Suriyelilere yönelik bir linç tertip edilmek istenmekte. Özellikle sosyal medya aracılığıyla infial uyandıracak fotoğraflarla millet kışkırtılmak istenmekte. 6-7 Eylül olaylarının bir benzeri bu kez Suriyeliler üzerinde denenmek istenmekte. Allah’tan devlet çok çabuk bu tertibata önlem aldı ve olası bir facianın önüne geçti.

Bir anda birkaç yerden düğmeye basıldı ve Türkiye’de bir kaos yaşatılmak istendi, hala da isteniyor. Kılıçdaroğlu olmadı, Suriyeli işi tutmadı. Terör örgütleri FETÖ, PKK ve DAEŞ ortak bir lağımdan beslenip aynı oyunun içine dahil edildi.

CENDEREDEN ÇIKIŞ NASIL OLACAK?

Sevgili Ercan Yıldırım ağabeyin dediği gibi: Bu bir cendere. Bu cendereden de çıkışı şöyle tarif ediyor Yıldırım “Tarihi birikimimizi ve kaynaklarımızı güncellemeli, bin yıllık omurga olan Türk – İslam, ehli sünnet ve gazayı devlet felsefesi haline getirmeliyiz. Yoksa statükoyu yenileyip “İdare-i maslahatla” günü geçiştirirsek cendereden çöküşe geçeriz”

serkan.ustuner@haber7.com

Twitter: sustuner