Ortadoğu’da işlenmekte olan oyunun artık yavaş yavaş sonuna doğru geliyoruz. Kaç perdeli onu tahmin etmek zor ama en azından ilk etabı tamamlanmak üzere.

Öncelikle Irak’ın işgali sonrasını hemen hatırlayalım. Demokrasi (!) için gelen ABD çok kısa süre sonra ırak’ta üç parçalı bir yapıdan bahsetmeye başladı.

Sonrasında Barzani özelinde Musul, Kerkük ve Telafer’de Türkmenler yoğun baskı altına alındı. Evleri kırmızı boyayla mühürlendi. Tapu tahrir defterleri yakıldı. Yörenin tüm demografik yapısı alt üst edildi.

Türkmenler gördükleri zulüm neticesinde zorunlu göçe tabii tutuldu. Sonrasında ortaya DAEŞ diye kukla bir örgüt çıkardılar. Müslüman olduklarını söyleyen bu cani sürüsü sadece Müslümanları öldürerek nasıl İslam’a hizmet ettiklerini kanıtladılar.

Irak ordusu adı altında görünen güçler bir tek mermi dahi atmadan tanklarını, tüfeklerini Musul’da terk ederek burayı terör örgütü DAEŞ’e teslim ettiler.

Sonrasında ise oyunun diğer parçası devreye sokuldu. DAEŞ’le mücadele adı altında peşmergeler sahaya indirildi ve Amerikan senaryosu ‘motor’ sesiyle uyduruk Hollywood filmi başladı. Barzani topraklarını DAEŞ’le mücadele ediyorum diyerek yüzde 35 büyüttü.

Eli kanlı kukla terör örgütü DAEŞ, Musul’dan atıldı. Böylelikle Amerikan mandası altındaki devletçiğin önü iyice açılmış oldu.

Barzani’nin Eylül ayında ısrarla referandum kararı almasındaki etken tabii ki bağımsız bir hareket değil. Artık dünyayı yönettiği düşünülen yapılar, ulus devlet yerine mikro devletçikler istiyor. Bunun da en bariz örneğini şu an Irak ve Suriye’de yaşıyoruz.

 Şimdi peşmergebaşı Barzani’nin referandum kararının geçersiz olacağı fikrine kapılanlar var. Tam aksine Barzani’yi sonuna kadar ABD ve Rusya destekliyor. ABD tamam da Rusya nasıl derseniz?

En az 20 yıl süreyle Rus petrol şirketi Rosneft, Kuzey Irak’taki petrolün büyük kısmını çıkartacak ve yeni saha çalışmaları yapacak.

Şimdi asıl soruya gelelim Türkiye 1926 yılında Irak ve mandası İngiltere’yle Ankara anlaşmasını imzalayarak bugünkü Türkiye – Irak sınırını çizmiştir.

Bu anlaşmayla Misak- Milli’ye dahil olan Musul ve Kerkük haklarından vazgeçmiştir. Şimdi referandum sonrası Musul ve Kerkük Irak devletine değil ABD mandasındaki devletçiğe bağlanacaktır.  

Böylelikle Ankara Anlaşması da iptal olacaktır. Peki Türkiye iptal olacak anlaşma sonrası haklarını geri isteme hakkına sahip midir?

Uluslar arası anlaşmaların iptali sonrası bir önceki duruma dönüleceğinden Türk toprağı olan Musul ve Kerkük yeniden Türkiye’nin bir numaralı dış politika konusu olacaktır.

Çünkü Türkiye yeniden Musul ve Kerkük’ü isteme hakkına sahiptir. Aynı zamanda hala sayıları milyonu geçkin Türkmen kardeşlerimizin hak ve hukuku Türk devletinin garantörlüğü altındadır.

Bu yüzden kararlı olunursa 100 yıl önce masada verdiklerimizi geri alma ihtimalimiz doğabilir. Ne buyuruyordu Allah (c.c) ayetinde “Sizin hayır sandığınız şer; Şer sandığınız şeyde hayır vardır. Allah (c.c) bilir siz bilmezsiniz”

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner