Türkiye 2013 yılından itibaren sistematik olarak yoğun saldırı altında. Gezi terörizmiyle başlayan süreç hepimizin malumu.

İş sonunda FETÖ’nün darbe yaparak işgal planına kadar vardı. Devlet uzun zamandır bağırsaklarını temizlemekle meşgul.

2500 yıllık kadim bir devlet geleneğinin sahiplerinin bu tür kenelere neden müsaade ettiğini devletin bir refleksi olarak görüyorum.

Bütün yapı açığa çıkana kadar beklenmiş sonrasında devlet bu örgütün fişini çekmiştir.

Şimdi yeniden kabuk değiştiren ve ‘Kızıl Elması’nı 2023 olarak belirleyen devletin yeniden aynı hataya düşmemesi lazım gerekir.

Şimdilerde dillendirilen bazı yaşanmışlıkların ileride hiç de hoş olmayan durumlara netice vereceği aşikardır.

Yeniden bir tarikat ya da cemaatin az da olsa bazı işler tekeline verilmemelidir. Ya da bir kısma biraz da olsa ayrıcalık tanınmamalıdır.

15 Temmuz darbe girişiminin bize öğrettiği en büyük ders bu olmalı. Bir kurum ya da kuruluş bir zümreye tahsis edilemez. Biliriz ki devleti ayakta tutacak olan şey: Ahlak, liyakat ve vatanperverliktir.

Evet sürekli ağzımızda en büyük slogan olan Osmanlı’ya bir bakalım:

Hemen hemen neredeyse bütün padişahlar bir tekkeye ya da tarikata mensuptu. Ama hiçbiri devlet işlerinde kendi tarikatına ayrıcalık tanımamıştır. Yanında görev verdikleri olmuştur ama devlet içinde küçük bir yapıya asla ve asla müsaade etmemişlerdir.

Bu yüzden 2019’a giderken bu devletin işleyiş mekanizmalarında tarikat, cemaat, gibi yapılanmalar olmamalıdır.

Neoliberal tezler de yeni devlet kuramının dışında tutulmalıdır. Devlet, değişen dünya düzenindeki yerini alırken Türkiye’nin artık 15 Temmuz sonrası görmesi gereken tek şeyin: Bu milletin bir gruptan çok daha kalabalık olduğudur.

Türk devlet felsefesinde bireyler, devletin varlığı ve devamlılığı içindir. Bu anlamda devlet bireylerin varlığını değil, kendi bekasını koruma önceliğindedir gibi bir yanlış tez vardı. Bu tez çok önce değişmiş15 Temmuz sonrası da başka bir duruma evrilmiştir. Çünkü dünyada devletler milletlerine güç verirken, biz de millet devletine güç aşılamaktadır.

Bu yüzden dünyadaki dengelerin kartları yeniden karılırken dünya üzerindeki oligarşik dar güçler bir şeyi planlarken Türkiye ile tüm hesapları milletin gücünü tartarak yapar.

2019, 2023’ün provası olurken devletin 'Kızıl Elması’ndan önceki hazırlık safhasıdır.

Devlet belirli kesimlerin bir şeylerden nemalanmasına izin verirse 10 yıl sonra başımıza 2. FETÖ operasyonu çıkar. Devletin alacağı ölçü bellidir. Evet artık hiçbir tarikat, cemaat ya da STK kendini devletten üstün görme gibi bir gaflete getirecek pozisyona alınmamalı.

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner