Serbes ve Cumbulgiller

  • GİRİŞ03.10.2017 07:17
  • GÜNCELLEME04.10.2017 07:58

Emrah Serbes yazdığı ortalamanın altı kitabıyla hiçbir zaman edebiyat dünyasında kendine yer bulamadı.

Kendini ideolojik olarak ‘marjinal Sol’a yaslayarak prim yapmaya çalıştı. Malum şu Ankara polisiyesi olan diziyle popülerliği artınca kendisini dev aynasında görerek yaşadığı lüks hayatıyla slogan devrimcisi rolünü takındı.

Ekrana sarhoş çıkarak arz-ı endam ettiğinde de birtakım kişiler tarafından şirin gösterildi. Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve toplumun yüzde 80’inine hakaret etmeyi marifet saydı ve kendine bir paye biçti.

Kendi yazmadığı senaryoyu kendi yazmış gibi göstererek Nişantaşı – Cihangir hattında bar çıkışlarında caka sattı. Malum dizinin senaristliğini kendisi değil başka bir şahıs yapıyordu.

Sonrasında şu malum kaza ortaya çıktı. İki kişinin öldüğü kazada kendi kullandığı ultra lüks otomobiliyle aşırı hız yaparak bir aileyi yok etti. Anne hala komada. Bu faciaya sebebiiyet verip suçu arkadaşının üstüne almasını sağladı. Çünkü arabanın içinden de anlaşılacağı gibi sarhoştu ve bu ölüme neden olan kazalarda suçu ağır kılıyordu.

Bir hafta sonra suçunu güya itiraf ederek bir senaryo yazdı ve sosyal medyadan paylaştı. Böylesine ahlaksızlığa ne denir? Türkiye’de ‘Solculuk’ tıpkı gezi zamanı tüm her yeri yakıp yıkanları hatırlayın. Bunlara da bir kesim medyanın nasıl kahraman payesi verdiklerini unutmayalım.

İşte bu tür varlıklarda her şey ucuz ve o kadar da vicdandan uzaktır. Nasıl insan olunmaz? Derseniz Emrah Serbesgiller’e bakmak yeterlidir.

Yer: Adana film festivali. Sahnede Türk sinemasında hiçbir başarısı olmayan, yakın dönemde de sadece sosyal medyada kendine yer bulabilen bir oyuncu eskisinin ezikliğini gördük.

Dünyaca ünlü yönetmenimiz Semih Kaplanoğlu son filmi Buğday’la büyük ses getirdi. En iyi yönetmen ödülünü almak üzere sahneye geliyor ve elini uzatıyor. Ama hayatında nezaketten ve insanlıktan nasibini almamış  kişi elini uzatmıyor ve arkasını dönüp gidiyor. Sebep? Sebep ne olacak? Kaplanoğlu’nun hayata bu toprakların bir çocuğu olarak bakması.

Anadolu’nun hamuruyla yoğrulması, tamamen bu toprakların has evladı olması kadının zoruna gidiyor. Nasıl olur da ‘Bizden’ olmayan biri ödül alır ve sinemada büyük başarılara imza atar.

İkisinin kariyerlerini karşılaştırmıyorum bile. Birisi oynadığı birkaç dizi ve birkaç yardımcı rolden ibaret öylesine alelade oyuncu. Yani güzel sanatlar lisesinde sıradan bir öğrencinin yapacağı işlere imza atmış ve kariyerini sonlandırmış biri.

Bir kıyas olması açısından Kaplanoğlu’nun sadece uluslararası arenada aldığı ödülleri sıralıyorum ki, aradaki fersah fersah fark anlaşılsın 

BAL

ULUSLARARASI ÖDÜLLER

60. Uluslararası Berlin Film Festivali

En İyi Film Altın Ayı Ödülü

Ekümenik Jüri Ödülü

13. ABD RiverRun Uluslararası Film Festivali

En İyi Film

En İyi Görüntü

Fransa Chatenay-Malabry Paysages de Cinéastes Festivali 2010

En İyi Film

16. Londra Türk Filmleri Festivali

Golden Wings Dijital Dağıtım Ödülü

Hollanda World Cinema Amsterdam 2010

NTR Yayın Ödülü

İran Hamedan Çocuk Filmleri Festivali

Altın Kelebek Ödülü

Polonya World Cinema Ale Kino Festivali

Halk Ödülü

APSA Asya Pasifik Ekran Ödülleri

Unesco Ödülü

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat