Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha tasdik edilmiştir ki, tüm dünya mazlumlarının lideridir. Erdoğan, dünyada nereye giderse gitsin itibar gören, ayakta alkışlanan, sevilmediği bir yerde bile mutlaka saygı duyulan biri.

Geçen hafta BM’deki Kudüs kararının çıkmasındaki en önemli etken hiç şüphe yok ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı. Önce telefon diplomasisi yoluyla Rusya, Fransa, Çin gibi büyük devletleri, ardından siyasal temsil gücü yüksek olan Papa’yı arayarak ABD karşısında alınacak tavrın öneminden bahsetti.

Şimdiye kadar hiçbir devlet başkanının yapmadığı BM’nin temsili konusundaki eleştirileri ve tarihe geçen ‘Dünya beşten büyüktür’ sözünü bu kez ‘Dünya birden büyüktür’ olarak fiili anlamda uyguladı.

Kudüs bir gün mutlaka özgürleşecek. İşte özgürleştiği o gün ilk olarak BM’de ABD’ye karşı alınmış o kararın mimarı Erdoğan ve Türkiye’nin adı zikredilecek.

Artık özellikle mazlum Müslüman coğrafyaların başı sıkıştığında yanlarında olan biri var. Ve bunun nasıl büyük bir umut olduğunu anlamak için herhangi bir Filistinli’yle konuşmanız anlamanıza kâfi gelecektir.

KUDÜS’TEN SONRA SIRA AFRİKA’DA

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kısa sürede milyonlarca kez izlenen Sudan Meclis’ine girme anı artık hepinizin malumu. İşte oradaki ‘Tekbir’ sesleri, ayağa kalkmalar ve sevgi selinin dünyada bir örneği yok.

Orada beklenen var. Orada özlenen var. 250 yıl önce basılan Osmanlı parasının Cumhurbaşkanı’na verilmesinin de sembolik anlamı bu. ‘Bizi bir daha bırakmayın.’ Siz gidince bu topraklara gelen ‘Beyazlar’ tüm maddi zenginliğimizi aldılar hem de bizleri köle gibi kullanarak yaptılar bunu.

Sudan’dan yükselen çığlık artık yeni bir dönemin başladığının göstergesidir. Kurtuluş Savaşı sonrası mazlum milletlere örnek teşkil eden bağımsızlık mücadelemizin ışığı 94 yıl sonra bu kez dünyaya nizam vermek için, 300 yıl sonra Türk’ün yeniden zalimin karşısına dikilmesinin nişanesidir.