Şehit Enver Paşa ve Sarıkamış

  • GİRİŞ09.01.2018 07:22
  • GÜNCELLEME10.01.2018 07:05

Hepsinin söylediği öğretilmiş bir doğru var: Enver Paşa’nın yüzünden 90 bin askerimiz donarak öldü.

Bunun yalanın  mimarı kendi beceriksizliğini örtmek isteyen 9. Kolordu Kurmay Başkanı  Şerif Bey ve 1920’den sonra bu olayı siyasi malzeme haline getiren rejimin kendisidir. Şerif Bey, bu masalı da 1922 senesinde yayınladığı ve tamamen uydurma olan hatıratında anlatır.

Kazım Karabekir Paşa’nın da bu kötü propaganda da etkisi çoktur. Çünkü Cumhuriyet rejimine büyük bir iç düşman lazımdı ve bunu Enver Paşa olarak belirlemişlerdi. Sonra kendi hatıratlarında Kurtuluş Savaşı’nda ikilik çıkmasın diye Enver Paşa hakkında böyle konuştuğunu yazacaktır.

Aynı Kazım Karabekir'i Enver Paşa Balkan Harbi  sırasında "Ordudan atılıp, memleketten ihracı" divanı  harp  tarafından  verildiğinde o kararı yırtıp atmış Kazım Karabekir’i kurtarmıştır.

Şimdi de Sarıkamış gerçekleri:

90 BİN ASKER DONARAK ÖLDÜ PALAVRASI       

Sarıkamış’ta en  şiddetli  dönemde  3.  Ordu'nun  toplamı  118,000 kişi iken ve bunun ancak  75 bin kişisi  muharip  sınıfında  olan  bir  ordu nasıl  olurda 90,000 şehit verir?

Genelkurmay  arşivleri  hastalıktan  ve savaştan  ölenler dahil kayıp sayısını  35 bin  civarında  olarak  veriyor. Rus kaynaklarında ise bu rakam 23 bin olarak geçer. 

Rus ordusu ilk saldırılarını Kasım'da (1914) Köprüköy ve Azap Muhabereleriyle başlatmıştır. Burada 3. Ordu komutanı Hasan İzzet Paşa büyük bir hata yapıyor ve Rusları yenmesine rağmen takip edip son darbeyi vurmak yerine, orduyu 15 km geriye çekiyor. Yani savaşı kazanan taraf, kaçan düşmanı kovalayamıyor, geri çekiliyor. Hatta Rusları takip etse belki Sarıkamış'a dahi ihtiyaç olmazdı.

ENVER PAŞA’NIN PLANINI UYGULAMADILAR

Rus ordusu Erzurum önlerinde bin 500-2 bin askerden ibaretti. Bizim ise 30 bin askerlik 2 tümenimiz vardı. Sayısal üstünlüğe sahiptik. Enver Paşa, 24, 25 Aralık’ta, Ruslar Noel’i kutlarken ani ve baskın taarruzla saldırmayı planladı. Ancak 19 Aralık’ta 3’üncü Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa istifa etti. Diğer komutanlar da onun komutlarını yerine getirmedi, 10’uncu Kolordu Komutanı Hafız Hakkı gideceği istikamet yerine askerleri Allahu Ekber Dağları’na tırmandırdı. Bu arada zaman kazanıp takviye kuvvet alan Ruslar karşı taarruza geçti. Enver Paşa’nın çevirme planı uygulansa ve komutları dinlenseydi Sarıkamış’ın geri alınacağını bizzat dönemin Rus generalleri ifade ediyor.

"Rus  General  Maslovski, (Türkler  23 bin şehit vermiştir diyen) Türk Ordusu, Enver  Paşa'nın emirleri  doğrultusunda  hareket  etseydi  Sarıkamış düşerdi.” diye  itiraf  etmiştir.  Hatta  General Michaelevski   harekatın bir kuşatma planı  olduğunu  anlayınca  geri  çekilme  emri  vermiştir.

Şayet bu harekat başarılı  olunsaydı  Kafkaslara  kadar  önümüz  açılıyordu. Azerbaycan ile  birleştiğin andan  itibaren de ikmal  derdi  kalmıyor  ve petrol kaynaklarına  da sahip  olacaktın.

Rus Ordusu Sarıkamış sayesinde  durdurulmuş ve düşman ordusuna ciddi bir zayiat verilmiş, Ruslar 1916 senesinin  sonlarına  kadar  bölgede bir daha  hareket edememiştir. Bazılarına göre Sarıkamış' da herkes donarak  öldüğüne göre, Rus zayiatları ve 1,5 sene  boyunca doğuda  kıpırdayamayacak duruma gelmelerinin tek sebebi muhtemelen; Türklere ayıp olmasın diye toplu intiharlara karar verip 25 bin kadar Rus askerinin bunu  gerçekleştirmesidir!

Rahmetli Nevzat Kösoğlu'nu burada rahmetle anıyorum. "Sarıkamış   bir  vatan müdafaasıdır. Şehit  sayısı  ile tarih ve siyaset  yapmak  alçaklıktır.  Çanakkale'de  250 bin   şehit verdik.  Hiç kimse hesap soruyor mu?  Yok."  diyerek aslında burada yapılmak istenen algı operasyonuna dikkat çekmiştir. 

Enver Paşa Sarıkamış’ta Harbiye Nazırı olarak sorumlu tutulurken, Çanakkale’de ya da Kut'ül Amare'de neden ondan hiç bahsedilmiyor? Mehmetçiğin destan yazdığı Çanakkale Zaferi’nde de, İngilizlere diz çöktürdüğümüz Kut'ül Amare'de de Harbiye Nazırı ve Başkomutan vekiliydi.

Rusların Kafkas Cephesi'ne 1.5 milyon asker yığdığını, bunun da Çarlık Rusyası'nın yıkılmasında önemli bir unsur olduğu büyük (!) tarihçilerin çok sevmediği ve dile getirmediği bir gerçektir.

GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI’NA…

Bu sene Sarıkamış’taki o muhteşem organizasyonda bizleri ağırlayan başta sayın Bakan Osman Aşkın Bak’a, bakan yardımcısı Abdurrahim Boynukalın, müsteşar bey, Genel Müdür Huzeyfe Yılmaz, basın müşaviri Ubeydullah bey’e ve her şeyimize koşturan ve işinde çok çok başarılı bulduğum Görkem Yağar kardeşime teşekkürler. Böylesine büyük ve meşakkatli organizasyonda sıfır hatayla çalıştılar. Allah emeklerinden dolayı hepsinden razı olsun. 

serkan.ustuner@haber7.com

twitter: sustuner

Yorumlar1

  • osmanlı torunu 6 yıl önce Şikayet Et
    Gerçekten ilginç. Geçmişimiz hakkında hiçbir şey bilmiyor uz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat