Türkiye’nin en parlak üniversitesi sıralamasında ilk üçteki ilim yuvasında terör örgütü yandaşlarının neler yaptıklarına hepimiz şahit olduk. Peki Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan terörizm yeni bir şey mi? Tabii ki hayır. Terör örgütleri özellikle üniversitelerde yönetim ve öğretim görevlilerine bağlı olarak hep rahat yapılanma bulmuşlardır kendilerine.

Bunun örneklerini çoğaltabiliriz. Misal ODTÜ’de sadece namaz kılıyorlar diye bu memleketin evlatlarına saldırmadılar mı? Diyarbakır’da milli maç günü Türkiye eşofmanı giyen kardeşimizi bunlar linç etmedi mi? Daha şurada kaç zaman geçti? İzmir’de Fırat Çakıroğlu, terörist bir cani tarafından şehit edilmedi mi?

İşte son olay Boğaziçi Üniversitesi’nde vuku buldu. Devlet ve millet topyekun bir mücadele ve fiili bir savaşın içinde. Afrin harekatında 46 aslanımızı şehit verirken, 255 babayiğidimiz de gazi olmuş ama orada öğrenci kılıklı teröristler, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ‘Katil’ diyebiliyor. Askerimize ağır hakaretler edebiliyor. Ortada ne güvenlik ne de polis var. Türk bayrağı olan standa rahatlıkla saldırabiliyorlar. Sonrası daha skandal! Ne üniversite yönetimi ne senatodan ‘Çıt’ yok. Hala bir açıklama bile yapmış değiller.

Bu olay hem terörle mücadelenin hem de YÖK’ün alanına girer. Derhal bu teröristler yakalanıp Türk adaletine teslim edilmelidir. Türkiye Cumhuriyet’i devletine düşmanlık ve terör propagandası yapmaktan yargılanmalı ve acilen öğrencilikle tüm ilişkileri kesilmelidir.
Boğaziçi Üniversitesi devletin imkanlarıyla eğitim ve öğretim hayatını sürdürmektedir. İşte o şehit olan aslanların maaşlarından kesilen vergilerle yaşamaktadır. En yakın zamanda derhal Türk devletine yakışan yapılmalı sadece Boğaziçi’nden değil diğer terör unsuru barındıran tüm üniversiteler temizlenmelidir.

Bugün bu topraklarda rahatça yaşayabiliyorsak bu şehitlerimiz sayesindedir. Onların hatırlarına gelecek en ufak bir leke yüreklerimizi, vicdanlarımızı kanatır.
Devletimizin bu ihanetin hesabını sormasını bekliyoruz.