‘Davutoğlu, Türkeş’i yalnız bırakmaz’

  • GİRİŞ27.08.2015 10:06
  • GÜNCELLEME27.08.2015 10:06

1 Kasım’da yapılacak tekrar seçimin zorunlu kıldığı seçim hükümetinin kurulmasına saatler kalırken, dün tam anlamıyla bir Türkeş depremi yaşandı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Geçici Bakanlar Kurulu’nda yer alması için teklif götürdüğü 3 MHP’liden biri olan Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in söz konusu teklifi kabul etmesi, yakın siyasi tarihimizde benzerini az rastlanabilecek önemli çıkışlardan biri. Bu kararın, partide son söz değil, tek söz sahibi olan Devlet Bahçeli ve yakın çevresinde büyük bir öfkeyle birlikte ve şaşkınlık yarattığı ortada.

Burada kritik soru, Davutoğlu’nun Türkeş’e teklif götürürken, olumlu yanıt alıp almayacağından ne kadar emin olduğu. Ankara kulislerinde dün kulaktan kulağa fısıldananlar Türkeş’in teklife olumlu yanıt vermesinin Başbakanlık cephesinde hiç de sürpriz olmadığı yönünde.

Sonuç olarak, milliyetçi hareket davasının lideri Alpaslan Türkeş’in oğlu sıfatıyla bu cephedeki özgül ağırlığı tartışılmayacak düzeyde olan Tuğrul Türkeş’in seçim hükümetinde Ak Parti ve HDP’li üyelerle birlikte yer alacak olması, uzun bir süre tartışılacak.

Partide her zaman ayrı bir konumda yer alan ve büyük saygı gören Tuğrul Türkeş’in MHP lideri Devlet Bahçeli ile ilişkisinin uzunca bir süredir dalgalı bir seyir izlediği biliniyor. En önemli kırılma noktalarından biri İstanbul Milletvekili Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi oldu. İhsanoğlu’nun adaylığını basından öğrenen Tuğrul Türkeş’in 7 Haziran seçim sürecinde milletvekili aday listeleri konusunda da Bahçeli ile ciddi görüş ayrılıkları yaşadığı biliniyordu.

Seçimlerin ardından CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Saray’da yaptığı görüşmenin dumanı tüterken Türkeş’in de aldığı davet üzerine Erdoğan ile görüşmeye gittiği iddiaları MHP yönetim katında ciddi rahatsızlığa yol açmıştı.

Çok büyük bir ‘rahatlama’

Ve nihayet, 7 Haziran gecesinden itibaren Bahçeli’nin, “istemezük” tavrının Türkeş tarafından eleştirildiği bilgisi kulislere yansıyordu. Bu gerekçeler alt alta sıralandığında, parti yönetimiyle gönül bağı epeydir kopuk olan bir Türkeş tablosu ortaya çıkıyor.

Türkeş’in verdiği kararın Ak Parti, özellikle de Başbakan Davutoğlu cephesinde çok büyük bir “rahatlama” yarattığına kuşku yok. Dün temas ettiğim kaynakların cümlelerinde de bu rahatlamanın izleri vardı.

Terör olaylarının ateşinin tavan yaptığı bir dönemde seçime giderken, Ak Parti ile HDP’nin başbaşa kalacağı bir seçim hükümeti tablosuna bir MHP’linin, üstelik soyadı Türkeş olan bir ismin dahil olması kuşkusuz siyaseten önemli bir manevra sağlayacak. Dün konuştuğum bir isim, “Şimdi seçim meydanlarında MHP’de bazı sorulara cevap vermek zorunda kalacak” ifadesini kullandı.

Bağımsız olacak

Türkeş’in partiden ihracı için hemen düğmeye basıldı. Muhtemelen MHP tarihinin en kısa süreli ihraç sürecine tanıklık edeceğiz. Bu noktada, MHP’den ihraç edilen ve Meclis’te bağımsız konumuna geçecek olan Türkeş’in siyasi kariyerinin nasıl bir yol haritası izleyeceği soru işareti. Dün bu soruyu yönelttiğim bir kaynağın verdiği şu yanıt önemliydi:

“Türkeş’in bu kararından sonra Davutoğlu kendisini yalnız bırakmaz.”
Türkeş’in seçim hükümetinde Başbakan Yardımcılığına getirilmesi bekleniyor. Türkeş’in bundan sonra alacağı siyasi riskleri hep birlikte izleyeceğiz.

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat