Yazıklar olsun!

  • GİRİŞ25.10.2013 09:44
  • GÜNCELLEME25.10.2013 09:44

Hak yolunda, Hak için savunduğumuz, doğrusuna doğru dediğimiz her isme, her adıma, yine Hak yolunda, Hak için yanlışına da yanlış deriz.. Hak içinse bu yol, önce edeb.. İlla edeb, illa edeb .. "İlim meclislerinde aradım, kıldım taleb, İlim geride kaldı, ille edeb ille edeb ." "Aydın" diye tabir edilen, mum aydınlığına hasret kişilerin ilim konusunda ukalalıkları had safhada .. Lakin, edebe bakarsanız,ki ilk bakılacak odur, ne alimlik kalır, ne ukalalık.. Namık Kemal'in çok sevdiğim bir sözü vardır.. "Zihin fukara olunca, dil ukala olurmuş.!" Hem zihinlerin fukaralığı, hem edebin yoksunluğu birleşince günümüzün Voltran'ları oluşuyor.. Voltran'ı bilmeyen yoktur. Beş ayrı robot arslanın birleşerek meydana getirdiği, insan şeklindeki savaşçı robot .. Ne kadar da günümüz "Aydın"larına benziyor, ne kadar da önümüzden gidenlere benziyor aslında .. Beş tane hayvanı birleştiriyorsunuz, bir tane insan çıkıyor .. Kalabalık olarak birleşilip, yapılmaya çalışılan bir iş başarılamayınca kullanılan bir söz vardır; bilmem kaç adam birleşip bir adam edemedik diye .. Tam da onun gibi bir hal işte bu hal de ... Topla topla, acaba kaç adamı toplasak bir adam elde ederiz, merak ediyorum..

Eski mevzuu bu, bir milletvekilimiz, engelli insanlarımız için bir konuşma yaptı.. Onları biz adam yerine koyduk diye .. Yine edeb diyeceğim çünkü, edeb aynı zamanda edebsizliğe tahammül demektir. Bu sebepten hic bu konulara bugüne kadar girmedim. Ancak edebin, edebsizliğe de tahammülü gerektirdiği sayfaya daha gelinmemiş milletçe ... O zaman biz de kitabın başına dönelim.. Ağızdan bir söz çıkmadan önce, o yedi boğumluk gırtlağın her boğumunda durup bir düşüneceksin! Yani, yedi kere düşüneceksin.. Düşüneceksin ki, "Eğer ben, onları biz adam yerine koyduk, dersem; bana da biri kalkıp, seni de biz adam yerine koyduk der mi acaba?" diye geçecek aklından! Eskiden ölsün diye dua ettikleri engelli yakınlarına, sırf maaş alıyoruz diye şefkat gösteren aile efradınla övünmeyeceksin .. Bu zihniyeti, sanki çok matahmış gibi, biz değiştirdik diye böbürlenmeyeceksin. Yapmanız gereken tam tersidir, sırf maaş alıyor diye yakınlarına bakanlardan keseceksin o maaşı, aile hekimlerinle de takibe alacaksın, hem vicdanen bakmayı öğreteceksin, hem de para için hiçbir şey yapılamayacağını.. Bu ne rezil bir anlayış, ne utanmaz bir zihniyettir ki, sadece yakınına para alıyorlar diye bakanlarla övünüyoruz.. "Komşusu aç yatan bizden değildir!" Hadis'indeki incelik nerede, bu zihniyet nerede ? Nerede Hak yolu?

Bu konuya girmeyecektim, lakin geçen akşam yine bir sayın bakanımız, uçak fiyatlarının yüksekliği için açıklama yaparken, "halkımız kazık yiye yiye akıllandı." cümlesini kurunca şaşkınlığımdan kalakaldım. Trt 1'de "Vay anasını Sayın Seyirciler" dediği için işine son verilen spikerler haklarını helal etsinler .. Bu nasıl bir konuşmadır? Hiç mi bu cümlenin yerine kullanabileceğiniz daha edebli kelimeleriniz yok? Kazık yemek ne demektir? Bir bakan, halkına bu şekilde nasıl seslenir, nasıl böyle bir cümle kurar? Balık baştan kokar.. Yapmayın, halkımıza edeb, edeb derken, ve sizler göz önünde böyle konuşurken, nasıl edebimizi, ahlakımızı yola getireceğiz? Çocuk yetiştirirken en önemli nokta modellemedir.. Yani etkili olan sözle ikaz değil, davranışlarınızdaki doğruluğu modellemesidir çocuğun.. Başka bir izahı da, yalan söyleme demekten ziyade, sizin ebeveyn olarak yalan söylememenizdir.. Göz önünde olan sizler, edebi terkederseniz, millete istediğiniz kadar edeb, ahlak diye söz söyleyin, isterseniz en ağır cezaları verin, kimse öğrenemeyecektir.

Edebsizlik yapıp da, insanları edebe çağırmak ancak onları iclerinden çıkamayacağı bir ikileme sürüklemek olacaktır.. Kürtaja müdahale edildiğinde, bunu böbürlene böbürlene savunanların, kurban bayramı için cinayettir demesi gibi bir ikilem .. Bu konular bile edebe cok uzak.. Biz toplum olarak ne zaman bu kadar terbiyesizleştik,ne zaman bu kadar basitleştik? Aile düzeninde bile, babalar her konuya müdahil değildir, anne hep aradadır. Hem babaya paravanlık yapar, hem çocuğuna.. Eğer biz millet olarak bir aile isek, bu aile düzeninde baba da, anne de, çocuk da her konuya, olur olmaz her mevzuua müdahil. Babaların girmeyeceği konular olduğu gibi, çocukların da susacağı yerler vardır. Babalar çocuklarıyla laubali olmayacak ki, çocuklar da hem saygısından, hem sevgisinden susmayı öğrensin. Ama biz toplum olarak bu sınırları yok ettik. Bazı konulara "baba" olarak siz karışmayın ki, laubali olmayalım. Vatandaşlar da çocuklar gibi, susmayı, saymayı öğrensin .. Siz, ailenin büyükleri olarak, edebi, ahlakı gösterin ki, bizler de öğrenelim. Sizler, ailenin büyüğü olarak her mevzuumuza girmeyin ki, laubali olmayalım, saygımızı, sevgimizi kaybetmeyelim.. Çünkü gittikçe avamlaşıyoruz.. Çünkü gittikçe bayağılaşıyoruz .. Böyle devam ederse, yazık olacak bize, yazıklar olacak hepimize ...

Şeyma Kısakürek Sönmezocak - Haber 7

seymakisakureksonmezocak@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat