Biri petrol ve doğalgazın Akdeniz’le buluştuğu, diğeri ise Akdeniz’den Kızıldeniz’e çıktığı yerde.

31 Ekim’de Rus yolcu uçağı Mısır’ın Şarm el Şeyh kentine giderken Sina Yarımadasına düştü. 224 kişiden kurtulan olmadı.

Önce Amerikan ardından İngiliz istihbaratından “uçağı DAEŞ terör örgütü düşürdü” açıklaması geldi.
Sonra Ruslar “evet DAEŞ düşürmüş” dedi.
DAEŞ zaten herkesten önce “ben yaptım” diyerek saldırıyı üslendi.

Amerikan, İngiliz ve Rus istihbaratı DAEŞ merkezli noktada buluştu.
Tartıştıkları tek konu şu oldu, uçak DAEŞ teröristi tarafından kabine yerleştirilen bombayla mı patlatıldı yoksa yerden füzeyle mi vuruldu?
Hiçbir değeri olmayan bu ayrıntı gündemi epeyce meşgul etti.

Neticede Putin açtı ağzını yumdu gözünü, “yakarız, yıkarız” diyerek bir hayli ses yükseltti.
Sonra yolcu uçağı meselesi bir kenara bırakıldı.

25 gün sonra bir Rus uçağı daha düşürüldü.
Bu kez Bayırbucak’ta Türkmenleri bombalarken, sınır ihlali yapan, hem de uyarılara rağmen üst üste sınırımıza tecavüz eden Rus jetine müdahale edildi.

Ya Rusya gerçekten Ortadoğu’da darbe üstüne darbe alıyordu.
Ya da başka bir plan vardı.

Biz, Rusların uçağını Lazkiye Bayırbucak’ta düşürdük.
Orası, Irak’tan gelen petrolün Akdeniz’le buluştuğu nokta.
Yani bir koridorun çıkışı.

Ruslar, jetlerine bir müdahale yapılmasını hesaplamışlar mıdır? Çünkü Türkiye bu konuda çok açık konuşuyor, sınır ihlalinin ısrarla yapıldığı vurgulanıyor.
Yani Rusya, bile bile, göz göre göre o uçağı, sınırımıza defalarca yolladı. Sanki vurulmasını bekliyormuş gibi müdahale sonrası anında harekete geçti.

Lazkiye’yi, Bayırbucak’ı karadan ve havadan ablukaya aldı.
O bölgenin, paralelinde PKK kontrolündeki sınır hattına da müdahil oldu.
Yani düşürülen jeti bahane ederek koridoru sağlama aldı.

Peki iki pilotlu savaş uçağına karşı Akdeniz’deki varlığını daha da arttıran Rusya, 224 kişilik yolcu uçağı için Sina’da ne yapacak?
Zira Sina meselesi Suriye’den daha değerli.
Mursi’den bu yana radikalleştirilmeye zorlanan, sürekli adı terörle anılan bir yer Sina.

Bugün Rusların Suriye’de saldırdığı Lazkiye ve Bayırbucak, petrol ve doğalgazın Akdeniz’le buluştuğu nokta.

Sina’ya gelince.
Bayırbucak ve Lazkiye, başlangıç noktasıysa Sina da çıkış noktası konumunda.
Süveyş kanalı orada, İsrail’in açmayı planladığı kanal orada, Akdeniz’le, Asya’yı birbirine bağlayan tek yol orada.

Bu nedenle Lazkiye ile Sina’yı birbirinden ayrı düşünmemekte fayda var.
Rusya, DAEŞ bahanesinin üzerine düşürmeye zorladığı jeti de ekleyip, Lazkiye’yi yani Akdeniz limanını garanti altına almaya çalışıyor.
Yarın da benzer hamle Sina için yapılabilir.

Bu tek başına Rusya’nın planı mıdır? Büyük ihtimalle hayır.
Zira Akdeniz-Kızıldeniz bağlantısı ki Kuzey Irak’tan, Asya’ya giden bir güzergahtan bahsediyoruz, bu kesinlikle çok ortaklı bir projedir.
Başında da Amerika, İngiltere ve İsrail vardır.
Rusya işin Akdeniz-Sina kısmında bu güçlere ortaklık ediyor.
Planın Kızıldeniz’den çıkan Yemen ayağında ise İran var.