Dedesi de Osmanlı'ya isyan etmişti!

  • GİRİŞ26.10.2016 08:13
  • GÜNCELLEME27.10.2016 07:39

İbrahim el Aşakir el Caferi, Irak’ın kukla hükümetinin Dışişleri Bakanı, ABD işgali sonrası ABD’nin kurduğu hükümetlerde başbakanlık görevi de yapmıştı.

Mehdi Bin Ali Bin Bekir el Aşakir ise Caferi’nin dedesi.
1876 yılında Osmanlıya karşı Kerbela’daki ilk isyanı başlatan kişi.

El Aşakir’ler Kerbelalı Şii bir aile.
19. Yüzyılda İran’ın Bağdat üzerinde egemenlik kurma gayretlerinin ardı arkası kesilmez.
İran’dan sık sık Kerbela’daki türlere ziyaret akınları yapılır.
Dini bahaneyle gerçekleştirilen bu ziyaretlerde Kerbela’daki Şiiler örgütlenir, İran giderek Kerbela’daki nüfusunu genişletirken, bir süre sonra artık Bağdat Valiliğinin Kerbela üzerindeki idare yetkisi işlemez hale gelir. Netice Bağdat Valisi Necip Paşa’nın müdahalesiyle sonlanır.

Bugün Irak’ta ABD-İran ortaklığının güdümündeki bir yönetim var.
ABD, 2003’teki işgal sonrası Sünnileri hem siyasetten hem de ordudan tasfiye edecek şekilde bir anayasa hazırlar.
ABD’nin oluşturduğu bu rejim, İran’ın yüz yıllardır Bağdat’ta kurmaya çalıştığı egemenliği, bir çırpıda Tahran’ın kucağına verecek kadar Şiilere yakındır.

1876’da İran etkisiyle Osmanlıya baş kaldırmaya teşebbüs eden Kerbelalı Mehdi bin el Aşakir’in torunu İbrahim Caferi de 1970’lerde Baas rejimini devirmek için harekete geçen Dava Partisinin önde gelenlerindendir.

Bugün Irak’ta başbakanlık koltuğunda oturan Haydar el İbadi ve daha onlarcası gibi İbrahim Caferi de Saddam’ı deviremeyince kaçma yolunu seçmiştir.
İbadi İngiltere’ye kaçarken Caferi’nin adresi ise İran’dır.

Aslında o tarihe kadar soyadı Caferi değildir, Osmanlı’ya karşı ayaklanan dedesinin soyadı olan El Aşakir’i kullanmaktadır.

Ancak İran’a kaçtıktan sonra Saddam korkusuyla soyadını değiştirir ve Caferi soy ismini alır.

10 yıl İran’da kalıp iyice Tahran etkisine girdikten sonra 1990’dan itibaren İngiltere’ye geçer.

2003 öncesi Irak’ın işgal edilmesi yönünde Batı dünyasına çağrıda bulunmuştur. Öyle ki işgalin tarihini bile aylar öncesinden belirlemiş, 2003 Temmuz’unda Irak’a dönüş planı yapmıştır.

Neticede Irak 2003 Mart ayında ABD-İngiltere tarafından işgal edildikten sonra Temmuz ayında İngiltere’den Bağdat’a dönmüş ve Saddam sonrası ABD’nin kurduğu yönetimin ilk Başbakanı olmuştur.

İbrahim Caferi bugün Irak’ta özellikle de Musul’da Sünni halkın korkulu rüyası haline gelen Şii Haşdi Şabi militan gruplarının ilk örneklerini, 2005 yılından itibaren kurup, yönlendiren isimdir.

Caferi döneminde Irak’ın Sünni-Şii yapısı da alt üst edilmiştir. Sünni çoğunluk, İran’dan getirilen Şiilerin sahte evraklarla Irak vatandaşlığına geçirilmesiyle azınlık haline gelmiştir.

Şiiler nüfus olarak çoğunluğa geçerken El Kaide terör örgütü eliyle Şiilere yönelik saldırılar da Caferi döneminde başladı.
Bu durum Şiilerin silahlanmasının önünü açtı. Özellikle de Caferi’nin kurdurduğu Şii milis grupları bu dönemde türedi.

Irak’ta son 13 yıldır yaşanan süreç bugün Musul’da karşımıza kocaman bir soru işareti olarak çıkıyor. Elbette tüm bunların sorumlusu tek başına İbrahim Caferi’nin eseri değil. Nuri Maliki ve bugünkü Başbakan Haydar el İbadi de aynı çetenin üyeleri.

Ancak şu bir gerçek ki İran’ın Irak’ta kurmayı hedeflediği Şii egemenliği Osmanlı’dan bu yana var ve hala devam ediyor, dün dedeleriyle karıştırmaya çalıştıkları Irak’ı bugün torunlarıyla bir mezhep fitnesinin merkezi haline getirmeyi başardılar.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat