Büyükelçi suikastının şifreleri

  • GİRİŞ20.12.2016 07:22
  • GÜNCELLEME21.12.2016 07:23

Rusya’nın Ankara Büyükelçisine yönelik suikastın önemli bir amacı vardı.

İlk etapta Türkiye ile Rusya arasındaki son dönemde gelişen ittifakın, böyle bir saldırıyla hedef alınmış olabileceğini söyleyebiliriz.

Ancak bu hedef tutmadı kimse zokayı yutmadı.

O halde ikinci bir plan söz konusu.

Daha ilk saatlerde suikastın bir provokasyon eylemi olduğu her iki ülke tarafından da vurgulandı.

Moskova’da en tepedeki Putin’den parlamento üyelerine kadar milletvekillerinden bakanlık sözcülerine kadar bir çok isimden açıklama geldi, hepsinde saldırının Türkiye-Rusya ilişkilerine zarar veremeyeceğine dikkat çekildi.

Özetle Moskova yönetimi, büyükelçilerine yönelik saldırıya, 24 Kasım 2015’te sınır ihlali yapan Rus uçağının düşürülmesi sonrası verilen sert reaksiyonu göstermedi aksine ortak bir paylaşım söz konusu oldu.

Birileri bizi son bir yılda Ruslar ile iki kez karşı karşıya getirmeye çalıştı. 24 Kasım 2015’te sınır ihlali yapan Rus uçağını FETÖ çetesi düşürmüştü arkalarında da CIA vardı. Bu durumu Ruslar biliyor.

O zaman ilişki bozulmuştu ama iki taraf da çok fazla inat etmedi, ortak paylaşımların çokluğu sonucunda Haziran’dan itibaren normalleşme süreci başladı ve hızlı bir şekilde ilerledi.

Şimdi benzer senaryo büyükelçi suikastıyla ikinci kez karşımızda. Ruslar bu sefer yemi yutmadı, olayın 24 Kasım 2015 benzeri bir provokasyon olduğunu daha ilk dakikada vurguladı.

İkinci konu büyükelçiyi kim öldürdü? İki şık var biri FETÖ diğeri El Kaide.

Saldırgan El Kaideci süsü vermiş ancak FETÖ üyesi olduğuna dair veriler ortaya çıktı.

Moskova’dan da FETÖ konusunda açıklamalar geldi. Aslında failin FETÖ ya da El Kaide olması Rusya için çok da önemli değil çünkü ikisi de Ruslar için büyük tehdit.

Putin eski bir KGB’li, iyi bir istihbaratçı bu nedenle büyükelçi suikastının şifrelerini çok iyi okuyacaktır.

Ve onun bu suikastla ilgili okuduğu her şey Amerika’yı ve CIA’yi işaret ediyor.

Ruslara göre El Kaide – FETÖ ikilisinden FETÖ daha ağır basıyor. Arkadaki gücün CIA olduğundan da eminler. BM Güvenlik Konseyine konuyu taşıyacaklar ve büyük ihtimalle suikasttan Amerika’yı sorumlu tutacaklar, karşılığında da kelle isteyecekler.

Üçüncü ve en can alıcı konu ise bu suikastta asıl neyin amaçlandığı?

24 Kasım 2015’te sınırımızı ihlal eden Suriye’deki Rus uçağını düşürmüştük, tam bir yıl sonra 24 Kasım 2016’ta ise Suriye’de Türk askerlerine saldırı düzenlendi.

O durum ilk olarak akıllara “Ruslar intikam aldı” şeklinde yorumlanmıştı.

Sağ duyulu düşününce öyle olmadığı ortaya çıktı.

O olaydan bir ay sonra bu kez Rus büyükelçisi öldürüldü.

İlk akla gelen Türkiye-Rusya ilişkilerinin yeniden bozulacağıydı nitekim Batı bu ilişkiden başından beri rahatsızdı.

Türkiye de Rusya da bu tuzağa düşmedi. Aksine ortaklığı daha da geliştirici mesajlar verildi.

Saldırıyı yapanlar bu ihtimali ıskalamış olamazlar.
İkinci ihtimali yani Rusların sert reaksiyon vermeyeceğini, iki tarafın provokasyon seçeneğinde buluşacağını mutlaka düşünmüşlerdir.

İlk atış boşa çıktığına göre suikastın farklı bir amacı daha olmalı.

O da madalyonun diğer yüzünde saklı olabilir. Türkiye ile Rusya’nın arasını bozamıyorsan ikisini iyice yakınlaştır, Türkiye’yi Batı’dan tamamen kopart, Rusya’ya karşı savaş aç.

Bu suikastta böyle bir ihtimal söz konusu.

Çünkü Batı artık kirli planlarını çok ama çok açık oynuyor, göstere göstere yapıyor.

Bunu 15 Temmuz’da gördük, daha önce Gezi olaylarında, 17 Aralık’ta da görmüştük, PKK’ya ve FETÖ’ye verilen açık desteği de hiçbir zaman gizlemediklerini hatta buna vurgu yaptıklarını da biliyoruz.

Bu pencereden bakınca suikastın amacının mevcut çatışma ortamındaki boyutun genişletilmeye çalışıldığını da görüyoruz.

Batı oyunu artık açık oynuyor, gizli saklı yapmıyor, bu nedenle de hoyratça davranıyor, bu hoyratlığın sonunda da artık bir daha bir araya gelemeyeceklerini anladıkları Türkiye’den umudu tamamen kesmiş görünüyorlar, o halde Türkiye ile Rusya’yı aynı kefeye koyup, keskin bir kutuplaşmanın fitilini ateşliyorlar.

Peki bu kutuplaşmanın çerçevesi ne olabilir?

Alman yayın organı DW’nin Kayseri’deki hain terör saldırısından sonra Suriye’deki çatışmaların Türkiye’ye sıçradığına dair manşeti bir hayli manidardı.

Suriye’de bir çatışma ortamı var ve Türkiye ile Rusya, Batı’dan tamamen bağımsız bir şekilde bu kriz ortamında ateşi söndürmeye çalışıyor.
Karşı taraf ise tam tersini yani Suriye’deki çatışmanın şiddetlenmesini hatta çevreye sıçramasını hedefliyor.

Ve son bir detay.

Dün gece bazı Rus yayın organları büyükelçi saldırısının arkasında Almanya’nın olabileceğini iddia etti. Bu iddianın hemen sonrasında Berlin’de bir tır Noel pazarına daldı, 9 kişi hayatını kaybetti. Saldırıyı gerçekleştiren şoförün ise DAEŞ ya da El Kaide üyesi değil Doğu Alman kökenli biri olduğu duyuruldu.

Yorumlar3

  • murat kardeş 7 yıl önce Şikayet Et
    Mümin firaset sahibidir.Bugün aklı selime çokk ihtiyaç var.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • mehmet 7 yıl önce Şikayet Et
    sifreleri iyi cozmussunuz.aynen dediginiz gibi turkiyeyi rusya safina itip cepheleri belirlemek.yalniz bir ihtimal daha var bence rusya.ruslar turkiyeyi kendi safina cekmek icin yapmis olabilir dikkat etmek gerek
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • karışık işler 7 yıl önce Şikayet Et
    o zaman Kuzey Kore-Güney Kore savaşını Kore kazanır, benim beyin yandı ya da olay tamamen bundan ibaret.
    Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat