İşte ABD'nin Kuzey Irak formülü: Barzani'ye tasfiye, PKK'ya devlet

  • GİRİŞ18.09.2017 07:01
  • GÜNCELLEME19.09.2017 06:53

7 Mayıs’ta ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Kuzey Irak Bölgesel yönetimiyle görüştü.

Toplantıda Kuzey Irak’ta bağımsızlık referandumu için mutabakat sağlandı. Aynı gün İngiltere Dışişleri Bakanı ile de bir araya gelindi. Referandum için takvim belirlendi, ABD’den Eylül ayı için söz alındı.

15 Eylül’de ise referanduma 10 gün kala Beyaz Saray, “iptal edin” çağrısı yaptı. Beyaz Saray’ın bu resmi duyurusundan günler önce de ABD’nin BM Temsilcisi Nikki Haley ve Trump’ın Suriye-Irak özel temsilcisi Mcgurk de referanduma karşı çıktıklarını vurgulamışlardı.

Peki ne oldu da ABD çark etti?

Aslında ABD’nin yaptığı cini lambadan çıkarmak oldu.

Barzani 2013’den bu yana siyaseten sıkışmış durumda. Başkanlık süresi doldu, parlamento çalışamaz haldeydi.

Süleymaniye, İran, Bağdat’ın baskısı altındayken, bir de ekonomik krizle boğuşuyordu.

İçinde bulunduğu durumdan çıkış için en büyük şansı bağımsızlık kartını oynamaktı. Son birkaç yıldır bunun için girişimlerini sürdürüyordu.

Musul operasyonunun bitimine yakın ABD’den aldığı işaretle “bağımsızlık referandumu” için düğmeye bastı.

Referandum kararı Barzani için kaybolan prestiji geri almak demekti. Tabi risklerle dolu bir süreçti.
Arkasına ABD-İngiltere ve İsrail’i alarak bu yola çıktı.

25 Eylül yaklaştıkça ABD’nin Barzani’yi yol ortasında bıraktığını gördük.

ABD referanduma bu derecede karşı ise Irak’ın toprak bütünlüğünü mü savuruyor?

Eğer bunu savunuyorsa o halde neden Mayıs ayında Barzani’yi gaza getirdi?

ABD’nin farklı bir Kuzey Irak planı peşinde olduğu açık.

Burada da Barzani’yi tasfiye düşüncesi var gibi duruyor. Washington’dan gelen son tepkiler, tasfiye sürecinin hamleleri olarak değerlendiriliyor.

Çünkü Barzani’ye referandum kararı aldırıp, ortada bırakmanın bir açıklaması olmalı.

ABD Kuzey Irak’ta bir devlet kurdurma fikrinden vaz geçmiş değil. Bunu yapacaklardır.

Devleti ise Barzani’ye falan değil direk PKK terör örgütüne teslim edecekleri düşünülüyor.

ABD ısrarla “zamanı değil” diyor. DAEŞ’in tamamen ortadan kaldırılmasını şart koşuyor.

Çünkü Suriye’de de Irak’ta da DAEŞ’in çıktığı yerlere PKK’lıları getiriyorlar.

Referandum kararı bir fitilin yakılmasıydı. ABD o fitili Barzani’ye yaktırdı.

Şimdi ortada bırakmalarındaki amaç Barzani’yi tamamen bitirmek.

Mesut Barzani eğer referandum kararından geri adım atarsa ABD’den Kerkük gibi bir hediye almalı ki kaybettiği prestiji kurtarsın.
Ama bir taraftan da ABD’nin Barzani’yi Haşdi Şabi militanları üzerinden tehdit ettiği gerçeği var.

Yani kaçacak yer bırakmıyorlar.

Referandum iptal edilir ya da ertelenirse şaşırmamak lazım.

Ama bu ABD’nin Kürdistan projesinin bittiği anlamına gelmiyor.

Sandığa gidilse kaos çıkarılacak, Kuzey Irak-Bağdat çatışması yaşanacak, Haşdi Şabi ve İran da bu çatışmaya dahil edilecek.

Sandık fikrinden vaz geçilirse Barzani siyasetten çekilecek.

Yüksek sesle dillendirilmiş “bağımsızlık” türküsünü ise bu kez başkaları söyleyecek.

Çünkü cin lamdan çıktı, Barzani sonrası bağımsızlık hikayesini ABD kime işaret ederse onlar devralacak.

Bir de İsrail’in konumlanmasına bakalım.

Her ne şartta olursa olsun ille de Kürdistan diyorlar. Ve ABD gibi çark etmiyorlar.

Şu bir gerçek ki Barzani, İsrail-ABD ikilisi arasında, daha çok İsrail’e yakın bir isim.

Ancak İsrail için fark etmiyor onlar sonuca bakıyor, Kürdistan kurulsun, ister adamları Barzani kursun, ister ise diğer adamları PKK’lılar başa gelsin.

 

Yorumlar1

  • abdulhadi 6 yıl önce Şikayet Et
    çok güzel yazı olmuş teşekkürler
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat