İran 3 Kürt muhalifi idam etti. Onların mensubu olduğu grubun Erbil’deki kampını da bombaladı, siviller de dahil 17 kişiyi öldürdü. Kimseden ses çıkmadı.

Mevzu bahis PKK terör örgütü olunca kıyameti koparanlardan neredeyse hiç tepki gelmedi.

Türk askeri Afrin’de PKK teröristlerini tek tek tespit edip, ortadan kaldırdığında başta Amerika olmak üzere Avrupa’nın büyük bölümü “Afrin’de Kürt siviller öldürülüyor” diye kara propaganda yapmıştı.

Afrin’de Zeytin Dalı harekatı sürerken PKK terör örgütünün bir unsuru olan “Kürt Kızılhaçı” adlı terör uzantısı örgütün “Afrin’de siviller vuruldu, şu kadar kişi öldü, bu kadarı yaralandı” yalanları Amerikan ve Avrupa gazetelerinde her gün manşet oluyordu.

Oysa Türk askeri Afrin’de “sivillere zarar gelmesin” diye kendi canını ortaya koydu. PKK’lıların tuzakladığı Afrinlileri bulup, kurtardı. Sadece ve sadece PKK teröristlerini hedef almak için operasyonu uzattı.

Batı’nın PKK sevdasını Afrin’den önce çukur saldırılarında da görmüştük.
Türk askeri benzer operasyonu o dönemde Türkiye’de yaptığında da yine yalnız ve yalnız, kimlikleriyle PKK terör örgütünün üyesi oldukları ispatlı teröristleri hedef almıştı.
Ama Batı ile birlikte Türkiye’deki PKK yanlıları yine “siviller ölüyor” diye ortalığı karıştırmaya kalkmıştı.

Aynısı Türkiye’nin Irak’taki PKK mücadelesinde de var.
Türk uçakları ne zaman Kandil’de PKK terör örgütüne operasyon yapsa veya Sincar’daki PKK terör varlığını hedef alsa aynı senaryo ile karşılaşıyoruz.

ABD, Avrupa, Türkiye’deki PKK işbirlikçileri hatta ABD-İran’ın Irak’taki hizmetkarları, “ne işiniz var Kandil’de, bu topraklara müdahale edemezsiniz” diyor.

İran kendi ülkesinde Kürtleri bir bir asıyor.
Bugüne kadar binlercesi idam edildi.
Son olarak 3 kişinin daha infazı gerçekleştirildi.
Üstüne Erbil’e operasyon yapıldı, İran rejimi karşıtı olan grubun kampına füzelerle saldırı düzenlendi, 17 kişi daha öldürüldü.

Cumartesi gününden bu yana kimseden ses çıkmıyor.
Türk askeri Suriye’de PKK’lı teröristlerle mücadele ederken “Kürt katliamı” diye yalan söyleyenler, İran’ın Kürtlere yönelik operasyonlarından hiç rahatsız olmamışlar.

Onlarla birlikte sözde Kürtlerin temsilcisi diye lanse edilen PKK terör örgütü de İran’ın bu saldırısına yanıt vermedi.

Türkiye’nin derdi ne İran’ı suçlamak ne de İran’ın infaz ettiği Kürtleri aklamak.
Türkiye’nin tek istediği var o da herkesin dürüst olması.
Kara propaganda yapılmaması, yalan söylenmemesi, iki yüzlü olunmaması.

Suriye meselesinin ucu Türkiye’ye her dokunduğunda Türkiye sınırındaki teröristlere müdahale ediyor.
Her seferinde de “Suriye Kürtleri” kampanyası başlatılıyor.
Evet Suriye’de Kürtler var. Nüfusları her ne kadar özerkliğe yetecek kadar olmasa da bir Kürt nüfusu var.
Ama Suriye’deki Kürtlerin, Araplarla Türkmenlerle derdi o denli büyük değil. Kendi aralarında uzlaşamadıkları meseleler bulunmakta elbette fakat o Kürtler de Araplar gibi Türkmenler gibi 2011’den bu yana Esed rejiminin muhalifiler.

Batı’nın özellikle de ABD’nin Suriye’de gerçek anlamda bir Kürt duyarlılığı olsa PKK’ya değil Suriye muhalif Kürtlerine öncelik verilir.
Ancak Obama döneminde de Trump döneminde de bu yapılmadı.
ABD de Avrupa da Suriye’de Kürt denince sadece ve sadece PKK terör örgütünü muhatap aldı.

Batı’nın derdi Kürtler olsaydı bu mesele başka türlü defalarca çözülürdü.
Oysa dert farklı.
Kürtlerin adını kullanıp PKK terör örgütü üzerinden başka bir şeyin peşinde koşuyorlar.
Maalesef buna alet olan Kürtler de var.
Barzani’nin korsan referandumu da buna dahil.
Hatırlayın o süreçte Başkan Erdoğan, Barzani’yi uyarmıştı, “bunlar seni satar” diye evet gerçekten de sattılar.
Hala da satmaya devam ediyorlar.