15 Temmuz gecesi bankamatiklerin önünde kuyruk oluşturanların, birileri canlarını tanklara siper ederken, aç kalacağız korkusuyla marketlerde makarna ve pirinç bırakmayanların, Gezi olayları sırasında  her gece mütemadiyen balkonda aileboyu tencere tava orkestrası oluşturanların, Dolar yükseldikçe hükümet düştü düşecek diye ellerini ovuşturanların bu son günlerde pek bir vatanseverliği pek bir antiemperyalistliği pek bir antiamerikancılığı tuttu... Yersen...

İnanın Brunson'un tahliyesine üzüldüm, zira bu denli kirli ilişkilerin içinde olan bir şahsın, daha 15 Temmuz'da yitirdiklerimizin acısı taptaze dururken elini kolunu sallayarak mahkemeden çıkması eminim benim gibi bu ülkenin büyük çoğunluğunu üzmüştür.
Cumhurbaşkanlığı tahliye ile ilgili yaptığı açıklamada yargının bağımsızlığına vurgu yaparak karara saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulamasına rağmen, daha önce Can Dündar'ı tahliye ederken bağımsızlık sergileyen yargı, daha dün Enis Berberoğlu’nu tahliye ederken bağımsızlık sergileyen  yargı, birilerine göre Brunson'u Erdoğan'ın talimatı ile serbest bıraktı. Bu algıya en büyük hizmeti de tahliyeden bir gün sonra Erdoğan'a teşekkür tweeti atan Donald Trump yaptı.

Ama Brunson'un tahliyesine hepimizden daha çok üzülen birileri var... Tabii yersen...

Bu tipler, gözleri dolu dolu 6. Filoyu nasıl denize döktüklerini anlatırken, bizden ciddi ciddi 6. Filoya devletimizin bekası için tepki  koyduklarına inanmamızı bekliyorlar... Yersen...
Oysa 6. Filo'nun gönderinde Amerikan bayrağı değil de orak çekiçli Sovyet bayrağı olsaydı çiçeklerle karşılayacaklardı. Kızıl Moskofun Anadolu şubesiydiler o gün ve o gün Moskofun çıkarının gereğini yaptılar... 

Meclis kürsüsünden "Bu kadına haddini bildirin" diye bas bas bağırarak, Türkiye'nin ilk türbanlı Milletvekili Merve Kavakçı’yı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden kovan ve ülkeyi sürüklediği finans krizinin ortasında haddi bildirilmiş bir şekilde Bill Clinton'ın önünde el pençe divan durarak borç dilenen Bülent Ecevit'in İncirlik Üssü’nü kapattığını anlatıyorlar sonra gözlerimizin içine baka baka... Yersen...

Kıbrıs harekâtını başlatanında, Amerika’nın üslerini kapatanın da "Banane Amerika’dan yahu…" diye bas bas bağıranın da Necmettin Erbakan olduğunu bilmiyormuşuz gibi...

Hele bir de CHP'nin yüzsüzlükdeki bütün basamakları ayağının altına alırcasına ortaya koyduğu bir antiemperyalizm ve antiamerikan olma iddiası var ki... Yersen...
Adama “Yahu siz daha Cumhuriyeti bile kurmadan ilk iş olarak ABD ile  6 Ağustos 1923 tarihinde Lozan’da Türk Amerikan Dostluk ve Ticari ilişkiler anlaşması yaptınız…” demezler mi? Hem de Osmanlı hükümetinin ABD'nin ülkemize olan düşmanca tavrından dolayı 20 Nisan 1917'de dondurduğu diplomatik ilişkilere rağmen...   

Bu millet, tam da bu tiplerin milli çıkarlarımız söz konusu olduğunda sergiledikleri tavrı çok iyi biliyor.

Meclise renk katacağız diye Amerika’nın Ortadoğu'daki en gözde taşeronu PKK/PYD'nin siyasi uzantılarını meclise soktuklarını, MİT tırları davasında görüldüğü gibi Devletin en gizli sırlarını tam da Amerika’nın çıkarlarını koruyacak şekilde basına nasıl servis ettiklerini, Amerika’nın var gücüyle desteklediği 15 Temmuz darbe girişimini nasılda kuruldukları koltuklarından izlediklerini çok iyi biliyor.

Ama dediğim gibi bu tipler son günlerde hepimizden çok daha antiamerikancı...
Kendilerine göre de çok  kurnazca bir taktik uyguluyorlar, özellikle sosyal medyada Ak Parti ve MHP seçmeninin arasına karışıp, bu kitlenin McKinsey ve Brunson olaylarına gösterdiği tepkiden nemalanmanın derdindeler.

Profillerine koca koca harflerle "BUNDAN SONRA AKP'YE OY MOY YOK" yazarken, hiçbir Ak Partilinin Ak Parti’den AKP diye bahsetmeyeceğinden bihaber oldukları için kendilerini ele veriyorlar...

Zaten bu profillere girip biraz karıştırdığınızda, bunların Ak Parti veya MHP ile alakasının olmadığını karşınıza çıkan paylaşımlardan anlıyorsunuz.

Sağ seçmenin kafa karışıklığını kullanmaya çalışırken, taktıkları antiamerikan maskesinin altından kabak gibi sırıtan bu toprakların yabancısı olan zihniyeti görmediğimizi zannediyorlar...

Yersen...

Tuğrul Selmanoğlu