Deşifre...

  • GİRİŞ18.03.2019 08:50
  • GÜNCELLEME19.03.2019 09:20

Avrupa birliği'nin neden yıllardır bizi oyaladığını, bizi hiç kabul etmeyecekleri Avrupa birliği'nin kapısında neden beklettiklerini, Almanya'nın en büyük gazetelerinden biri olan "Die Welt" gazetesinde geçtiğimiz salı yayınlanan Daniel-Dylan Böhmer'in "Otokrasiler Aptaldır" isimli köşe yazısında adeta itiraf ederek deşifre oldular...

 

 

Alman Devlet televizyonunun iki gazetecesinin akreditasyonu ile alakalı çıkan pürüzleri bahane ederek, iktidardaki Alman Hristiyan Demokrat Partisi Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer'in "Bu olay bize Türkiye'nin ab ile yakınlaşmasının kısa vadede mümkün olmadığını gösteriyor." açıklamasına binaen kaleme alınan köşe yazısında uygulanan bu oyalama taktiğinin sinsi sebepleri sıralanıyor.

Eğer avrupa birliği Türkiye ile bağlarını tamamen koparacak olursa, yani adaylık süreci tamamı ile bitirilecek olursa, avrupa birliği Türkiye'deki bağımsız ve muhalif müesseseleri bundan sonra destekleme ve  onore etme imkanı bulamayacakmış...

 

 

Avrupa birliğinin ülkemizde desteklediği sivil toplum kuruluşları lezbiyenlerin, gaylerin, azınlıkların ve insan hakları aktivistlerinin son adası son umuduymuş. Bu müesseseler Türk toplumunu daha batılı bir yaşam tarzına evirmek için son çareymiş... Türkiye ile ipler koparılarak bu müesseseler yalnız bırakılmamalıymış.

Bu satırlardan avrupa birliğinin asıl niyetinin üyelik süreci bahanesi ile Türk toplumunu  kendi ideallerine göre şekillendirmek olduğu anlaşılıyor.

Dikkatle incelenirse 50 yıllık üyelik sürecinde avrupa birliğinin talepleri hep Anadolu'nun idealleri ile Türk İslam ahlakı ile ve Müslüman Türk Milletinin değerleri ile çelişti, çelişiyor, çelişecek...

Bir Hristiyan kulübü olan ab'den de başka bir şey beklemek aptallık olurdu...

Köşe yazısının devamında Recep Tayyip Erdoğan'ın avrupa birliğinin Türk toplumunu değiştirme çalışmasının farkında olduğunu ve bu sebepten dolayı ab ile iplerin kopmasını en çok da kendisinin istediğini belirten yazar, Erdoğan'a bu sevinç yaşatılmamalı üyelik sureci ve oyalama taktığı devam etmeli dedikten sonra "Erdoğan S-400'ler, Suriye ve ekonomik sıkıntılar yüzünden zaten köşedeki sıkışmış durumda, avrupa birliği sabırlı olursa ilerde Türkiye'yi istediği gibi şekillendirecektir..." cümleleri ile asıl niyetin ne olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Şimdi size soruyorum, Müslüman Türk Milletinin yaşam tarzına saygı duymayan onu kendi ideallerine göre şekillendirmek için türlü oyunlar üreten  bu haçlı zihniyeti ile Yeni Zelanda'da katliam yapan o Türk düşmanı haçlı arasında ne kadarcık farkı var?

Biri Müslüman'ın elinden yaşam hakkını alırken, diğeri ise Müslümanca yaşama hakkına suikast düzenlemiyor mu?

Avrupa birliği ile ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmenin zamanı geldi de geçiyor. Bu kapsamda ab uyum yasaları da yeniden milli ve yerli bir gözle analiz edilerek milli birlik ve bütünlüğümüze tehdit teşkil eden yasalar modifiye edilmeli. 

Hatırlarsanız o sürece ve o yasalara en çok fetöcü cenah sevinmişti, zaman gazetesinin keyifli keyifli manşetleri eşliğinde, fetöcü köşe yazarlarının hurra çığlıkları yankılanıyordu...

Hristiyanlığın truva atı olan bu terör örgütünün neden sevindiği "Die Welt" de yayınlanan köşe yazısında ayriyeten deşifre olmuş oluyor.

Elbette üyelik sürecinin Türkiye'ye en azından teorik olarak ekonomik anlamda katkısı olsa da Suriyeli mülteciler için vaad ettikleri yardımın hala gelmemiş olmasının gerçeği de ab'nin bu katkısını tartışılır hale getiriyor.

Her şeyi bi kenara bırakın Kati Piri'nin son üyelik raporunda sıralanan istekleri, Ayasofya meselesine bile müdahaleleri, terör örgütleri ile adeta iyi geçinmemizi talep etmeleri, bizi ne kadar aptal yerine koyduklarının en bariz göstergesi değil mi?

Bu haçlı birliğine yüz cevirip, bir İslam Birliği'nin en azından hayalini kurmanın zamanıdır... 

Edirne'nin ötesinden bize şimdilik hayır yok...

Tuğrul Selmanoğlu 
 

Yorumlar1

  • Selahattin 5 yıl önce Şikayet Et
    Değerli Tugrul hocam, düşünün şimdilik biz sadece bir aday ülkeyiz. Avrupa birliği denen ve aslında bir hıristiyan birliği olan oluşum, bizim şimdiden Milli ve Ma’nevi değerlerimize tesir etmiş bulunuyor. bir tam üyelik durumunda değerlerimizin ne olacağını düşünmek bile istemiyorum.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat