Siyasette muhalefetin umutsuzluğu

  • GİRİŞ06.05.2015 09:32
  • GÜNCELLEME06.05.2015 09:32

Demokrasilerde katılımcı seçimler, sandıkta seçmenin tercihini ortaya koyar. Seçimleri kazanırsanız iktidar, kazanamazsanız muhalefet olursunuz. Her iki mevki de demokrasinin işleyişi açısından önemlidir. Sandık sonuçlarını herkesin kabullenmesi ve sindirmesi de, demokrasinin yaşamasının ve gelişmesinin temel koşuludur. 
Siyaseti yapanlar siyasi parti olmak istemezse veya siyasi parti olmayıp da güçlerini siyaseti değiştirmek ve etkilemek için kullanırlarsa, bilinen demokratik işleyişten ciddi sapmalar olur, sorunlar yaşanır. Türk siyasetinde bu konuda verilen o kadar çok mücadele oldu ki, eski tartışmaları tekrar gündeme getirmenin anlamsız olacağını düşünüyorum. 

AK Parti iktidarı boyunca, siyasi istikrar Türkiye'de son derece önemli değişimlerin gerçekleşmesi için temel oldu. Ekonomik büyüme, altyapı yenilenmesi, konut hamlesi, ulaştırma ve iletişimde atılan dev adımlar, büyük ölçüde siyasi istikrarın sağlanmasından kaynaklandı. Seçmen bu siyasi istikrarı benimsedi, destekledi, desteklemeyi de sürdürüyor. Siyasi istikrarı sağlamak, son derece önemli olsa da, bunu kalıcı ve kurumsal hale getirmek de çok ciddi seçmen desteği ve siyasi irade isteyen bir tavırdı. Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde AK Parti, bu ülkenin yıllardır kanayan yaralarına bir bir el atarak bu alanda hiçbir hükümetin kazanamadığı bir başarı sağladı. Sağlık hizmetleri, devlet bürokrasisiyle ilişkiler, azınlıkların müsadere edilmiş malları gibi kimsenin dokunmak istemediği alanlarda yapılanlar, istendiğinde çok şeyin çözüme ulaştırılabileceğinin göstergesi oldu. Kürtçenin kullanımı ve yaygınlaşması hususunu bir temel hak olarak ele alan iktidar, bu konuda daha on yıl öncesine dek hayal edilmeyecek adımlar attı, TV yayınlarından eğitim müesseselerine dek, çok ciddi bir rahatlama yaşandı.

AK Parti iktidar döneminin başarıları, muhalefet partilerinin seçmen nezdinde ciddi bir alternatif oluşturmalarını da kısıtladı. Müzmin muhalif partilere dönüşen siyasi hareketler, kendilerini yenilemekte zorlandılar. Son dönemde, büyük muhalefet partilerinden umudu kesen "beyaz Türk" seçmen, HDP'nin barajı geçmesi için ciddi bir seferberlik ilan etmiş durumda. Bir yandan "bölücülük" üslubunu kullanırken, diğer yandan HDP'yi AK Parti'ye muhalefet olsun diye desteklemek günümüz siyasetinde muhalif seçmenin çaresizliğini ortaya koyuyor. 

AK Parti, Silahlı Kuvvetler'den Yargı kurumlarına, tüm siyaset dışı güçlerin vesayetiyle mücadele etti. Bu siyaset dışı güçleri destekleyen sermaye gruplarıyla, medya ağlarıyla, yurtdışında bulunan kimi karanlık güçlerle çok ciddi savaşım vermek zorunda kaldı. Türkiye'de özellikle siyaset dışı olup da siyaset ile iç içe giren en tehlikeli örgüt, hiç şüphesiz Paralel Yapı olarak adlandırdığımız ve bir tedhiş örgütüne dönüşen yapılanma... Yıllar boyu muhafazakâr ve çıkarlarını her şeyin üstünde tutan bir sistem olarak gelişti, uluslararası bir finans gücü oluşturdu. Şimdilerde hükümeti devirmeye çalışmanın başarısızlığını örtbas etmek için, gerçek yüzünü göstermemek için demokrasi ister havalarda, her türlü muhalefeti açıkça ya da örtülü biçimde desteklemekten geri durmuyor. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat