Afrin’de çanlar PKK için çalıyor

.

  • GİRİŞ30.06.2017 08:47
  • GÜNCELLEME30.06.2017 08:47

Hafta içinde Türkiye’den Afrin’in çevresine yönelik obüs atışları yapıldığında, beklenen Afrin operasyonunun başladığı dedikoduları yayıldı. Kısa bir süre sonra atışların Afrin operasyonunun başlangıcı değil, angajman kurallarının bir gereği olduğu anlaşıldı. PKK telaşlandı, Türkiye içerisindeki PKK seviciler telaşlandı. PKK çevrelerinden bir çağrı bir de tehdit geldi. PKK, ABD’ye Türkiye’nin Afrin müdahalesini durdurma çağrısı yaptı. Aynı zamanda da Türkiye’nin Afrin’e operasyon başlatması durumunda Türkiye’yi “terörle” vuracakları tehdidinde bulundu.

PKK’nın ABD’ye çağrısı aynı zamanda bir şantaj içermekteydi. PKK ABD’ye, Türkiye’nin Afrin’e yönelik bir operasyon başlatması durumunda Rakka operasyonunu askıya almakla şantaj yapıyor. Oysa birkaç sebepten ötürü bu şantaj işe yaramayabilir. Öncelikle, ABD Savunma Bakanı Mattis Rakka’da PKK ile çalışmanın bir “zorunluluk” olduğunu söylese de bunun doğru olmadığını en iyi ABD biliyor. İkinci olarak, ABD bu “zorunluluğa” rağmen şantajlardan çok hoşlanan bir devlet değil; yani fazla şantaj âşık usandırabilir. Üçüncü olarak ise şantaj malzemesi olarak kullanılan Rakka operasyonunun askıya alınması çok gerçekçi değil.

Yani PKK istese bile Rakka operasyonunu askıya alamaz. Çünkü DEAŞ ile doğrudan temas var, operasyonun askıya alınması demek DEAŞ’ın ofansa geçmesi ve PKK/YPG/SDG’nin kontrol ettiği alanlara saldırması demek. Operasyon ancak DEAŞ’la bir çatışmasızlık anlaşması yapılırsa askıya alınabilir. Diğer taraftan ise ABD’nin bu kadar önem verdiği Rakka operasyonunu yarı yolda bırakmasının PKK’ya maliyeti ağır olur; PKK bunu çok iyi biliyordur ve göze alamaz. Kısaca PKK’nın ABD’ye şantajı çok işe yaramayacaktır.

PKK’nın Türkiye’yi tehdidi ise tüm PKK-YPG tartışmasını özetler cinsten. PKK’nın Suriye yapılanmasının Türkiye’ye karşı tek kozu terör. Türkiye’nin Suriye’deki PKK yapılanmasını vurmasına, Türkiye’deki PKK yapılanması eliyle karşılık verme hesapları yapıyorlar. Sadece bu tehditleri bile zorlama PKK-YPG ayrımının anlamsızlığını göstermeye yeter.

PKK’nın Afrin’deki güvencesi Ruslardı. Bugünlerde ise bir terk edilmişlik psikolojisi içerisindeler. Afrin merkezle Azez arasında Kefr Cenne’de konuşlu çok az sayıdaki Rus askerinin gittiği veya her an gidebileceği korkusuyla yaşıyorlar. Rusların İdlip’deki çatışmasızlık bölgesi üzerinden Türkiye’yle anlaştığını ve Afrin’den ayrılmalarının Türkiye’nin yaklaşan operasyonunun en net işareti olduğunu düşünüyorlar. Rus kalkanı olmadan Afrin oldukça kırılgan. Diğer taraftan ABD için de Afrin’in herhangi bir stratejik önceliği yok. Buna bir de rejim-PKK gerginliği eklenince, PKK Afrin çevresinde kendisini oldukça çaresiz hissediyor.

Olası bir operasyon çerçevesinde Afrin iki kısımda ele alınabilir. Birincisi, PKK’nın Fırat Kalkanı esnasında fırsattan istifade Rus desteğiyle Afrin’in doğusunda Minniğ Havaalanı, Azez ve Tel Rıfat’a doğru genişlediği alanlar. İkincisi ise terör örgütünün Afrin merkezli yapılanması. Özellikle ilk alan olası bir müdahalenin ana odağı. Bu alanın Afrin’in güneyiyle beraber ele geçirilmesi PKK’yı tam bir abluka içerisine sokar ve İdlip-Halep bağlantısını da muhalifler için açmış olur. Türkiye’nin İdlip’e asker göndermesi durumunda bu bağlantı çok daha büyük önem kazanır.

Türkiye zaten bir süredir Afrin sınırına yığınak yapıyordu, er ya da geç bu alandaki PKK varlığına bir müdahale gelecek. Konjonktür de buna yatkın. Fakat konjonktürün değişmesini beklememek ve söylemden ziyade sahada yol almak gerekli.

Akşam

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat