FETÖ yapılanmasını anlamak zor mudur?

  • GİRİŞ31.05.2017 09:22
  • GÜNCELLEME31.05.2017 09:22

Bir komedi mi seyrediyoruz yoksa Türklerin aklıyla alay mı ediliyor? 15 Temmuz darbe sürecinin anlaşılmasını önlemeye, bununla da kalmayıp bu ihaneti yapan faşist cemaati saklamaya çaba gösteren bir söylem vardır. Darbeci katillerin döktüğü kan, şehitler ve gaziler ortada olmamış olsa, neredeyse darbe yapılmamıştır bile diyecekler ki şimdi söyledikleri de buna yakındır; ‘darbeyi ordu dâhil devletin her kademesine sızmış olan bu çete yapmamıştır’ demeye getirmektedirler! 15 Temmuz darbesini kimin yaptığını tartışmak anlamsızdır, tartışılacak husus şudur: FETÖ denilen ihanet şebekesini organize eden kimdir, bunun uluslararası kaynağında yer alanlar kimlerdir, dahası merkezinde kim vardır? Bu sorunun cevabı basit bir başka sorunun içinde saklıdır. “Türkiye’nin yurt dışında, NATO bünyesinde görevli kaç subayı vardır ve bunların ne kadarı bu örgüte mensuptur ve kaçı bulundukları ülkelere sığınmışlardır?

GLADYO’nün ‘yeşil kuşağı’ ile ‘kırmızı kuşağı’ arasında ne fark vardır? ‘Kırmız kuşaklı’ GLADYO elemanları bugüne kadar ya ‘ulusalcı/Kemalist’ olarak darbeler yapıp Türkiye’nin kontrol altında tutulmasını sağlamışken, yeşil kuşaklı elemanların ‘tamamen kontrolden çıkan Türkiye’yi’ parçalamak üzere 15 Temmuz’da harekete geçtiklerini anlamak çok zor mudur?”

YEŞİL KUŞAĞIN HAİNLERİ

FETÖ yapılanmasının darbe girişiminin cunta merkezi olan Yurtta Sulh Konseyi’nin yargılanmaya başlaması ve Meclis Darbe Araştırma Komisyonu’nun raporunun açıklanması bu çeteyle ilgili tartışmaların yeniden yoğunlaşmasına sebep oldu. Tartışmaya katılanlardan bir grubu, CHP Genel Başkanı’nın dillendirdiği ‘kontrollü darbe’ iddiasını destekleyecek verileri, ya faşist cunta mensuplarının mahkemede söyledikleri üzerinden, onların iddialarını tekrarlayarak oluşturmaya çalışırken, bir başka grubun ise Meclis Araştırma Komisyonu raporunda yer alan bilgileri çarpıtarak üretme gayretine girdiği görülmekte.

Televizyon programlarına katılıp ‘MİT’in darbe sürecindeki rolünü’ sorgulamaya çalışanların da, yazdıkları köşelerde ‘devlet darbeyi biliyordu’ gibi saçma iddiaları dile getirenlerin de, aslında bu örgütün, başta ABD ve Almanya olmak üzere yurtdışında organize ettiği lobi ve kurduğu ilişkiler üzerinden seslendirdiği iddiaları tekrar ettiğini söylemeye gerek var mı? “Bugün FETÖ yapılanmasının mahiyetini kavramak için elde çok sayıda veri bulunmaktadır. Bu yapı örgütlenme prensiplerinden, haberleşme ağına kadar tam bir gizli servis modelinde oluşturulmuştur ki bunda Soğuk Savaş döneminde Türkiye ile içli dışlı olan Batılı servislerin rolünü görmemek siyasi körlük değil kasıtlı bir tavırdır.” Bu sebeple şimdi, darbenin başarısız olduğu kesinleşene kadar sessiz kalan Batılı müttefiklerin, kendi merkezlerinde biçimlendirilen darbe karşısında, halkta oluşan ‘demokrat-vatansever’ direnci kırmaya dönük bir söylem oluşturmaya dönük kampanyalara destek vermelerine şaşırmamak gerekir.

KİMİN FETÖ’SÜ

FETÖ yapılanmasını ‘kendi iktidarı olan bir yapı’ olarak görmek baştan yanıltıcıdır, bu örgütlenmenin Türkiye’nin Milli İstihbaratı’nı hedef tahtasına koyması, 17-25 Aralık’ta hükümete yargı darbesine girişmesi, işin bir ‘sivil cemaat’ görüntüsünün ötesinde, doğrudan bir servisin uzantısı halinde örgütlenmiş bir yapı olduğunu ortaya koymaya yeter. Türkiye’nin Ortadoğu siyasetinden rahatsız olan Batı sisteminin, MİT TIR’ları üzerinden bu yapıyı harekete geçirmesi, meselenin mahiyetinin bütünüyle, Batı sistemiyle yol ayrımına gelen ‘bölgesel siyasetle’ doğrudan ilgili olduğunu ortaya koymaya yeterlidir.

Mesele açıktır, MİT tarihinde ilk defa bir darbenin önlenmesinde önemli bir rol oynamıştır; başta Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları bu ihanete karşı oldukları için ‘devletle’ ‘halk’ bir darbeyi birlikte mağlup etmiştir. Bu durum, MİT’in de ordunun da sistemin vesayetinden çıktığının, Türkiye’nin bağımsızlığının yükseldiğinin göstergesidir.

Akşam

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat