Kutsalı Olmayan Dehşetli Şahıslar ve FETÖ Örgütü

  • GİRİŞ17.12.2018 09:21
  • GÜNCELLEME17.12.2018 09:21

Kıyametten önce ortaya çıkacak olan şahıslarla ilgili olarak bazı hadis-i şerifler vardır. Bu hadisleri ele alarak eserlerinde açıklama yapan İslam âlimlerinin kitapları elimize kadar ulaşmış ve istifade edilmeyi beklemektedirler. İşte bu makalede Kuran ve hadislerin ışığında ülkemize düşmanlıkta sınır tanımayan FETÖ örgütünü ele alarak; yapılmış ve halen de devam eden icraatlarına dikkat çekmeye çalışacağız.

Özellikle hadislerde ahir zamanın dehşetli şahsı olan İslam Deccalının (ki diğer bir ismi de Süfyan’dır) bazı özelliklerine dikkat çekilmiştir. Yapacağı dehşetli tahribatı önlemek için hadislere müracaat etme zaruriyeti vardır. Aksi takdirde birçok insan gibi Feto’nun sihir ve büyüsüne kapılıp perişan olma ihtimali vardır.

Deccal ismi; Arapça “dicl” kökünden gelen aldatıcı anlamında bir kelimedir. Yalan ve hile ile hakkı bâtıl, bâtılı hak olarak gösteren ve münafıkane bir şekilde toplumda fitne çıkaran kişiye denilmektedir. Bu hali ile Fetullah Gülen, Deccal ismine layık şahısların başında gelmektedir. Çünkü insanların gözünün içine bakarak yalan söylemekten hala vaz geçmemiştir.

Ülkemizde askeri darbe yaparak faşist bir idare kurmak isteyen kişiler; başarısız olduklarında Talat Aydemir örneğinde olduğu gibi darbeyi inkâr etmeyip başarısız olduklarını ikrar etmişlerdir. Bunun bedelini idam cezası ile ödemiş olsalar da onur ve izzetlerini korumayı başarmışlardır. Lakin FETÖ örgütünün elebaşı olan Gülen; hala utanmadan darbeyi inkâr etmektedir. Çünkü şeref ve onur bunların kapısına uğramamıştır.

Ne gariptir ki 28 Şubat 1997 darbesini yapan generaller de hükümeti düşürüp 64 bankayı hortumlayarak siyasi, iktisadi ve sosyal alanda çok büyük bir tahribat yaptıkları halde aynı Feto gibi darbeyi inkâr etmektedirler.

15 Temmuz 2016 darbesi üzerinden 2,5 yıl geçtiği ve neredeyse darbecilerin yarısı itirafçı olup Feto’yu suçladığı halde FETÖ örgütü, inkârcılıktan vaz geçmemiştir. Hâlbuki Feto; “Evet darbeyi ben yaptım fakat yetiştirdiğim generaller beceriksiz çıktı” demiş olsa onur ve haysiyet konusunda bir parça ilerleyebileceklerdir. Fakat iğrençlikte sınır tanımayıp kötülüğün zirvesinde yerlerini almaya devam etmektedirler.

Hayatı boyunca yalancılıktan vaz geçmeyen Feto, erdem konusunda zerre kadar olumlu bir adım atamaz. Kendisi için önce “mehdi” sonra da “İsa” uydurmasını yapan bir kişinin dürüstlük ve doğru söyleme alışkanlığı olmadığı için bunu ikrar etmesi mümkün değildir. İşte Deccal’ın en büyük özelliği olan aldatıcılık; bu dehşetli zındığın da en önemli özelliğidir.

Bakara Suresinin 42 ayet mealinde ifade edildiği gibi, hak ile bâtılı karıştırıp Müslümanları ifsat ederek inkârcılığa çalışan münafıklardan bir tanesi Feto’dur. İşin kötü tarafı ise bu dehşetli şahsın ölümünden sonra dahi münafıklığının devam edeceği anlaşılmaktadır. Bu husus hadislerde de beyan edilmiş Deccal’ın başlattığı cereyana da “Deccaliyet” denilmiştir. Deccal’ın en şerli ve zararlı tarafı da budur. Zira ölümünden sonra da cereyanı hayli zaman devam edeceği anlaşılmaktadır. Çünkü tamir zor olup tahrip ise kolaydır.

Deccal’ın hak ile bâtılı karıştırmasına karşı, Kur’an, hak ile bâtılı birbirinden ayırmış ve beyan etmiştir. Zira Kuran’ın dersini tam anlayan sahabeler, hak ile bâtıl tamamen ayırarak uygulamışlardır. Bakara Suresi 256. Ayetinde geçtiği üzere “Doğruluk ve sapıklık iyice ayrılmıştır, o halde kim tağutu tanımayıp Allah’a inanırsa; kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah her şeyi hakkıyla bilip işitendir”

Deccal’ın hak ile batılı karıştırması ile ilgili olarak Feto’nun icraatları son derece açık ve nettir. Bu konuda çok sayıda örnekten bir kısmını vererek iddiamızı ispatlamaya çalışalım:

1. Feto, zekâtın ruhunu tahrip etmiş ve müminlerin hayır-hasenat hislerinin üzerine çöküp sömürerek kendisine ekonomik rant oluşturmuştur.

2. Başörtüsünü tahfif ve tahrif eden ve kadınların başlarını açmalarını teşvik eden, başörtüsü takmak için mücadele veren kızları aşağılamıştır.

3. Ezan-ı tahfif ve tahrif ederek, Risalet-i Muhammediyyeyi niza olarak görerek ezan-ı Muhammedî'den kaldırmıştır.

4. Yalanı meşrulaştırmış ve zinayı, içkiyi ve Müslümanlığın yasakladığı her şeyi bazı makamlarda tutunmak maksat ve amacıyla mubah görerek teşvik etmiştir.

5. İnsanların gizli durumlarını araştırarak, mahremiyetlerini videolara kaydettirmiş ve bunları şantaj malzemesi olarak kullanmıştır. Hâlbuki tecessüs dinen haramdır.

6. Hile, yalan ve ahlâksızlık ile siyasî iktidara gayrimeşru yollardan ulaşmaya çalışmış 15 Temmuz 2016 tarihinde askeri darbe yaparak 250 den fazla vatan evladını şehit etmiştir.

7. Müslümanlar arasına tefrika, niza ve fitne sokarak bu fenalıkları sürekli olarak yenilemiştir. Bu maksatla Kuran’ın bu asırda mühim bir tefsiri olan Risale-i Nur eserlerini menhus amaçları önünde bir engel görerek tahrip ve tahrif etmeye yeltenmiştir. Sadeleştirme adı altında Risale-i Nur'un manalarına hücum etmiştir.

8. Tek parti diktatörlerini hararetle savunmuş ve onların manevi şahsiyetlerinde temsil ettiği dinsizlik cereyanını örtbas etmeye çabalamıştır.
Daha bunun gibi çok sayıda münafıklığı yapan Feto, hala ABD içerisinde fenalıklarını sürdürmektedir. Bu dehşetli şahsın hiçbir kutsalı yoktur. Şantaj, tehdit ve katliam gibi suçları işlemekten geri durmamakla birlikte fitne ve yalancılıkta geri adım atmamaktadır. Mahkemelerde yargılanan ve suçüstü yakalanan askerler hala utanmadan yüzsüzce darbeyi inkâr edecek kadar insanlıktan çıkmıştır. Çünkü hangi hipnoz mekanizmalarını kullanmışsa bu askerleri maymuna çevirmiştir. Sağlıklı düşünme ve sağduyu ile hareket etme kabiliyetleri kalmamıştır.
Bu konuda yani FETÖ örgütüne karşı mücadeleme 1982 yılından beri devam ediyorum. Namaz kılınmasına karşı çıkan bu örgüt mensupları, oruç tutan sınıf arkadaşlarıma “sakın ha askeri okuldan atılırsınız” diyerek korku salmaktan çekinmemişlerdir. Bu sayece masum öğrencileri örgütün içine çekmişlerdir.

İşin diğer bir acı tarafı ise ateşe körükle giden darbeci general ve amiraller; Feto’yu haklı çıkarmak için namaz kılan oruç tutup alkollü içki içmeyen askeri okul öğrencilerini acımadan ordudan atmışlardır.

Askerlik mesleğim süresince “Rızkı veren Allah’tır. Sakın namazınızı terk etmeyin. Atılsanız bile; Allah bir kapıyı kapar bin kapıyı açar” diyerek hem darbeci askerlerle hem de FETÖ örgütü ile mücadele ettim. Hatta bunu 2007 yılında “Bahriyede 15 Yıl” isimli kitabımda yazarak FETÖ örgütünü ve darbeci generallerin fenalıklarını deşifre ettim.

20 yıldan fazla bir süredir çeşitli gazetelerde asker arkadaşlarıma karşı yapılan iğrenç din düşmanlıklarını yazarak mücadele etmeye hala devam ediyorum. İşin kötü tarafı ise bunu benim yaşımdaki insanlar gayet iyi bildiği halde gençler bilmiyor ve anlamıyorlar.

O halde FETÖ örgütünün fenalıklarını ve bu örgütü semirterek büyüten darbeci generalleri deşifre etmeye devam edeceğiz. İstedikleri kadar inkâr etsinler; yıllar önce pervasızca sarf ettikleri sözler, kayıtlara geçmiş ve mahkemelerde aleyhlerinde delil olarak kullanılmaktadır. Bunun yerine suçlarını itiraf edip af dileseler belki yargıçların kendi lehlerine hareket etmesine vesile olur.

Hatadan dönmek erdemdir. Fakat birçok FETÖ mensubu ve darbeci general bu erdeme sahip değildir. Bunları hizaya getirene kadar mücadelemize devam edeceğiz. Gayret bizden Tevfik Allah’tandır, vesselam…

YENİ AKİT GAZETESİ

Yorumlar1

  • ihsan 5 yıl önce Şikayet Et
    allah senden razı olsun bizler geç uyandık mücadeleye devam durmak yok yola devam ne yazıkki bu hainlerde tevbe kutsalıda yok hala jhainliklerine devam ediyortlar
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat