Darbe Medyası ve Hürriyet Gazetesi

  • GİRİŞ28.02.2017 10:00
  • GÜNCELLEME28.02.2017 10:00

Hürriyet’in 25 Şubat 2017 günü attığı “Karargâh rahatsız” manşetini görünce, eski hastalığın nüksettiğini düşündüm…

Her ne kadar haberi yapan Hande Fırat,“Haberin içeriğini okumadan eleştiriyorlar” dese ve haklı gibi gözükse de, işin içinde Hürriyet olunca, insanın kafasında “acaba”lar uçuşmaya başlıyor.

Çünkü bu “Amiral Gemisi”nin ilk “belden aşağı” vuruşu değil. Zira Hürriyet’in, “darbe kışkırtıcılığı” ve “darbe alışıkçılığı”ndan pek çok sabıkası bulunuyor.

Elbette bu konuda yalnız değil: Kendilerine “Merkez Medya” diyen medyanın darbelerle öteden beri içli-dışlı olduklarını görmemeye imkân yok. Hatta, 27 Mayıs 1960 darbesi, askerlerin kullanıldığı bir medya darbesidir! Darbe öncesinde ve sonrasında yapılan tüm yayınlarda bunu görmek mümkündür.

Esasen Demokrat Parti’nin iktidara geldiği gün (14 Mayıs 1950 seçimleri) kaos planları yapılmaya başlanmıştı. Her olay iktidar aleyhine yorumlanıyor, gençler sokağa çekilmeye çalışıyor, özellikle Başbakan Adnan Menderes,“diktatör”lükle suçlanıyor, bir taraftan da yolsuzluk ve usulsüzlük iftiralarıyla yıpratılıyordu. 

Buna rağmen, Demokrat Parti iktidarı 1954 seçimlerinde oylarını artırdı. Çünkü halk yapılanlardan memnundu. Menderes’i de çok seviyordu. Sevmekte haklıydı: Çünkü onun iktidarında ezanına, Kur’an’ına tekrar kavuşmuş, imam-hatip okulları, İslam enstitüleri açılmıştı. Köylere yol gelmiş, su gelmiş, halk jandarma ve tahsildar korkusundan kurtulmuştu. 

Sadece okumuş kesim mutsuzdu: Köşe yazılarında Başbakan Adnan Menderes idamla tehdit ediliyordu. 

1955 yılında Rumların Kıbrıs Türklerine yönelik baskıları dahi kullanıldı. Mitingler iktidar aleyhine çevrilmeye çalışıldı. Ortam gerginleştirildi. Tam bu sırada, dönemin en çok satan gazetesi Hürriyet’te, İstanbul’daki Rum azınlığın aralarında bağış toplayarak, Kıbrıs Rumlarının Enosis (Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamaya çalışan örgüt) çetelerine gönderdiği haberi yayınlandı (yalan haberdi). Ardından 6 Eylül 1955 tarihli İstanbul Ekspres Gazetesi, “Atamızın evi bombalandı” şeklinde bir manşet yaptı. 

Muhalefet partilerinin demeçleriyle beslenen bu yalan haberlerle halkı sokağa döktüler. Gençlik örgütleri, meslek kuruluşları, İstanbul’a dışarıdan getirilmiş kitleler ve galeyana gelen yerel kalabalıklar, İstanbul’da Rum, Ermeni ve Yahudilerin dükkânlarını/evlerini yağmaladı. (6-7 Eylül 1955 olayları). 

Bu olaylar yüzünden azınlıkların büyük bölümü mallarını yok pahasına elden çıkarıp başka ülkelere yerleştiler (alın size ilginç bir araştırma konusu: Acaba o malları yok pahasına kimler satın aldı?).

Bu olay, dış dünyaya “İktidar, azınlıkları kovuyor” şeklinde yansıtıldı. Başta Amerika olmak üzere, pek çok ülke bir anda aleyhimize geçti. Onlar da “Diktatör Menderes” demeye başladılar.

Bütün bunları bahane eden cunta, 27 Mayıs 1960 günü yönetime el koydu. Millet iradesini çöpe, Demokrat Parti kadrolarını Yassıada’ya gönderdi.

Tabii muhalif basın, darbeye “darbe” demiyor, ayrıca da zil takıp oynuyordu. Seçimle işbaşına gelmiş kadroların gitmesi, yerlerine bir gece baskınıyla silahlı diktatörlerin oturması onları zerre kadar ilgilendirmiyordu. Kavramlar tersyüz olmuş, onlara göre ülkeye “demokrasi ve hürriyet” gelmişti. 

Hürriyet, “Türk Ordusu Vazife Başında: Silahlı Kuvvetlerimiz Bütün Yurtta İdareyi Fiilen Ele Aldı” şeklinde sevinç çığlıkları atıyor, 14 Haziran 1960 tarihinde yayınlanan bir karikatürde, Türkiye Cumhuriyeti’nin meşru Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve meşru BaşbakanıAdnan Menderesköpek şeklinde çiziliyordu.

Ardı ardına iftira manşetleri çekiyor, Hürriyet’in köşe yazarları, kendini savunmaktan mahrum “düşük”leri (Hürriyet’in Demokrat Parti kadrolarına münasip bulduğu sıfat buydu) milletin parasını zimmetlerine geçirmekle, Harp Okulu öğrencilerini kıyma makinelerinde kıymaya çevirmekle suçluyorlardı.

Hepsi yalardı: Ancak yalana “yalan” diyecek babayiğitlerin hepsi içerideydi. Köpeksiz köyde değneksiz geziyorlardı.

Aynı alışkanlık 12 Mart 1971 müdahalesi ve 28 Şubat süreci boyunca da sürdü.

Yarın da onlara bakalım inşallah…

Yorumlar1

  • isa 7 yıl önce Şikayet Et
    Siz cok sevdigim agabey. Yorum yazilacak birsey yok. Maksat tarafimiz belli olsun. Tesekkürler agabey, eline yüregine saglik.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat