Ayasofya nasıl müze olmuştu?

  • GİRİŞ07.02.2016 09:21
  • GÜNCELLEME07.02.2016 09:21

Kadir Gecesi  için 40 bin kişinin doldurduğu caminin balkonlarında davetli sefirler oturuyordu. 40 ünlü hafızın okuduğu Türkçe ezan, Türkçe kamet, Türkçe Kur’an o gece görücüye çıkmıştı. Radyo geceyi bütün ülkeye canlı yayınladı.

Atatürk’ün talimatıyla gerçekleşen Ayasofya’daki Kadir Gecesi ertesi günkü gazetelerin manşetlerindeydi. 4 yıl sonra başka bir şubat günü Ayasofya’nın müzeye çevrileceği söylense o gün kimse inanmazdı. Nasıl olduğunu anlamak için hikâyenin en başına gitmemiz gerekiyor…

Beyoğlu İstiklal Caddesi’ndeki Tokatlıyan Pasajı bir zamanların ünlü Tokatlıyan Oteli’ydi. 12 Haziran 1929 akşamı, akşam yemeği için 8 zengin ve ünlü Amerikalı bu otelde buluştu. Ayasofya’nın “kaderini değiştirecek” Bizans Enstitüsü o akşam bu otelde kuruldu. O akşam yemekteki Amerikalılardan biri 10 yıl önce de başka bir görev için İstanbul’a gelmişti. 

Charles R. Crane Amerikalı zengin bir iş adamıydı. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından toplanan Paris Konferansı sonrası ABD başkanı Wilson’un talimatıyla kurulan komisyonun üyesi olarak Osmanlı coğrafyasını dolaşmıştı.

Görevi; Osmanlı devletinde Amerikan mandasının koşullarını araştırmaktı.

İstanbul’da siyasi, bürokratik, askerî ve entelektüel çevrelerle görüşmeler yapmış, Sivas Kongresi’ne delege ( ya da gözlemci) olarak davet edilmiş, yerine gönderdiği Amerikalı gazeteci Mustafa Kemal Paşa’yla 3 saatlik bir görüşme gerçekleştirmişti.

Ülkesine döndüğünde verdiği raporunda şöyle yazmıştı:

 “Türk halkının büyük çoğunluğu mandayı istiyor ve Amerikan mandasını tercih edecektir. İstanbul artık Türkiye’nin başkenti olamaz.. Dünya barışı için şehir uluslararası bir güç tarafından yönetilmelidir…”

Bizans Enstitüsü’nün esas kurucusu ve fikir babası ise 58 yaşındaki Thomas Whittemore’du.

Bütün insanlığın hidayete ereceğini savunan Universalist kilisesinin öncülerinden büyükbabasının adını taşıyan Whittemore, Bostonlu varlıklı aileden geliyordu.

Büyükbabasının kurucularından olduğu Tufts Üniversitesi’nde İngiliz edebiyatı okumuş, “Harvard’da sanat tarihi üzerine eğitimine devam etmiş,  İngiliz edebiyatı hocası olarak dersler vermişti.

Dindar, eşcinsel ve vejetaryendi. Boynuna doladığı büyük atkıları, şapkaları ve Bostonlu Yankee aksanı ile dikkat çekiyordu. Amerikalı zenginlerden, Rus prenslerine kadar geniş bir çevreye sahipti. Yakın arkadaşları arasında bir portresini de yapan Ressam Henry Matisse, edebiyat eleştirmeni Gertrude Stein da vardı.

Whittemore bu çevresini Birinci Dünya Savaşı yılları sırasında Rusya’daki Bolşevik Devrimi’nden kaçan mültecilere yardım için seferber etmiş, kurduğu yardım teşkilatıyla yolu Rus mültecilerin sığındığı İstanbul’a düşmüştü.

Bizans sanatına merakı o yıllarda başladı. Mısır ve Bulgaristan’da arkeolojik kazılara katılmıştı ama ancak amatör düzeyde bir arkeolog sayılırdı.

Dünya ekonomisi 29 Krizi’ne doğru gidiyordu. Thomas Whittemore’un Amerikalı zenginlerden İstanbul’daki Bizans eserlerini kurtarmak için para toplayarak Bizans Enstitüsü’nü kurması büyük bir başarıydı. Daha büyük başarı ise enstitünün 2 yıl sonra Ayasofya’daki üzeri sıvayla kapatılmış Bizans mozaiklerini ortaya çıkarmak için Ankara’dan almayı başardığı izin olacaktı.

Thomas Whittemore’a Ayasofya Camisi’nin sıvaları altında kalan mozaikleri ortaya çıkarması için 7 Haziran 1931 tarihli bir Bakanlar Kurulu kararıyla izin verildi. Kararın altında Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal ve Başvekil İsmet İnönü’nün imzaları vardı.

Thomas Whittemore’un bu izni nasıl aldığının cevabı ise Bizans Enstitüsü’nün tüm arşivinin yer aldığı Washington’daki Dumbarton Oaks Kütüphanesi’nin online arşivinde yer alıyor.

1950 tarihinde Enstitünün başkanı tarafından ABD Dışişleri Bakanlığı’na yazılan bir yazıda 1931 yılında Ayasofya izninin dönemin ABD Ankara büyükelçisi Joseph C. Grew sayesinde alındığı anlatılıyor.

1927-32 yılları arasında ABD’nin ilk Türkiye büyükelçisi olan Grew, 1919’da  Paris Konferansı’nda ve ardından 1923’de Lozan Barış Konferansında ABD heyetinin başındaki isimdi.  1925 yılında Mustafa Kemal’le kameraların karşısına geçip Amerikan halkına Yeni Türkiye’yi anlatmışlardı.

İznin verildiği günlerdeki konjonktürü de hatırlamakta fayda var. 1930’un sonlarında Yunanistan Başbakanı Venizelos  Türkiye’ye gelmiş, Ankara-Atina arasında barış ve iş birliği anlaşmaları imzalanmıştı. Yine aynı günlerde Batı’ya dönük bir demokrasi mesajı olan Serbest Fırka deneyimi başarısız olmuştu. 29 kriziyle birlikte Sovyetlerin ekonomik başarısı Ankara’yı devletçilik politikalarına yöneltiyordu. Ankara, Ağrı İsyanı’nın bastırılmasında yardım eden Sovyetlerle yakınlaşmıştı. Denge politikaları gereği Türkiye, bir taraftan da Cemiyet-i Akvam’a üye olmak için girişimlerde bulunuyordu.

Ankara’nın Ayasofya’daki mozaiklerin ortaya çıkarılması için Bizans Enstitüsü’ne izin vermesi Batı’da büyük ses getirmişti. Türkiye’deki gazeteler bile haberi iznin verilmesinden 2 ay sonra  New York Times’tan öğrenmişti. 

Ne tesadüf ki gazetelerin o günkü birinci sayfalarında New York’tan İstanbul’a uçan iki Amerikalı havacının ve ABD elçisinin Atatürk tarafından kabulü, Atatürk’ün ABD başkanına gönderdiği samimi mektubun haberleri vardı.

Bir de Ayasofya’yla ilgili yetkililerin yaptığı “Amerikalılar caminin şeklini bozmadan tamir edecekler” cümlesinin altı çizildiği açıklamaları.

Thomas Whittemore ve ekibi çalışmalarına aylar sonra başlayabildi. Birinci yıl, caminin dışındaki koridorlarda bulunan mozaikler ortaya çıkarıldı. Cami hâlâ ibadete açıktı. Sıra esas meseleye gelmişti. Peki caminin içindeki resimli mozaikler nasıl  ortaya çıkarılacaktı?

Tam bu sırada Thomas Whittemore Ankara’dan bir davet aldı. Atatürk Whittemore’u Birinci Tarih Kongresine davet ediyordu.

Whittemor’u Ankara garında bir yıl sonra eğitim için gideceği İngiltere’den dönerken Fransa’da bir rivayete göre trenden düşerek bir rivayete göre trenden atlayarak hayatını kaybedecek Atatürk’ün manevi kızı Zehra karşıladı.

Birlikte geçtikleri Marmara Köşkü’ndeki davette ise onu Atatürk bekliyordu.

Bizans Enstitüsü arşivindeki bir mektupta Whittemore o günü şöyle anlatıyor:

Yazının tamamı için tıklayınız...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat