Tomas’a: Suçlu, Rahmet kesen deccaliyettir (1). İnsanoğlu mail-i tekamül üzerine yarıtılmıştır. Hz.Adem’den bu yana gelişiyor. Köle idi, esir oldu, ücretli oldu ve şimdi ise malikiyet devrinde. Yani sahip olma devrinde. 6 bin yıllık tarihte iniş çıkışlar oldu. Bu dünyanın dar-ül hikmet olmasının bir gereğidir. Şimdiki devrin başlangıcı 17. yüzyıl sonu. Aynı zamanda ahir zamanın şafağıdır. İnsanlık teknolojik çağa girerken, dindarlıkta gerilemeye, dünyevileşmede zenginleşmeye başlamıştır. Dini gözle: Eski ahidin kızıl canavar, yeni ahidin eli kanlı zalim, İslamiyet’in ek olarak dediği aldatan dinsiz deccaliyetin doğumudur. Anası da da sermaye ile emeği çarpıştırarak zenginleşen Beni İsrail’dir. Yüzyıl sonra Marx, Freud ve Darwin’le sembolleşen ve zirveye tırmanan deccaliyet, maşası batılı zalimlerin eliyle İslam İmparatorluğunu yıktı. Aynı tarihte finansal sömürgeni kapitalizm parlarken emek sömürgeni kızıl imparatroluk doğdu.

Tomas’a: Fakirlik ve sömürünün ilacı demokrasidir (2). Bu dünya hakimi deccaliyetin karakteridir. Yahudi zenginse kapitalist, fakirse komünisttir. Her iki tarafı sömüren büyük deccal Yahudidir. Bizdeki iz düşümü ise yine deccaliyetin bir başka şubesi devlet faşizmidir. Sömüreni ise Selanikli sabık Yahudidir. Kader insanoğlunu başı boş bırakmaz Deccaliyetle birlikte Mehdiyet ve İseviyetin doğum sancıları başladı. 1900-1950 Türkiyesi ile bugünü kıyaslarsanız, her şeyi kavrarsınız. Türkiye kalkınma ve hürriyet çağını yakalama miladi 1950’dir. Ancak çocuğun rüştünü ispat etmesi zaman alır. 1960-70’lerin ağzıyla emek-sermaye edebiyatı yapmak demokrat bir aydına yakışmaz. İslam zekat, fitre ve sadakayla emek sömürüsünü önlerken, ferdi teşebbüsle hür ve liberal ekonomiyi zenginleşme aracı görmüştür. Bunun da olmaz şartı demokrasi ve hürriyettir. Türkiye’de bütün inanışlar şikayetçi. Kimden, gizli diktatoryadan, vesayetten. İlacı: Demokrasi.

Tomas’a: Rahmet-i İlahi’nin iki eli imdada geliyor (3). Türkiye demokratik haklar geliştiği nisbette gelişmiş, ilk 20’nin içinde ve ilk 10’u zorluyor. 1923 ve sonraki fert başına milli gelir 45-100 dolardı. Bugün kayıt dışı hariç 10-12 bin, kayıt dışıyla 20 bin dolar. Devletçi sektörün işbirlikçisi batılı kapitalist şirketlerin yerli acentalarının payı hızlı düşüş halinde, 10 yıl sonra sıfırı bulacak. İnsan hür olmadıkça Allah’ın kulu da olamaz. Önce hürriyet. Bunun yolu da demokrasi. Siz despotizm denizi travmasıyla gerçekleri köpek balığından korkan balık gözüyle izah edemezsiniz. Demokrasilerde baş kıç yoktur. Millet, halk vardır. Yani manevi şahsiyeti vardır. Onu borusu ötecektir. Hürriyetle birlikte semavi yani Rahmet-i ilahi, Mehdiyet ve hakiki İsevilike bizi destekleyecek. Göreceksiniz. Öyle ki insanılk tarihinde olmadığı kadar zenginleşecek. Siz tarih çöplüğüne atılan kavramlarla değil rahmet-i ilahinin gıdasıyla düşünün.

Hakkedene verilsin..... Merhameti yok eden aç gözlü, saldırgan Kapitalist sistem. Gençler merhametsizlerin kazançlı çıktığı görüntüsü ile beyinleri yıkanıp, maddileşiyor. İyiliğin aptallık olduğu işlenerek, gençler ailelerinden, örf-adet-inançlarından uzaklaştırılıyor...Merhametsize, merhamet cemiyet için zararlı......

Balık baştan kokarmış...4. Bu merhametsiz dünya düzeni nasıl değişir. Osmanlı gibi genleri sağlam dirayetli ve merhametli bir tomurcuğun açmasını , büyüyüp gelişmesini beklemekten başka bir yolu Allah bilir. Ama şuan böyle bir yönetici grubu maalesef yok. Ülkemizdede dejenere olmuş çürümüş örnekleri var. Dolayısıyla böyle bir grubun ortaya çıkışını bekleyeceğiz, eninde sonunda bu merhametsiz firavunlara karunlara diz çöktürecek bir yapı ortaya çıkar. Ben Türkiyeden böyle bir grubun çıkacağını zannetmiyorum. Çünkü biz bize verilen şansı iyi kullanamadık maalesef. Temiz kalan, iyi eğitim almış, merhametli ve dirayetli bir topluluk , aynı zamanda iyi eğitim almış, dünya bilgisi olan, haksız düzene aynı onun gibi akıllıca direnebilecek bir topluluk ya avrupadan bence çıkabilir. Bugün en batıdaki islam grubu bosnadır.

Balık baştan kokarmış...3. Gerektiğinde, kan dökülmemesi için görevini bırakan bir sultan abdülhamit, bu yaşananlara ne derdi acaba. Müslümanlarda olmazsa olmazlardan biri olan merhamet aldığımız kararlarda yoksa, biz işlerimizi kendi çıkarlarımız içinmi yapıyoruz yoksa Allah rızası içinmi yapıyoruz. Türkiye bugün vahşi kapitalist sistem içinde bir örnektir. Çünkü bu merhametsiz sistem, iş başında islami düzen söylemli insanları kullanıp, islam dünyasını daha kolay sömürebileceğini görmüştür. Birde şu var, biz bu vahşi kapitalist sistemin bir parçası olup, kendimizi kurtarmayımı seçmeliyiz, yoksa doğruyu yapıp, diğer müslümanlar gibi çilemi çekmeliyiz. İslam akıl dinidir, Bizim ecdadımız, diğerlerinden daha merhametli daha akıllı ve daha dirayetli olduğu için dünyayı yönettiler. Biz merhametsiziz, akılsızca politikalar uyguluyoruz, ve dirayet göstermektense, vahşi kapitale boyun eğip günü kurtarma peşindeyiz.

Balık baştan kokarmış...2. Ülkemiz bu azgın kapitalist sistemin bir parçası ve bu gidişatın sonucunu irdeleyen, bunun islama uygun olmadığını söyleyen bir ilahiyatçıyı okumadım. Yeterki sistem bizim olsunda, doğru yanlış yapmak farketmez görüşündeler maalesef. İyide o zaman islam ile sizin ne alakanız var. Siz sırf iktidar için islamı kullanmış oluyorsunuz. İslamda temel prensiplerdendir, doğruya doğru yanlışa yanlış diyebilmek, bu islam toplumlarını ilerletebilecek en öenmli prensip, Ama biz senelerdir, bırakın toplumumuzu, yönetim biçimimizi , kendimizi bile sorgulayamaz hale gelmişiz. Suriyede yüz binlerin öleceği aşikar iken, esadın düzeninin bitmesi çok önemli olduğu halde, bu zamanda bu şekilde bu işe kalkışmanın yanlış olduğunu söyledim. Gelinen noktada, ölen yüzbinlerin sorumluluğunu bu iktidar hissediyormu acaba. Biz gerçekten islamı anlayabilmişmiyiz acaba.

Balık baştan kokarmış...1. Günümüzün en büyük sorunu, eski düzene geri dönüş olmasıdır. Ne kadar demokrasi insan hakları densede, insanlar tekrardan köleleştirilmeye, yeni krallıklar krallar, padişahlar, sultanlar türemeye başladı. Bu dünyayı tüm insanların ortak fikri doğrultusunda yönetiliyor dense yalan olur. Bir grup azınlık gruplar, ekonomik oyunlarla tüm insanların yaşamını şekillendiriyorlar. Bugün karunlar, firavunlar, krallar , bazı gruplar insanları köle ediyorlar. Asıl sorun insanların kendi ülke yönetimlerinde ne kadar sözlerinin geçtiğidir. Eğer bir şeyleri değiştirmeye biz ülkemizden başlayacaksak, insanları köleleştiren bu sistemle işbirliği içindeki yöneticileri acilen uzaklaştırmamız gerektiğidir. Ülkemiz maalesef, merhametsiz köleleştirici dünya ekonomisinin bir parçası haline getirilmiş, tüm siyaset kurumlarıda bu sistem için çalışır durumdadır.

merhamet. Kuranı Kerimde içinde direkt merhamet kelimesi geçen Ayetlerimizden koysaydınız hocam daha güzel olurdu. İncil ve Tevrattan koymuşsunuz. Direkt MERHAMET kelimesi geçen ayetlerimiz....

Tevrat ve İncil..Kuranın..FUNUN kolunu temsil eder.2. İslam toplumları içindeki Hiristiyan halk..SANATın ve Tekniğin belkemiğiydi. Meryem ikonalarındaki çizim ve Ustalık becerileri.Mimariden Sinaiye kadar her alanda onları Yetenekli kılıyordu. İslam bu dönemde bu halkı kendi FUNUN kolu olarak kabul ediyordu. Onunla ilerliyor ve Dış dünyayla rekabet edebiliyordu. Ne zamanki Hiristiyanlar İslamlaştırıldı. Bu halk yeteneklerini unuttu ve Kabiliyetleri sıfırlandı. İslam içinde ne Usta ve nede demir dökümcü kaldı.

Tevrat ve İncil..Kuranın..FUNUN kolunu temsil eder.. İslam ilk dönemlerinde başarılı olmasının nedeni neydi diye sorarsak..Açık şekilde fethettiği ülkelerdeki Hiristiyan ve Yahudi toplumlarını hemen yok etmeyerek onlarla iç içe yaşayarak. Bu milletlerin Funun ve eşya ilmindeki ileri gitme kabiliyetlerinin örnek alarak ilme ve irfana önem vermesi ve Onlar kadar Sınai ve teknikte başarılı olacak bilim adamları yetiştirmesinden kaynaklanır.Ne zamanki Hiristiyanlar ve Yahudiler İslamlaştı ve Ülkede Hiristiyan bir halk kalmadı..O zaman.İslamda çöküşe.başladı. Çünkü FUNUN kolu yok oldu ve Eşyayı çözecek ve ekipmana dönüştürecek dinamikte bir halk kalmadı.

Besmele Rahman ve Rahim adıyla başlıyorsa….. Sayın M.Ali Bulut, her vasfı meydanda olan bir zattır. Genelde taltif-i ilahiye dahi mazhar olacak, ilmi tutumu vardır. Hakkı gözetir. Mesela Al-i Beyt’in önemli düsturlarından biri adalet-i mahza yani mutlak adalettir. Umumun menfaatine ferd feda edilemez hakikati. Dolayısiyle ehl-i hak ve tahkik ehl-i kitap için beyanda bulunurken bu düsturu hiç ihmal etmezler. Sayın Bulut da öyledir. Ehl-i hakikat Tevrat ve İncil’iden Kur’an hakikatlerine mehaz gösterirken dikkatli ifadeler kullanırlar. Tahrifata uğramamış bir ayet inkar edilmesin. Ehl-i kitaptan Kur’an hakikatleriyle uyuşan iktibaslar yapmak, tabiidir. Hakikati hakikattir ve Kur’an’ın malıdır. Ehl-i kitabın bakiyesi bazı topluluklar da ehl-i imandır. Cenab-ı Allah’ın rahmeti gadabını geçmiş ve her şeyi kuşatmıştır. Hidayet, iman, vicdan, kalb, akıl, şefkat, takva, edep, hepsi rahmetin eseri ve cilveleridir. Hepsi besmelede vardır.

Kalbin ve ruhun derecei hayatına girenler;. "Sana bir döngü söyleyeyim başka bir şeyle uğraşmazsın.Çok gizemli.! ISON - ISIS - SION - SIRIUS! - SYRIA - Necm süresi-Göbekli tepe."

Metafizik istihbarat :. Talutun görevi bitti.Allahualem, Davut önümüzdeki dönemde dizginleri eline alacak. Davut " Hariciye bak "

Şefkat aşktan üstündür; . Şefkat latifeleri çalıştıran en saf yakıttır.Şefkat inkişaf ettimi bütün esma tecelli etmek için yarışa girişir.Seyri sülüku tamamlamanın en kestirme yolu şefkat yoludur.Şefkat efendimizin mihmandarlığında Hakka yürümektir.Şefkat sahabe mesleğidir...!!!