Hocam, son paragraftaki "milyarlara ulaşma" idealin nerede; bir camiayı "sadeleştirme" sopasıyla yıllardır dövmeniz nerede! İnsafın o yerde namı yok mu?
BeğenCevapla
ahmet9 yıl önceŞikayet Et
muhterem mehmet ali abi acaba merhum abimizin şehadetiyle üstadımız tarafından tashih edilen eski said eserlerini merhum abimiz bir kenara bırakıp orjinal halleri ilen neden tekrar yayınladı. hem meseleyi sadece kürt ve kürdistandan ibaret olduğunu söylemek siz gibi bir müdakkik abimizin nazarında bir yönlendirme değil midir?
BeğenCevapla
ORHAN CANAN9 yıl önceŞikayet Et
Muhterem Abdürrahim kardeşim,
Diyanetin toplantısında, İhlas Nur Neşriyat dışındaki bütün yayınevlerinin iştirakiyle yapıldı.
İhlas Nur’un katılmama sebebi, başlatılıp bu noktaya gelmesinde aktif rol oynadığı sürecin, arzu ettiği şekilde geliş memesi olabilir mi?
Başkan Görmez’in sözlerinden çıkan sonuç:
Diyanet kararname ile verilen yetkiyi ilânihaye elinde tutmak niyetinde olmadığı gibi, herhangi bir vakfa devretmeyi de düşünmüyor.
Aslına uygun olmak şartıyla, isteyen herkesin eserleri basabilmesinden yana ve basılacak eserler için telif bedeli de talep etmeyecek.
Ayrıca risalelere lûgatçe, ayet-hadis mealleri ve kaynak dipnotları konulmasını “tahrifat” olarak vasıflandıran itirazlara da iştirak etmiyor. Diyanetin bu yaklaşımı, kurulacak yeni düzen ve sistemle eserlerin kendi istedikleri tarzda neşir hakkının kendilerine verileceğini hesap edenleri hayal kırıklığına uğratmış olmalı.
BeğenCevapla
erdem9 yıl önceŞikayet Et
Sayın Bulut, Risale-i nur ve nur talebeleri şimdiye kadar nice badireler atlattılar. Elhamdülillah ,hemen hepsinden en az zararla büyüyerek çıktılar. Risale-i nur hizmeti şahıslara bağlı bir hizmet olmayıp bir şahs-ı manevi hizmetidir. Bu hizmet bir okyanustur şahsiyet, enaniyet ve maddi menfaat vede siyaset sahiplerini zamanla dışarı atar. İstikametli düründürür Allah için çalışanlara kuvvetverir.. İnsaallah endişeniz olmasın. Cenab-ı Allah bizleri bu kur'an hakikatleri ile nurlanan ve Allah için neşreden bu halis kullardan etsin amin..
BeğenCevapla
rumuz9 yıl önceŞikayet Et
163 ülkede 2000'e yakın Türk okulunda Türkçe öğrenen yabancı insanlara Risale okutulmaya başlandı artık. Risaleleri dünyaya okutmak için yeni bir kapı açıldı yani. şöyle düşünün, tabii ki shakespeari orjinal diliyle okumak daha manalıdır ama siz ingilizceyi sonradan öğrenen biri olarak okusanız ne kadar anlarsınız? O kardeşlerimiz için risalelerde öyle. Ayrıca şimdiki gençlerin ilgisini eski dile ne kadar çekebiliyorsunuz? önce bu sade versiyonlarla tanışanlar sonra orjinal halinide merak edip alırlar zaten. bazı gruplar istiyorki Risale kendi kontrollerinde kalsın. farkında olmadan kadükleştirmek istiyorlar. kısaca şu tespit çok iyi "Risale-i Nur milyonlara, milyarlara erişmesi, ulaştırılması gereken bir hizmet iken küçük ve kadük bir topluluğun meslek ve meşrebi olarak kalması ağır bir mukadderat olur!" çok isabetli bir tespit olmuş.
BeğenCevapla
hursit dilaver9 yıl önceŞikayet Et
bende de 1958 baskılı risaleler takım olarak var. anlaşılan bunları bu paralel tayfa bozmasın diye 50 yıllığına gömeceğim. artık bu ve diger emanetler için torunlar devreye girsin.
BeğenCevapla
Abdürrahim Çokgüngör9 yıl önceŞikayet Et
Abdülkadir Badıllı merhumun en önemli hizmetlerinden biri tahrifatçı pararlelcilere karşı ilk karşı koyan ve onların uluslararası bağlantılarını nazara verendir. Allah rahmet etsin, bu hareketiyle Risale-i Nur’un önündeki manilerden birini daha kaldıranlardan oldu. İktidarın millet ve Kur’an namına hizmetlerini destek vermek farzdır. Bitaraf olmak taraf-ı muhalifi iltimaz olacağından böyle bir hareket Nur talebelerinden beklenemez. Onlar Hak ve hakikat mesleğinin gereği olarak harici dinsizlik tehlikesinin versiyonlarından olan paralelci yapıya karşı hükümete destek vermesi Kur’an’ın ve millet namınadır. Ne yani siyasi cinayetlere göz mü yumulacaktı? Zihinlerin bulandırılmaması lazım.
BeğenCevapla
Abdürrahim Çokgüngör9 yıl önceŞikayet Et
Bediüzzaman hizmetini manevi cihad olarak açıklarken, imana hizmeti birinci derecede sayar. Çünkü temel olmadan yeni bina inşa edemezsiniz. 1928’e dikkat çekerek İslam kelimesinin anayasadan çıkarılması üzerine manevi cihadın başlayacağını ve bunun da iman hizmeti ile olacağını belirtir. İmanlı insanların çoğalması yeni bir toplumu dolayısiyle yeni bir zamanı başlatır. Risale-i Nur milletin maldır. İktidarın tahrifatçı zihniyete karşı Risale-i Nur’a koruma sağlaması, Siyonist-neocon işbirlikçisi paralel yapının keyfi tasarrufunu kırar. Paralel yapının Nurcu olduğunu iddia etmek abestir. İsbata hazırız. Nur talebeleri asla siyasetle iştigal etmez, ama Kur’an ve iman namına demokratları özellikle dindar demokratları dolayısiyle mevcut iktidara destek verir. İştigal başka destek başka. Fecr-i sadık için mutlaka kazip fecirlerin temizlenmesinde iktidara destek lazım. Risale-i Nur’a koruma sağlayan ve taraftar olan iktidar elbette desteklenir. Ne yapılacaktı yani çetelere mi destek verilecekti.
BeğenCevaplaToplam 6 beğeni
Abdürrahim çokgüngör9 yıl önceŞikayet Et
Orhan Canan
Olaylara bilmeden mana verme. Varislerine sormadan önüne gelen Risale bastı. Aslına uygun olmadan. Tahrifat yapıldı. Mahkemeye gidildi, cemaatin adamları işi sallantıya soktu. Bunun üzerine Hükümete başvuruldu. Hükümet de bu konuda kanuni düzenleme yaparak Diyanet’e yetki verdi. Aslına uygun isteyen herkes basabilecek. Yani tekel de kalktı. 3 Aralık’ta Diyanette yayıncılarla toplantı yapıldı. O toplantıda hazırlıklar görüşüldü gerekirse hemen bandrol verileceği ifade edildi. Bandrolu ağzına sakız eden gazete 30 bin kitabı elde kaldığı için yaygara koparıyor. Bir de siyasi muhalife çatma vesilesi yapıyor. Bu müsbet hareket değildir. Bilgi sahibi olmadan fikir yürütme bir daha.
Beğen
ORHAN CANAN9 yıl önceŞikayet Et
Risale-i nur milletin malı İDİ ama şu anda 7 aya yakındır, bandrol verilemiyor ve satış yapılamıyor. Dolaylı olarak da okuyucularını ulaştırılamıyor ve maddi engel çıkartılmış oldu. Koruma altına alındı derken sayfa sayfa incelenecek ve orjinalinden kontrol edilecek derken seçimlere kadar oyalama taktiği, seçimlerden sonrası ise Allah cc. kerim. Patralel olayında da --vela teziru vazireten vizra uhra-- diye ayetin emirleri varken ve SUÇUN ŞAHSİLİĞİ vurgulanırken bunca alnı secdeye giden kardeşlerimize tümden toptancı anlayış ile ehl-i küfür gibi yaklaşmak ne kadar doğrudur, eğer mü'min iseniz Allahtan cc korkmanız lazım. Demokratlar desteklenirken içindeki vali ve iç işleri bakanları Üstadın son yaşantısında takibe uğratıp çöp kamyonlarına layık görenler değil miydi? Üstadın KAMBUR ile diyaloğunu ve bedduasını da hatırlamanızı özellikle istirham ederim kardeşim, selam ve dualarımla.
Beğen
abdullah9 yıl önceŞikayet Et
Hocam sen hiç merak etme,yeisede düşme,bir şema ki mevla yaka üflemekle sönmez. Yeis mani-i her kemeldir.
BeğenCevaplaToplam 3 beğeni
ORHAN CANAN9 yıl önceŞikayet Et
Dünya çapında sünni kaynaklara dehşet bir saldırı vardır. İşte bir güruh ehl-i tarık kardeşlerimize İmam-ı Rabbani Hz. leri (KS)üzerinden saldırmaktadır. Risale-i nur camiasına ise aczimendiler gibi göstererek efkar-ı ümumiye nazarından iskat etmeye çalışılmaktadır. Ve aynen tahşiye gibi bir cemaat oluşturarak el kaide vari bir oluşumu risale-i nur cemaatine yamayarak yine nazarlardan düşürme çabası vardır. Bu arada syn m.ali beyin de vurguladığı gibi PARALEL yalanıyla da risale-i nur dairesi dışında gösterilmeye çalışılan CAMİAyı da darbe vurularak dağıtılmak istenmektedir. Syn M.Ali Bey lütfen şu tahşiye olayını da sizden dinlemek istiyoruz, baki selamlar.
BeğenCevaplaToplam 8 beğeni
Abdürrahim Çokgüngör9 yıl önceŞikayet Et
Tahşiye grubu da ehl-i sünnet velcemaatendir. Onların feraseti sizi katlar. Ki, ayrıca mağdur ve mazlum bir gruptur. 17 ay delilsiz sebebsiz hapis yatırıldılar. Sonra mesele anlaşıldı ve tahliye oldular. Niçin? Meczup Pansilvanyalının palavralarını açığa çıkardıkları için. Kur’an 4 esasından biri Adalettir. Adaleti çiğneyen ehl-i Kur’an olabilir mi? Şimdi Tahşiye grubu ile paraleli bir araya getirseniz cinayet olur. Hiç cemaat ile çete bir olur mu? Günahsız ile darbeci bir olur mu? Olur mu? Kimsenin cemaatlere, dini gruplara ve hükümete bir şey yapacak takati kalmadı. Belleri kırıldı. Kim kırdı?
Beğen
osman9 yıl önceŞikayet Et
hicbir eser devlet tekelinde olmamasi lazim. Osmanli dönemindeki gibi ilmi özgürlük şart.
BeğenCevaplaToplam 11 beğeni
ben de Osman9 yıl önceŞikayet Et
Risaleler veya diğer eserler devletin tekelinde değil himayesinde, koruması altındadır ve böylesi daha da iyi/güzel olmuştur. Zaten Risalelerin devlet eliyle basılması Bediüzzaman Hazretlerinin de arzusu ve vasiyetiydi. Hem böylece Gülencilere bağlı bi yayınevinin sadeleştirme adı altında yaptığı tahrifat ve Üstadın rızası dışında kalan basım tarzları da böylece engellenmiş oldu.
Beğen
zeki9 yıl önceŞikayet Et
bu kaygıya gerek yok diye düşünüyorum
BeğenCevaplaToplam 4 beğeni
ORHAN CANAN9 yıl önceŞikayet Et
kardeşim Lütfen bir altta yayınlanacak mesajımı bakınız. Ayrıca merhum M.Sungur ağabeye yapılan saldırı sonucu cemaat ikiye rnk ve meşveret olarak ayrıldı. Yeni nesil ve yeni asya olarak da ikiye bölündürüldü, diğer ehl-i sünnet cemaatlere de ACEMce bir saldırı yapılarak sünni kaynaklar yok edilmeye çalışılıyor.
Yorumlar17