Zorla El Koymak istiyorlar

  • GİRİŞ12.05.2023 08:24
  • GÜNCELLEME15.05.2023 09:35

Yunanistan’ın “Türkiyesiz Akdeniz ve Adalar Denizi (Ege) Projesi’nin temel dayanağı kendilerinin kafalarına göre hazırladığı Sevilla Haritası. Hiçbir bilimsel temele ve 1958, 1960, 1982 yıllarında gerçekleştirilen Deniz Hukuku Konferansları kararlarına uymayan, tamamen yalan dolana, rüşvete, çıkarlar üstüne kurulu olarak hazırlatılan bu harita, İspanya’nın Sevilla kentindeki Sevilla Üniversitesinde görev yapan ve  Denizcilik coğrafyası alanında uzman Prof. Juan Luis Suarez de Vivero ile Juan Carlos Rodríguez Mateos tarafından hazırlanmıştı. 

Harita, adaların “Kıta Sahanlığı” olduğu varsayımına dayanmaktaydı. Hedef de Yunanistan’ın arkasına ABD ve AB’yi alarak Türkiye’nin Adalar Denizi’ne ve Doğu Akdeniz’e çıkışına engel olmak, -Megali İdea doğrultusunda- Batı dünyasının baskısı ile haritayı Türkiye’ye zorla kabul ettirmek ve “Büyük Yunanistan Krallığını” kurma hedefi doğrultusunda kalıcı bir adım daha atmaktı.

Yunanistan böyle bir adım atar da Kıbrıslı Rumlar ve silah zoru ile gasp ettikleri sözde devletleri de atmaz mı? Onlar da adaların ana karanın doğal bir uzantısı olduğu ve haliyle kıta sahanlığına sahip olduğu iddiası ile Sevilla Haritası ile bütünleşen bir Münhasır Ekonomik Bölge haritası yayınladılar.  Bu iddiaya dayandırılarak çizilen haritaya göre, Doğu Akdeniz’de Yunan kıta sahanlığı, Meis Adası’ndan Mısır’a doğru Doğu Akdeniz’in ortasına kadar inmekte ve “Kıbrıs Adası’nın bütününün” deniz alanları ile birleşerek Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yetki alanı tamamen gasp edilmekte, Doğu Akdeniz ve Adalar Denizi ile olan bağı koparılmakta.

Adalar Denizinde ve Doğu Akdeniz’de en uzun kıta sahiline sahip olan Türkiye’nin uluslararası kuruluşlardaki haklı itirazları ve ordusunu oluşturan Deniz, Hava ve Kara kuvvetlerinin çok güçlü olması nedeni ile bölgede sıcak bir çatışma istemeyen ABD ve AB en sonunda bu haritanın “Yok” hükmünde olduğunu açıkladı ve Yunanistan’ın Adalar Denizini ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile birlikte, müştereken Doğu Akdeniz’i gasp etme girişimi son buldu.

Son bulmasına son buldu ama Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hala daha, herhangi bir sıcak çatışmada arkasında ABD’nin ve AB’nin duracağını varsayarak horozlanmaktan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Deniz Yetki Alanlarını yok saymaktan, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarını fütursuzca çiğnemeye devam etmekten çekinmemekte. Ki geçen Pazartesi Kuzey Yarısı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve  KKTC’nin Deniz Yetki Alanı içine giren 12. Parselde, Güney Kıbrıs Rum Yönetimin yetkilendirdiği Shell ve NewMed Energy Konsorsiyumu adına faaliyet yürüten Chevron şirketi sondaj faaliyeti başlattı. Chevron şirketine ait “Stena Forth”  isimli sondaj gemisi 12. parselde doğal gaz miktarının ve kalitesinin teyidi için başlattığı sabitleme çalışmalarını tamamlayarak sondaj çalışmalarına geçecek. Sondaj gemisinin pozisyonu şimdilik 12. parselin güney yarısında, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin ve  KKTC’nin Deniz Yetki Alanları içinde değil.

Rumların bu cesareti göstermesinin birkaç nedeni var.

14 Mayıs tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri sonucunun belirsiz olması ve bunun fırsat olarak görülmesi.

Geçmişteki sondaj faaliyetleri Türk Donanması tarafından engellenirken, son birkaç gemiye  herhangi bir engelleme yapılmaması.

12. parselin güney bitişiğinde İsrail'in doğal gaz çıkardığı zengin Leviathan yatağı nedeni ile Rum yönetiminin İsrail ile yaşadığı sorunları, İsrail’e kardan pay vermek taahhüdünde bulunarak çözmüş olması.

Bundan sonrası da Rumların arkalarında ABD, AB ve İsrail’in olduğuna inanarak, eskiden yapmaya çalıştıkları gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin ve  KKTC’nin Deniz Yetki Alanlarını gasp etmek olacak…

Tabi bekledikleri tepkiyi görmezlerse…

Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN

Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi

KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı

Yorumlar21

  • Gözlemci 11 ay önce Şikayet Et
    Dindarı, sağcısı, solcusu, Atatürkçüsü herkes kenetlenerek 7 düvelin oyunlarını bozmalıdır
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Cengiz 11 ay önce Şikayet Et
    Bir kaza olurda , tek dişi kalmış canavarın hayranları kazanırsa TR seçimini ; Müslümanların son kalesi Yurdum Anadolu'yu parçalayıp , lime lime edecekler . Boş oturmanın zamanı değil . Herkes bir kararsızı kazanmak için yollara düşsün . Göreyim sizi gençler . . .
    Cevapla Toplam 12 beğeni
  • selim s. 11 ay önce Şikayet Et
    müslümanların başka kalesi mi var ki?
  • Koray Derik 11 ay önce Şikayet Et
    "Müslümanların son kalesi" iddialı bir söz. Gerçekten müslümanların son kalesi olsaydık acaba komşumuz müselman ülkeler pkk/ypg vesaireye yardım ve yataklık edebilirlermiydi ???? Ayaklarımız yere bassın, ayakta uyumayalım ve boş hayallere kapılmayalım.
    Toplam 6 beğeni
  • Zafer 11 ay önce Şikayet Et
    Bir ülke yeterince güçlü olursa hiçbir anlaşma onu bağlamaz. Şartları kendi belirler. İnşallah Türkiye de bu yolda büyük yol katetti.
    Cevapla Toplam 15 beğeni
  • Serko 11 ay önce Şikayet Et
    Valla içimizdeki hainleri asmadıkça Türkiye 1 adım ileri gidemez
    Cevapla Toplam 14 beğeni
  • mersinli 11 ay önce Şikayet Et
    Türkiye de seçime yeni hükümet gelirse eğer NE MAVİ VATAN KALIR NEDE KIBRIS KALIR
    Cevapla Toplam 11 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat