Önce Le Point, ardından The Economist..

  • GİRİŞ02.03.2025 09:30
  • GÜNCELLEME03.03.2025 08:51

Her ikisi de yeni dünya düzeni temalı kapaklarında üç aşağı beş yukarı aynı isimlere yer verdi. Her ikisinde de Avrupalı liderler yoktu. Le Point Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump, Rus lider Putin ve Çin Devlet Başkanı Cinping'e yer verirken, The Economist bu isimlere Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve İsrail'in katil Başbakanı Netanyahu'yu ekledi.

Bir değişimin olduğu açık dünyada gerçekten. Batı basını itiraf etmeseydi de Türkiye, tüm meselelelerin odağında olmaya devam ediyor. Trump'ın söylemleri üzerinden Gazze'den Ukrayna-Rusya'ya dönen gündemde mesela, ABD ve Rus heyetlerinin İstanbul'da görüşme yaptığını biliyoruz. Ukrayna lideri ve Rus Dışişleri Bakanının Ankara'da ağırlandığını biliyoruz. Masadan dışlanan Avrupa'nın Türkiye'nin önemini anladığını gösteren açıklamalarını duyuyoruz. Bu gelişmelerin ışığında PKK elebaşı Öcalan'ın örgüte çağrısı ve yansımaları da değişen dünya düzeninden ayrı okunamaz elbette.

TRUMP BASKI VE TEHDİTLE İSTEDİĞİNİ ALIYOR!

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ilk günlerinde bugün Beyaz Saray'da oturan Donald Trump, Rusya karşıtı açıklamalara imza atmış, Ukrayna'ya destek verilmesi gerektiğini, Rusya'nın saldırılarına karşı durmanın önemini dile getirmişti. Aynı Trump, 10 gün içerisinde önce Ukrayna'nın kaynaklarına göz koyup Moskova'ya selam çaktı. ABD heyetini Suudi Arabistan'da Rus heyetiyle görüştürdü. Kiev'e "Ya kıymetli madenler ya da savaş" mesajını gönderdi. Nitekim istediğini de aldı. Ukrayna lideri Zelenskiy'i "Değerli madenler" anlaşmasına itmeyi başardı. Yani Rus karşıtı başlayan görüşleri, Ukrayna karşıtlığına dönmüştü..

Zelenskiy anlaşmayı kabul edince, bir kez daha Ukrayna'yı öven, Rusya'yı ise frenletmeyi amaç edinen açıklamalara imza attı. Zelenskiy'e çok saygı duyduğunu, Ukraynalıların Amerikan silahlarıyla oldukça iyi savaştığını söyledi. Zelenskiy'e yönelik diktatör söyleminden de geri adım atarak Biden taklidine başvurdu. "Ben öyle bir şey mi demişim" dedi. Her ne kadar basın toplantısında ikili ciddi bir tartışma yaşasa da kıymetli madenler anlaşması hayata geçirilecek gibi duruyor. Fakat Trump'ın dilindeki "savaş bitti" söyleminin karşılığını hep birlikte göreceğiz.

Gelelim Rusya'ya ne söylediğine. "Ukrayna bizle anlaştıktan sonra Rusya yeni bir işgal girişiminde bulunmaz" dedi Trump. Ancak Ukrayna'ya güvenlik garantisi de vermedi. Bunun için Avrupa Birliğini öne sürdü. "Ukrayna'nın güvenliğini Avrupalılar sağlayacak" dedi. 

Trump bir şey söylediğinde hemen baskı ve tehdit dilini devreye sokup istediğini almaya çalışıyor gördüğümüz gibi. Avrupa'nın Ukrayna'yı koruması için de "Gümrük vergisi" tehdidini ortaya attı. AB'den de aynı seviyede olmasa da sert bir karşılık geldi. Sürecin sonu, Amerikalıların istediği gibi Ukrayna'nın korumasını Avrupa'dan oluşacak bir barış gücünün sağlaması muhtemel.

AB TÜRKİYE'YE İHTİYACI OLDUĞUNU HATIRLADI!

Avrupa, yıllarca burun kıvırdığı ortaklık meselesine adım adım ısınıyor gelişmelere bakınca. AB'nin Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, daha basit bir deyişle AB'nin Dışişleri Bakanı Kaja Kallas, "Kendi içimize kapanmamamız gerek, Türkiye'ye ihtiyacımız var" dedi. Ankara'dan da Türkiye-AB ortaklığının önemine değinen açıklamalar geldi. Tam burada bir samimiyet testi olacak gibi gözüküyor Öcalan'ın PKK'ya çağrısı..

Çünkü yıllardır, terörle mücadeleyi çarpıtan, Türkiye'nin güvenlik kaygılarını önemsemeyen, Türkiye'yi Doğu ve Güneyinde "İnsan hakları ihlalleri" ile suçlayan, sözde savunduğu bu değerler üzerinden Ankara'ya efelenen bir Avrupa portresi vardı. Terör örgütünün lağvedilmesiyle argümanı kalmayacak AB, kendi topraklarında yapılanan ve Avrupa gençliğini zehirleyen uyuşturucu taciri teröristlere karşı nasıl bir tavır alacak merak konusu..

Ayrıca, ABD'ye olan bağımlılığından kurtulmak isteyen Avrupalıların özellikle enerji alanında Türkiye'yi köprü olarak görüp, Körfez ve Türk Devletleri coğrafyalarından tedarik sağlama girişiminde bulunacak mı?

Ayrıca, PKK terör örgütünün Suriye uzantısı YPG, bölgedeki işgalini DEAŞ tehdidi üzerine kurmuşken, Avrupalılar, uğraşmak istemedikleri Avrupalı DEAŞ'lıları teslim alıp kendi hesaplarını kendi görecekler mi? Böylece Suriye'deki PKK yapılanmasının da lağvedilmesine ön ayak olacaklar mı?

TERÖR ÖRGÜTÜ ÇAĞRIYA UYACAK MI?

Öcalan çağrıda bulundu, Evet. Silah da bırakabilir. Kolombiya hükümeti ile FARC arasında benzer bir süreç yaşanmış, FARC'ın bazı unsurları silah bırakmayı reddetmiş ve şiddetli çatışmalar yaşanmıştı. Ayrıca bu isyankar unsurlar aynı zamanda uyuşturucu karteli olduğu için buradan gelen parayı da bırakmak istememişlerdi. Şimdi Avrupa'da PKK'nın uyuşturucudan kazandığı parayı hesaba katınca, her anlamda dikkatli olunması gereken bir sürecin de başladığını dile getirebiliriz.

PKK terör örgütü, eski gücünde olmasa da Kuzey Irak'ta varlığını sürdürüyor. Suriye'nin zaten neredeyse 3'te birini işgal etmiş durumdalar. Önemli tarım ve petrol yatakları kontrollerinde. DEM cephesi, Öcalan'ın açıklamalarının PKK'yı muhatap aldığını dile getiriyor. Suriye'deki teröristler de zaten "Kuvvetlerimizin dağıtılmasını reddediyoruz" açıklaması yaparak Kürtleri temsil etmediğini, sadece İsrail'in güvenliğini sağladıklarını göstermiş oldu. Diğer bir deyişle bu durumu Türkiye göstermiş oldu adım atarak.

Amerika'dan gelen ilk açıklama da hayli şaşırtıcı. Her fırsatta, Türkiye'nin kendilerine sunduğu her argümana PKK ile YPG'nin aynı olmadığını, SDG'nin hiçbir şekilde terörle ilişkisinin olmadığını savunan Amerikalılar Öcalan'ın çağrısıyla Türkiye'nin Suriye'deki endişelerinin yatışacağını umuyorlarmış. "Madem aynı değillerdi sizin için neden aynı kefede gördünüz bu hadiseyi?" diye sorası geliyor insanın. Öte yandan PKK silah bıraktığını açıklar da SDG "Bizimle alakası yok" derse, Washington Ankara'ya "Bu durumu kabul edin" mi demeye çalışıyor?

Suriye Ulusal Diyalog Konferansı, PKK-YPG terör örgütünün varlığına, Dürzilerin güneydeki girişimlerine ve İsrail'in işgaline karşı durulacağını gösterdi. İsrail de birlik içerisinde Suriye görmek istemediği için saldırılarını şiddetlendirdi haliyle. Şu ana kadar yaşanan gelişmeler Türkiye'nin meşru güvenlik kaygılarını sınır ötesinde gidereceğini gösteriyor.

Hüseyin Akif Küçükal / Haber7

Yorumlar4

  • Mehmet 2 ay önce Şikayet Et
    Batı nın değerlerine karşıyım. Bu dergiler yeri geldiğinde Türkiye ye ayar verirler.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Ado 2 ay önce Şikayet Et
    Nadam se da će se Kurdi urazumiti, položiti oružje i tražiti svoja prava kroz ustav i parlament,a ne bratoubilački rat
    Cevapla
  • Gerçekler 2 ay önce Şikayet Et
    Avrupalı leş kargaların Filistindeki soykırıma nasıl destek olduğunu tüm dünya gördü, Avrupalı leş kargalarının sözde insan hakları safsatası artık bir yalandan başka birşey olmadığını tüm dünya gördü. Kimseyi bu sözde insan hakları silahıyla kandıramazlar.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Liderlik 2 ay önce Şikayet Et
    Bu dergide gerçek bir lider görünüyor o da Türkiye Cumhuriyeti başkanı diğerleri fasa fiso. Liderler Adalet de olur arabulucu olur çözüm üretir Türkiye Cumhuriyeti Başkani hariç hangi birinde bunlarda var
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat