Donald Amca üçkağıtçı mı çıktı?
- GİRİŞ15.06.2025 09:04
- GÜNCELLEME15.06.2025 09:04
Donald Amca üçkağıtçı mı çıktı?
İsrail’in önemli gazetelerinden Jerusalem Post’a konuşan üst düzey bir güvenlik yetkilisi “ABD ile ortak bir aldatmaca organize ettik. Trump’ın öne sürdüğü sahte nükleer görüşmeler İran’ı hazırlıksız yakalamak için bir tuzak olarak kullanıldı” demiş.
İsrail’e diyecek bir şey yok, tipik hilekarlıkları. Ama İsrail ile ortak tuzak kurmanın ABD açısından bazı olumsuz sonuçları olabilir.
Öyle ya, Trump tüm dünyaya barış getirme iddiası ile ortaya çıktı. İlk hedefi Rusya - Ukrayna savaşı, sonra Ortadoğu; sonra da diğerleri gelecekti. Şu anda dünyanın her yerinde ABD’li diplomatlar “yeni düzenin” cakasını satıyorlar. Karşınızda büyük anlaşmacı Donald Amca… Kendisi tüccar tarzı hamleler ile Kore yarımadası dahil her yere barış getirecek!
Peki, şimdi bu büyük skandaldan sonra ABD’ye kim güvenir?
Misal, İstanbul’daki barış görüşmelerinden bir gün önce Ukrayna’nın yaptığı operasyondan ABD’nin haberi olmadığına kim inanır?
Dünyanın herhangi bir yerinde ABD’nin verdiği hangi söze bel bağlanabilir?
“Trump, küreselcilere karşı savaşıyor, bu dolapları ABD derin devleti çeviriyor” diyenler çıkabilir. Diyelim ki öyle, İran ile nükleer anlaşma ABD’nin iç meselesi değil ki! Günün sonunda Siyonistler lehine ve İran aleyhine “tuzak” olarak tecelli eden bir ABD iradesi var. Arkadaki ilişkilerden bize ne?
“Bize ne” sözünü boşuna söylemiyorum. Çünkü konunun gerçekten bizi ilgilendiler boyutları var. ABD’nin Suriye ile Irak ilgili verdiği sözleri şimdi bir kez daha düşünmek zorundayız. Hep yaptığımız gibi, Coni’nin dostluğuna güvenmeyip, boynu kalın kurt misali kendi işimizi kendimiz görmeliyiz.
LOBİCİLİKTEN FAZLASI
İsrail’im İran’a saldırısını takip eden saatlerde ABD’li tüm siyasetçilerden Israil’e destek açıklaması geldi. Bir tek istisna bile yok ki İsrail’in saldırganlığını kınasın veya hiç değilse tarafsız kalsın. En kıytırık senatöründen, en tepedeki başkana kadar hepsi İsrail’e bağlılık gösteri için sıraya girdi.
İsrail’in ABD’de çok güçlü lobi çalışmaları yaptığı biliniyor. Siyonistler, büyük kısmı ABD’deki bağışçılarca karşılanan milyarlarca dolar parayı siyasetçileri etkilemek için kullanıyorlar. Kiminin kampanyasına doğrudan destek oluyorlar, kimine yemek ısmarlayıp propaganda yapıyorlar.
Ancak İsrail’in sonuna kadar haksız olduğu bir konuda böylesi firesiz bir desteği lobicilik ile açıklamak mümkün değil. Kimileri bunu, Epstein adası gibi rezaletlere dayanan şantaj sistemine bağlıyor, kimileri ise Siyonizmin doğal “akrabalıklarından” söz ediyor. Ancak her durumda, ABD ile İsrail’in ayrılmaz ikili olduğu bir kez daha görülmüş oluyor.
HEDEFTEKİ ÜLKE: TÜRKİYE
İsrail saldırı ile saflar bir kez daha netleşti. Batı bir bütün halinde, firesiz, İsrail’in yanında. Doğulular ise ya ortada durmaya çalışıyor veya Çin ve Rusya gibi karşı tarafta. Türkiye’nin pozisyonu ise zaten açık. İsrail’i cepheden karşıya alan birkaç ülkeden biriyiz.
Amerikan Newsweek dergisi Geçtiğimiz Nisan ayında kapağına, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Gazze kasabı, soykırım suçlusu Netanyahu’yu koymuş; “Suriye, İsrail ile Türkiye arasındaki bir savaş sahasına dönüştü, iki devlet arasında yakın bir gelecekte küçük çaplı da olsa silahlı çatışmaların olması kaçınılmaz.” diye yazmıştı.
O hafta ben de konuyu köşe yazıma taşımış “Türkiye İsrail çatışması giderek yaklaşıyor, Bu az çok bizim de gördüğümüz bir olgu. Ancak Amerikalıların dergi kapaklarına çıkarması, “sıcak senaryonun”, İsrail’in “büyük dostu” tarafından çoktan satın alındığı anlamına geliyor.” Demiştim.
Evet, istediğiniz kadar görmezden gelin. Adım adım nihai karşılaşmaya doğru ilerliyoruz. Bugünkü dengeler üzerinden düşünürseniz fantezi gibi gelebilir. Ama birkaç yıl sonranın dünyası bambaşka dengelere sahip olacak. İsrail ile Türkiye arasındaki karşıtlık ise daha da keskinleşmiş olacak. Çünkü Orta Doğu’ya yüz yıl sonra ilk kez “mekanın sahibi” geri dönüyor. Bu, sahipsiz mekanda palazlanan İsrail için bir ölüm kalım meselesi… Doğrusu, bizim için de öyle.
Gaffar Yakınca / Haber7
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol