İki Yüzlü Şefkatin En Ağır Yüzü: Melania Trump’ın Mektubu

  • GİRİŞ19.08.2025 17:33
  • GÜNCELLEME19.08.2025 17:33

Önce tarihi Alaska zirvesi, ardından ABD Başkanı Donald Trump’la Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve diğer Avrupa ülkelerinin liderlerinin Beyaz Saray buluşmasıyla son günlerde Ukrayna için barış çabaları hızlandı.

Diplomatik gösterisi bol, sahnesi büyük bu zirvelerin sonucunda ne çıkacağını tüm dünya takip ediyor. Bu görüşme fırtınasının arasında Trump’ın eşi Melania Trump’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e Ukraynalı çocuklar için yazdığı mektup ortaya çıktı.

“Sevgili Başkan Putin” hitabıyla başlayan mektup, “Her çocuk, ister bir ülkenin taşra köyünde, ister görkemli bir şehir merkezinde doğmuş olsun, kalbinde aynı sessiz hayalleri taşır. Onlar sevgiye, imkâna ve korunmaya ihtiyaç duyarlar” cümleleriyle devam ediyor.

Trump’ın Alaska’daki zirvede Putin’e verdiği bu mektupta ABD’nin First Lady’si, “çocukların melodik kahkahalarını tek başınıza geri kazandırabilirsiniz” çağrısında bulunuyor.

Melania Trump’ın Ukraynalı çocuklar için duyduğu derin üzüntüyü dile getirmesi insani bir refleks gibi sunulsa da, gerçek samimiyetin test edildiği bir PR çalışmasından öteye geçmiyor. Çünkü aynı duyarlılık, İsrail’in sahnelediği acımasız soykırım altında Gazze’de her gün yaşamını yitiren çocuklar için gösterilmiyor.

Ukrayna’daki çocuklar için duyulan tepkinin, Gazze’de sistematik bombardıman, açlık, susuzluk ve soykırımla ölüme sürüklenen binlerce çocuk için gösterilmemesi, açık bir çifte standarttır.

Gazze’nin Şehadete Yürüyen Cennet Kokulu Çocukları

Bugün çocuk cesetlerinin en çok toplandığı yer, maalesef Gazze’dir.

BM’ye bağlı Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) İsrail’in Gazze’deki bir milyon çocuğu sistematik olarak aç bıraktığını açıklıyor. En acı olanı ise; 40 bin bebek ve 250 bin çocuk açlıktan ölüm riski altında bulunması.

Gazze’de henüz 40 günlük Yusuf Muhammed es-Safedi’nin yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitirmesine, 3 aylık Yahya Neccar’ın masumiyeti eşlik ediyor.

Şifa Hastanesi’nde, 7 aylık Muhammed İbrahim Ades bebeğin mama bulunmadığı için ölümü ile İsrail ordusunun Gazze’deki Nasır Mahallesi’nden çekilmesinin ardından ortaya çıkan 5 prematüre bebeğin cesetleri ve 10 yaşındaki Nur Eşref Ebu Sela’nın şehadeti birbirini takip ediyor.

Açlık nedeniyle neredeyse bir deri bir kemik kalan Muhammed Zekeriya Eyyub el-Matuk’un ve diğer çocukların Anadolu Ajansı tarafından yayımlanan fotoğrafları uluslararası kamuoyunu sarsıyor.

Gazze’nin her köşesinden, daha hayatın başında ölümle yüzleşen melek yüzlü masum çocukların yürek burkan şehadetleri yükseliyor.

Son olarak 112’si çocuk 263 Filistinli açlıktan öldü.

Çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu son kayıp rakamlarına göre 62 bin Filistinli, İsrail soykırımında hayatını kaybederken 156 bin 230’ni ise yaralandı.

İsrail başta çocuk ve kadın olmak üzere masum sicilleri yemek sırası, su kuyruğu hastane, okul, park her yerde acımasızca hedef alıyor.

İsrail Bombardımanı Altında Doğan Çocuklar Aynı Bombardımanda Ölüyor

Gıda, su, ilaç ve tıbbi malzemelere erişimin neredeyse imkânsız hale geldiği Gazze’de, her geçen gün yeni çocuklar açlık nedeniyle hayatını kaybediyor.

“Sadece çocuklarımızın karnını doyurun, başka hiçbir şey istemiyoruz”, “Çocuklarımız ekmek diye uyanıyor”, “Eve tek bir torba un getirip çocuklarımın karnının doyacağını bilsem, ölüme razı olurum” diye haykıran Gazzeli annelerin sesleri duyulmuyor.

Dünya, yükselen çığlıklara sağır; soykırım altında açlık nedeniyle gül gibi solan, iskelete dönen masum bedenlere kör.

Filistin İstatistik Kurumu’nun nisan ayında yayımladığı rapora göre, soykırımın başladığı tarihten bu yana Gazze’de yaklaşık 17 bin 954 çocuk öldürüldü. Her gün yenileri eklenen bu sayı içinde 876’sı, daha bir yaşını dolduramamış çocuklardan oluşuyor.

Yani Gazze’nin cennet kokulu bebekleri, İsrail bombardımanı altında doğup aynı bombardımanda ölüyor.

UNRWA’ya göre, Gazze’de soykırımcı İsrail tarafından öldürülen çocuk sayısı, dünyada beş yıldır süren çatışmalardan daha fazla.

Gazze’de iki yaşın altındaki her üç çocuktan biri, akut yetersiz beslenme sonucu ölümle karşı karşıya.

Gazze’deki 40 binin üzerinde çocuk, annesini, babasını ya da her ikisini kaybederek öksüz ve yetim kalıyor.

Binlercesi yaralı. UNICEF’e göre, bir milyon çocuk depresyon ve kaygı nedeniyle psikolojik ve sosyal desteğe ihtiyaç duyuyor.

Ve geçen yıl, İsrail ordusunun ateş açtığı araçta akrabalarının cesetleri arasından Kızılay görevlilerine üç saat boyunca “Beni almaya gelecek misiniz?” diye yalvaran beş yaşındaki Gazzeli Hind Rajab’ın trajik şehadeti hafızalarda.

Bir tarafta Gazze’de göz göre göre, televizyon ekranlarından dünyaya yayılan tarihin en çıplak soykırımı; diğer tarafta Ukraynalı çocuklar için yazılan sahte şefkat mektubu.

Trump çifti için çocukların en temel yaşam ve gıdaya erişim hakkı, Amerika’nın kutsal müttefiki İsrail’in işlediği soykırım karşısında değersizleşiyor.

Melania Trump’ın kaleminin mürekkebi Ukrayna için akarken, Gazze için kuruyor. Ukrayna’da annelerin gözyaşı kutsanırken, Gazze’deki annelerin yürek yakan feryatları duyulmuyor.

Süslü cümlelerle satırlara sığan First Lady merhameti, açlıktan gölgeleşen, ölüme doğan masum bedenler ve Gazze’deki mezarsız çocuklar karşısında kayboluyor.

Aynı masum çocuk ölümleri, farklı coğrafyalarda farklı değerlerle ölçülüyor.

Trump gibilerin vicdanı, haritalara bölünmüş bir ülke gibi; Ukrayna’da gür, Gazze’de sessiz.

Melania Trump, Mektup Yazmaya Önce Soykırımcı Netanyahu’dan Başlamalı

Ukrayna’daki çocuklar için yükselen ses, Gazze’deki binlerce masum hayat için sessizliğe gömülüyor. Samimiyet, sadece siyasi prestije hizmet eden mesajlarla ölçülemez; gerçek vicdan, her çocuğun yaşam hakkını eşit ölçüde savunmakla kendini gösterir.

Eğer amaç gerçekten çocuk ölümlerini ve mağduriyetlerini durdurmaksa, öncelikle muhatap alınması gereken kişi, her fırsatta Beyaz Saray’da ağırlanan soykırımcı İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’dur.

Tabii Melania Trump’ın sözde insani duruşunu, İsrail’in uyguladığı soykırıma en büyük desteği sağlayan, gönderdiği silahlarla, diplomatik, ekonomik ve siyasi desteklerle Netanyahu’nun arkasında duran; çocuk, kadın ve sivillerin ölümündeki en büyük suç ortağı eşine (Donald Trump’a) karşı da göstermesi gerekir.

Trump’ın uluslararası sahnede kendini “barış mimarı” olarak sunarken Gazze’de uygulanan soykırımın yanında durması ve en büyük desteği sağlaması, çifte standardın en çıplak örneğidir.

ABD’nin First Lady’sinin seçilmiş acılara gösterdiği sahte duyarlılık, gerçek vicdanı ve evrensel insan hakları sorumluluğunu örten bir perde niteliğindedir.

Ukrayna ve Gazze Çelişkisi: “Barış Mimarının” Düşen Maskesi

Gazze’deki çocuk ölümleri tüm acımasızlığıyla dünyanın gözleri önünde gerçekleşirken, ABD’nin ve Trump’ın sessizliği, barış ve insaniyet söylemlerinin ne kadar çirkin bir pragmatizm örneği olduğunu gösteriyor.

Eğer çocukların ölümü gerçekten insanlığın ortak utancıysa, o zaman Ukrayna’daki acıya gösterilen duyarlılık, Gazze’deki ölümler karşısında da neden sergilenmiyor?

Ukraynalı çocuk masum da, Filistinli çocuk değil mi? Eğer çocuk ölümleri üzerinden insani duyarlılık siyasete göre seçiliyorsa, bu tutum barıştan değil, ikiyüzlülükten beslenir.

Putin’e yazılan mektup, seçilmiş acılara duyulan seçilmiş hassasiyetin göstergesinden başka bir şey değildir.

Altı savaşı durdurmakla övünen Trump’ın sahte “barış mimarı” söylemleri, insanlık tarihinin en ağır İsrail soykırımı karşısında buharlaşıyor.

Ukrayna için masa üzerine masa kuran Trump ve Batılı liderlerin vicdanında, Gazzeli çocukların çığlıkları yankı bulmuyor.

O yüzden yazılan mektupta Ukrayna için seferber edilen barış girişimleri de yalnızca çifte standartların ve seçilmiş trajedilerin bir parçası olarak kalacaktır.

Tarih, bu sessizliği en az savaşların gürültüsü kadar karanlık bir hafıza olarak kaydedecektir.

Evrensel değerler, ancak tüm çocukların yaşam hakkı eşit derecede savunulduğunda anlam kazanır.

Gazze’deki sessizlik, bu nedenle sadece İsrail’in suçlarını değil, aynı zamanda Batı’nın ve Trump ailesinin seçici vicdanını da görünür kılmaktadır.

Gerçek barış ve adalet, seçilmiş çatışmalar üzerinden değil, tüm çocukların yaşam hakkının eşit şekilde korunmasıyla mümkündür.

EK NOT:

Anadolu Ajansı’nın (AA) eski Amerika Temsilcisi Ertuğrul Cingil, Haber7 için kaleme aldığı analiz yazısında ABD Başkanı Donald Trump eşi Melania Trump’ın Vladimir Putin’e yazdığı Ukrayna mektubu üzerinden Gazze’deki çocuk ölümlerine karşı gösterilen iki yüzlü tutumu yazdı.

Yazan: Ertuğrul Cingil
2015- 2018 yılları arasında Anadolu Ajansı Amerika Temsilcisi olarak ABD gündemi ve Türkiye ilişkileriyle haberlerin yanı sıra FETÖ terör örgütünün kirli ilişki ağı, elebaşlarının lüks yaşamları ve Türkiye aleyhine yürüttükleri faaliyetlere yönelik çok sayıda referans niteliğinde araştırma dosyası hazırlamıştır. 

Yorumlar11

  • 200 8 saat önce Şikayet Et
    Ya bizim duygusal! hayvan severler?
    Cevapla
  • Mehmet 12 saat önce Şikayet Et
    Hıristiyan ve yahudiler birbirlerinin dostlarıdır. İkiyüzlülük yapmıyorlar. Yüzsüz ve alçaklar sadece. İkiyüzlü olan bizleriz. İnsanlık medeniyeti dışında tanımsız ve ahlaksız bir güruhun salyalarından bize şifa iksiri beklemenin zilletini sadece yaşıyoruz.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Diriliş.. 12 saat önce Şikayet Et
    gazedekiler cocuk degil bunların gözünde müslümanlar hiç insan degil kafirlerin gözünde uyanamayan liderlerimiz kör olmuş gözleri kafirin müslümana merhameti yok uyanınnnnnn.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Ümmet 12 saat önce Şikayet Et
    Allah sizinde belanizi verecek insallah insanlik ölmüş diyorum bunlari insan yerine koyulmamali ben burdan bütün Islam ülkelerine söylüyorum daha neyi bekliyorlar avrupasi amerikanische herkes ukranya rusyayi barisa davet ediyor onlar birbirini koruyorda sizler ne yapiyoruz ey Islam ülkeleri hala uyuyormusunuz
    Cevapla
  • Yerli ve Milli 12 saat önce Şikayet Et
    Batı iki yüzlü olduğunu her alanda olduğu gibi burda da göstermiştir...İçimizdeki hayranlar da bir gorebilseydi
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat