Ukrayna'ya Mehmetçik Gazze'ye kınama olmaz
- GİRİŞ24.08.2025 09:22
- GÜNCELLEME24.08.2025 09:54
Üç yıldır devam eden Ukrayna savaşının düğümünü çözmek için Batı dünyası nihayet masaya oturduğunda, tüm gözler yine tek bir adrese çevrildi: Ankara. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un “Türkiye de bu oluşumun içinde yer almalı” talebi, basit bir davet değil, sıkışmışlığın ve çaresizliğin bir itirafıdır.
Yıllardır Türkiye’yi Avrupa’nın kapısında bekleten, her fırsatta eleştiren, hatta tehdit eden bu zihniyet, iş kendi güvenliğine gelince Mehmetçik’in gölgesine sığınmak zorunda kalmıştır.
TÜM YOLLAR ANKARA’YA ÇIKIYOR
Masadaki tablo, Türkiye'nin vazgeçilmez rolünü tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Putin de, Zelenski de, Trump da kurulacak bir görev gücünde Türkiye’nin varlığını istiyor. Çünkü biliyorlar ki, bu kanlı denklemin iki tarafıyla da konuşabilen, ikisine de sözünü dinletebilen tek aktör Türkiye’dir. NATO Genel Sekreteri Rutte’nin, İngiltere’nin başını çektiği “İstekliler Koalisyonu”na karşı “Türkiye şartını” koşması da bu gerçeğin bir tescilidir.
Ankara ise bu davete soğukkanlı ve rasyonel bir duruşla yaklaşıyor. Milli Savunma kaynaklarının ortaya koyduğu 3 kriter, Türkiye’nin artık kimsenin macerasına piyon olmayacağının net ilanıdır: Önce ateşkes, sonra net bir görev tanımı ve son olarak herkesin ne katkı sunacağının belirlenmesi. Bu, "gel" denince giden değil, masayı kuran ve kuralları koyan bir aklın duruşudur.
GAZZE’NİN GÖZYAŞLARI AVRUPA’NIN KÖRLÜĞÜ
Ancak bu masanın bir ayağı eksik, hem de fena halde eksik. Hatta eksik değil, çürük. Batı, kendi kapısının önündeki yangını söndürmek için Türkiye’den asker talep ederken, gözlerini hemen güneyimizdeki insanlık tarihinin en acı soykırımlarından birine kapatıyor.
Onlar Ukrayna için barış gücü planları yaparken, İsrail son 24 saatte Gazze’de 71 canı daha katletti. Toplam sayı 62 bini aştı. Açlıktan ölen 112’si çocuk 273 masumun feryadı, Brüksel’in sağır duvarlarına çarpıp geri dönüyor. Sözde yardım noktalarında katledilen 2 bin 60 insanın kanı, Avrupa’nın ikiyüzlü vicdanını lekelemeye yetmiyor.
İşte bu, kabul edilemez bir çifte standarttır. Bu, ahlaki bir iflastır. Ukrayna’daki insan hayatı kıymetliyken, Gazze’deki Filistinli bir çocuğun hayatının hiçbir değeri yok mudur? Barış, sadece Avrupa kıtasına mahsus bir lüks müdür?
TÜRKİYE’NİN ŞARTLARI ADALET VE HAYSİYETTİR
Eğer Batı, Bosna’dan Somali’ye, Afganistan’dan Libya’ya kadar gittiği her yere barış ve istikrar götüren Türk askerinin, şimdi de Ukrayna’da onların güvenliği için görev yapmasını istiyorsa, bu talebin bir bedeli olmalıdır. Ve bu bedel, paradan ya da silahtan çok daha fazlasıdır. Bu bedel, adalet ve haysiyettir.
Türkiye, Ukrayna’ya asker göndermeyi düşünmeden önce, aynı uluslararası görev gücünün, aynı kararlılıkla Gazze’de kurulmasını masaya bir ön şart olarak koymalıdır.
Mehmetçik, Ukrayna’da sivilleri koruyacaksa, önce Gazze’de açlıktan ölen çocukları ve yardım kuyruğunda katledilen masumları korumalıdır. Eğer uluslararası toplumun vicdanı varsa, bu vicdan coğrafya ayrımı yapmaz.
Bir de vize serbestisi meselesi var. Yıllardır Avrupa Birliği’nin bir oyalama taktiği, bir siyasi şantaj unsuru olarak kullandığı vize serbestisi meselesi, artık onurlu bir şekilde çözülmelidir. Türk askeri, Avrupa’nın güvenliği için canını ortaya koyacaksa, Türk vatandaşı da o Avrupa’ya vize kuyruklarında onuru kırılmadan, bir lütuf gibi değil, bir hak olarak seyahat edebilmelidir. Bu, bir pazarlık değil, bir haysiyet meselesidir.
Türkiye, artık NATO’nun ileri karakolu değildir. Mehmetçik’in postalı, ucuz bir pazarlık malzemesi değildir. O postalın bastığı yerde ya adalet yeşerir ya da o postal o topraklara hiç uğramaz!
Bartu Eken / Haber7
Yorumlar59