Afrika'nın uyanışını müjdeleyen münevver

  • GİRİŞ08.10.2025 08:37
  • GÜNCELLEME09.10.2025 08:55

48 yıl önce, yine böyle bir ekim ayında aramızdan ayrılan merhum Fethi Gemuhluoğlu, yurt genelinde düzenlenen çeşitli programlarla anılmaya devam ediyor. Genellikle Gemuhluoğlu anmalarında onun daha çok vakıf adamı olması ve gençlere ağabeylik yapması üzerinde duruluyor.

Vitrinde olmaktan kaçınan, dergilerde isminin geçmesini istemeyen, resminin basılmasına müsaade etmeyen merhum; az yazan ama çok iyi okumalar yapan bir isimli Arapgir Postası isimli kasaba gazetesinde ele aldığı konulara bakıldığında, entelektüel ufku ve evrensel bakışı net bir şekilde görülür.

Osmanlı’nın hâkimiyet sürdüğü coğrafyalara yakından alakadar olan Gemuhluoğlu Afrika’ya da ayrı bir önem vermiş ilgi göstermiştir

AFRİKA’YA DİKKAT!

Yeryüzünün imarından kendisini sorumlu hisseden Gemuhluoğlu’nun haritasında Afrika her zaman özel bir yere sahip olmuştur. Entelektüel alanda siyasi sahada hiç kimsenin anmadığı dönemlerde Afrika üzerine gürül gürül yazılar kaleme almıştır. 

Bir Halvetî dervişi olan Gemuhluoğlu, Afrika’ya Karabaş-ı Veli Hazretleri’nin yetiştirdiği 685 halifenin giderek o toprakları mayaladığını bilenlerdendir. Bir zamanlar Anadolu’nun esnafı, Halvetî dergâhlarıyla orada gönülleri kazandı; erenler kalpleri, âlimler zihinleri donattı. Yüzyıllar önce Gazi Alperenlerin ayak bastığı, bereketlendirdiği topraklara yeniden bir sefer başlatmamızın gerekliliği konusundaki ısrarı boşuna değildir.

“Afrika Afrikalılarındır.” diyen Fethi Gemuhluoğlu’nun, Arapgir Postası’nda yayımlanan otuz civarında yazısının büyük bölümü Afrika üzerinedir. Ta o yıllarda, Afrika’yla sağlam bir irtibat kurmanın gerekliliğini vurgulamış; Anadolu ile Afrika arasında kültürel köprüler inşa etmenin önemine dikkat çekmiştir.

AFRİKANIN UYANIŞI

Büyük ruhlara mahsus irfanî bir sezgiye sahip olan Gemuhluoğlu, birçok gelişmeyi önceden haber vermiştir. “Asya silkinecek, omzundaki Rusya’yı atacak.” diyerek, yıllar öncesinden Türk devletlerinin bağımsızlığa kavuşacağını müjdelemiştir. Onun bu müjdesinden yaklaşık 40 yıl Türk devletleri özgürlüklerine kavuşmuştur.

Aynı şekilde Afrika’daki uyanışları da muştulayan odur. Mazlum kıtanın özgürlüğe kavuşacağına, Batı’nın sömürgeci zincirlerini kıracağına dair cümleler kurmuştur. Ona göre Afrika’nın silkinişi sadece bir coğrafyanın değil, insanlığın kurtuluşunun başlangıcı olacaktır.

Afrika’daki her eylemi, yakılan bütün özgürlük ateşlerini büyük bir heyecanla takip etmiş, uyanış hareketlerini yürekten desteklemiştir. Sömürüye başkaldıran, emperyalist zincirleri kırmak için mücadele eden Afrika halklarını aşkla selamlamış, onların mücadelesini kendi davasının ayrılmaz bir parçası olarak görmüştür.

1956 yılında, Türkiye’nin Tunus’ta büyükelçilik açması vesilesiyle coşku yüklü bir yazı kaleme almış ve sevincini Muhammed İkbal’in şu sözüyle paylaşmıştır: “Çölden çıkıp Roma İmparatorluğu’nu altüst eden Arslan’ın tekrar uyanacağını meleklerden öğrendim.”

Ona göre Afrika’nın uyanışı, ezilenlerin makûs talihini değiştirecek büyük bir dönüm noktasıdır. Halklar, düşmana karşı uyanık olmazlarsa esarete mahkûm edileceklerdir. Uyanış kavramı, onun zihninde ve kalbinde mübarek bir kavram olarak yer etmektedir.

Afrika’nın kurtuluşu için önce zihinlerin uyanışı, sonra siyasi istiklal, ardından ise iktisadi istiklal gelmelidir. İktisadi bağımsızlık sağlanmadan siyasi bağımsızlığın korunamayacağını hatırlatmıştır.

AFRİKA AÇILIMI

Yazılarına ve konuşmalarına bakıldığında Afrika’ya bütün ayrıntılarıyla vakıf olduğu görülmektedir. Dönemin Afrikası’nı entelektüel çerçevede değerlendirirken, geleceğin yol haritasını çizmiş, Afrika Yüzyılı’nın  da müjdesini vermiştir.

Batı’nın kara kıtayı yağmalamasına isyan eden Gemuhluoğlu, Afrika açılımının temellerini atan, bu hususta ülkemizde ilk ses veren kişidir. Bu yönüyle Afrika açılımının mimarı demek daha doğru olur.

1950’li yıllarda yaktığı meşalenin ışığı, yarım asır sonra Türkiye’nin diplomasisine yön göstermiş, devlet adamlarının yolunu aydınlatmıştır.

“Arapgir’den, istiklalin kara sevdalısı bir millet olarak Afrika’daki kurtuluş hareketlerini coşkuyla selamlıyorum.” diyen Fethi Gemuhluoğlu’nun gönüllere ve zihinlere ektiği tohumlar meyvesini vermiş atılmasını arzu ettiği adımları Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2005’li yıllardan sonra atmaya başlamıştır.

 Devletimiz geç de olsa olması gerekeni yapmış yeniden Afrika’ya yönelmiştir.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gabon Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada Fethi Gemuhluoğlu’nu anarak bu yolda açtığı ufku selamlamıştır.

BATI SÖMÜRGECİLİĞİ

Bir cihan devleti olan Osmanlı Devleti, Afrika’yla her zaman irtibat kurmuş, kıtanın her yerine tesir etmiştir. Osmanlı, Afrika’ya insan merkezli bir medeniyet anlayışıyla yaklaşmış, kara kıtadaki halkların bütün değerlerine saygı göstermiştir. Batılılar ise kıtadaki her şeyi yağmalamış, bütün kaynakları talan etmişlerdir.

Osmanlı, insanların kalplerini fethederken, sömürgeci Batılılar; bitki örtüsünü, insanları, hayvanları ve bütün güzellikleri katletmişlerdir.

Ayrıca Afrika’nın tarihini, medeniyetini, kimliğini her zaman yok saymışlardır. Gemuhluoğlu batılıların zulmüne maruz kalan, bütün varlıkları sömürülen, hayatları zindana çevrilen Afrikalıların kurtuluşunun İslam medeniyetinin yürekli evlatlarının eliyle olacağına inanmıştır. Afrika’nın İslam’la özgürleşeceğini bildirmektedir. Çünkü Hristiyanlaştıkça Batı’nın payandası olup uçuruma sürüklenmişlerdir. Hristiyanlık, Afrika’daki sömürüler için araç olarak kullanılmıştır.

Batı’nın sonunda mutlaka yenileceğine, Afrika’nın Afrikalılar tarafından yönetileceğine inanmaktadır. Afrikalıların beyaz ırka düşman olmalarının sebebinin, Batı emperyalizminin yaşattığı vahşet ve dehşetten kaynaklandığını söylemiştir.

Emperyalistlerin zihinlerini, dağlarını, ovalarını, bütün kaynaklarını işgal ettiği Afrika halkına:

“İnsanlara hürriyet, milletlere istiklâl.” Diye seslenmekten hiçbir zaman vazgeçmemiştir.

AYDINLAR VE AFRİKA

Cumhuriyet döneminde sadece devlet değil, aydınlar da Afrika konusunda duyarsız davranmıştır.

Afrikalı akademisyen  bu hususta Prof. Dr. Ali Mazrui şu tespiti yapmıştır:

“Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, Osmanlı hâkimiyetinde kalmış Afrika ülkelerindeki seçkinler Türkçe konuşurdu. İmparatorluğun kıta çapında bir bakiyesi vardı. Fakat Türkiye Cumhuriyeti bu bağı, Afrika ile dostluk kurmak için kullanamadı.”

Müslüman aydınlara Afrika şuurunu aşılayan, kıtaya dair yazılar yazmaları konusunda yönlendiren Gemuhluoğlu’dur.

“Afrika geleceğin medeniyetidir.” diyen Sezai Karakoç’u da, Afrika şiirinden tercümeler yapan ve bu konuda bir enstitü kurulmasını öneren Nuri Pakdil’i de o yönlendirmiş ve yüreklendirmiştir. Duyarlığı canlı tutmuştur. Yeni kuşak edebiyatçılardaki Afrika ilgisinin kökleri de merhum Fethi Gemuhluoğlu’na dayanır.

16 yaşında dil öğrenmesi için Fransa’ya gönderdiği oğlu Ali’ye yazdığı efsane mektupta, Afrika sevdasını açıkça ortaya koyarak şu tavsiyelerde bulunmuştur:

“Vakit de mahlûktur. Bu gerçeği unutmayınız. Vaktin de bir eceli vardır. Uyku gaflettir. Uykuyu azaltırsanız zamanınız çoğalır. Afrika için, Afrika’nın kurtuluşu için kitaplar bul.”

BİRLİK ÇAĞRISI

Gemuhluoğlu’nun Afrika yazıları arasında Gana’ya özel bir ilgisinin ve sevgisinin olduğu görülmektedir. Bunun sebepleri arasında, 1957 yılında İngiltere’den kurtularak bağımsızlığını ilan eden ilk Afrika devleti olması vardır. Gana’nın hürriyete kavuşmasının bütün kıtada muazzam bir etki yaratacağının sevinciyle şu cümleleri kurar: “Uyanan Afrika’yı sağlam inanç ve ideallerin idare ettiği yakın bir gelecekte daha iyi anlaşılacaktır” 

Arapgir Postası’ndaki bir yazısında büyük birliklerin kurulmasını teklif etmiş, iş birliğinin artırılması hususunda düşüncelerini şöyle dile getirmiştir:

“Yakın bir gelecekte Cezayir-Türkiye, Gana-Türkiye, Sudan-Türkiye arasında hayırlı ve mesut inkişaflar beklediğimizi belirtmek vazifemizdir. Uyanan Afrika’ya basiret ve dikkatle, yeni ve hassas bir zihniyetle eğilmekte büyük maddî ve manevî menfaatlerimiz olduğunu unutmamak mecburiyetindeyiz.”

Afrika’nın özgürlüğüne kavuşturulması için Mağrip Ocakları’nın kurulmasını önerir. Türkiye’den bazı çatlak seslerin Afrika’daki gelişmeleri sömürgecilerin iç meselesi olarak görmesine kahırlanır. Orada işimizin çok olduğunu ilişkilerimizi geliştirmeye mecbur olduğumuzu hatırlatmak zorunda kalır. Bir anlamda etkili ve yetkililere Afrika’nın Türkiye için ne anlam ifade ettiğini anlatmaya çalışır. Kültürel ve ticari iş birliğinin ülkemize geniş imkanlar sunacağını söyler. 

Vahdet ahlakına sahip Gemuhluoğlu hep birlikten yanadır. İngiliz aklının böl yönet oyununa Afrikalıların gelmemesi için ikazlarda bulunur. Tunus, Fas ve Cezayir’in bağımsızlıklarına kavuşmalarından sonra Şimali Afrika Birliğini kurmalarını teklif etmiştir.

AFRİKA BİZİ BEKLİYOR

Bütün yazılarında ve konuşmalarında Afrika’da güneşin doğacağını, sömürgecilerin başları önde utanç içinde kara kıtayı terk edeceklerini müjdelemiştir. Afrika konusunda Türkiye ödevinin farkında olmalıdır. Bu sebeple Türk gençlerine, kurulacak yeni dünyaya hazırlıklı olmalarını salık vermiştir.

Zulümle abad olunmayacağını hatırlatmış sömürge devletleri ve koloniler oluşturan Büyük Britanya İmparatorluğu’nun çöküşüne dair şunları söylemiştir:

“Asırlardır değişik ırklara mensup çeşitli milletleri ve cemaatleri sömüren, ülkelerinde güneş batmayan müstemlekelerin korkunç sahibi Büyük Britanya İmparatorluğu’nda artık güneş kaybolmak ve çelimsiz bir akşam yıldızı gibi sönmek üzeredir. Parlak olmaya çalışan o güneş aşamasının ötesi de yoktur. Tarihte büyük imparatorlukların dağılması mukadder bir neticedir.”

Müfsid ve melun İngiliz siyasetinin sona ermesiyle Afrika’nın müreffeh yarınlara ulaşacağını açık şekilde bildirmiştir.

Afrika’nın her yerinde ezilenler, sömürülenler, hakları gasp edilenler, yokluk ve yoksulluk çekenler Gemuhluoğlunun işaret ettiği büyük nefesli nesilleri beklemektedir. Ona göre ümit Anadolu’dadır. Osmanlı hasadı olarak gördüğü Türk milletinin yürekli evlatlarına büyük rüyalar görün demesi bu sebepledir.

Aziz ruhu şad olsun.

Yorumlar18

  • Kayıoğlu 2 gün önce Şikayet Et
    Boşuna yıkmadılar işbirlikçiler eli ile Osmanlı'yı! Meydanı boşaltıp Dünyayı sömürmek için..
    Cevapla
  • Emine Tepe 3 gün önce Şikayet Et
    Fethi Gemuhluoğlu gönüller sultanı. Allah Ondan ve Onu sevenlerden razı olsun.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Sait Tutak 3 gün önce Şikayet Et
    Mahmut Bey yine güzel bir yazı kaleme almışsınız. Afrika üzerine daha çok kafa yormalıyız. Daha çok çalışmalıyız.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • AĞACAN 3 gün önce Şikayet Et
    Saygıdeğer hocam, yazınız için size nasıl bir teşekkür edileceğini bulamıyorum. Çook ama Çook teşekkür ederim. Hayati önemde olan bir konuyu gündeme almışsınız. Allah razı olsun, emeğinize, yüreğinize, kaleminize sağılık.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • metin 3 gün önce Şikayet Et
    Mahmut Bıyıklı kardeşimize teşekkürler.Merhum Fethi Gemuhluoğluna Allah Rahmet eylesin.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat