Trump Barışı: Bölünmüş Orta Doğu Projesi’nden Yeni Orta Doğu Düzeni’ne

  • GİRİŞ16.10.2025 09:32
  • GÜNCELLEME16.10.2025 09:32

1917 yılında başlayan Sykes-Pico düzeninden sonra ABD-Rusya düzeni 1956 yılında uygulanmaya başlandı. Bu süreç de 1991 yılına kadar devam etti. 1996 yılında İngiltere ve ABD arasında yeni düzen için Thames Antlaşması imzalandı. Bu anlaşma da 11 Eylül 2001 yılında uygulamaya konuldu. Bununla Irak ve Afganistan işgal edildi. Bugün Gazze’ye Vali olarak düşünülen yalancı Tony Blair tam bir milyon kişinin ölümüne sebep oldu.

Bölünmüş Orta Doğu Projesi ise (BOP), ilk kez 2000 yılındaki Davos Zirvesi’nde Dick Cheney, 2004 yılında ise Bush tarafından dillendirilmişse de öncesinin olduğu bilinmektedir. Fikri hazırlığını yapan isimler arasında Türkiye’de de yakından tanınan Bernard Lewis, Zbigniew Brzezinski bulunmaktadır ki; ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi 8 Nisan 2004 tarihinde “Büyük Ortadoğu ve Orta Asya Kalkınma Kanunu (Greater Middle East and Central Asia Development Act) kanun ile “Demokrasi Vakfı, Kalkınma Vakfı ve Kalkınma Bankası kuruldu. Yine bu kapsamda  “Büyük Ortadoğu ve Orta Asya Bankası”, “Büyük Ortadoğu ve Orta Asya Demokrasi Vakfı” ve “Büyük Ortadoğu ve Orta Asya Kalkınma Vakfı’nı kuruldu ve bunun için her yıl ABD Başkanı tarafından Kongre’ye bir rapor sunulmaktadır. 

Ajandası dolu olan ve bu hesabı İsrail’de veren Trump da buna hazırlık yapmaktadır ki; Başkanın raporu, başlıca şu konular hakkında bilgiler içermektedir: Bölgedeki (BOP) genel gelişmeler, özel sektörün ve KOBİ’lerin durumu, siyasal ve hukuksal alanlarda yapılan reformlar, bölge içi ticaretin durumu, bölgeye yapılan Amerikan yatırımlarının durumu, bölgede belirlenen hedeflere ulaşabilmek için yapılan kamu özel kesim işbirliğinin durumu, diğer devletlerin bölgeye yönelik çalışmaları, Demokrasi Vakfı, Kalkınma Vakfı ve Kalkınma Bankası’nın çalışmaları. 

George W. Bush’un ikinci seçimi kazanmasından sonra Dışişleri Bakanlığı’na atanan Bush’un danışmanı Condoleezza Rice, BOP’un dünya kamuoyuna Fas’tan Çin sınırına kadar 22 ülkenin siyasi ve ekonomik coğrafyasının değiştirilmesi fikrini, 2005 yılında bizzat Tel Aviv’ de ilan etmiştir.

 Afganistan ve Irak’ın işgalinden sonra Eylül 2010 tarihinden itibaren Arap Baharı adı altında dış destekli suni halk ayaklanmaları ile çeyrek asırlık bazı diktatörler kontrollü olarak devrilmiştir.  Suriye ve Libya BOP’un kapsamında parçalanmış ve BOP’un gerçek hedefleri şunlardır:

⦁ Batı’nın ikinci Haçlı Krallığı olan İsrail’in güvenliğini garanti altına almak ve Büyük İsrail’i kurmak,

⦁ İran ve Türkiye başta olarak İslam ülkelerinin nükleer silaha ulaşmasını engellemek,

⦁ Orta Doğu, Orta Asya ve Hazar Bölgesinin Gaz ve Petrol sahalarını kontrol etmek,

⦁ Doğu Akdeniz’in kontrol altına alınması,

⦁ Hürmüz Boğazı ve Kızıldeniz’in giriş ve çıkışını kontrol etmek,

⦁ Çin’in Kuşak Yol Projesini engellemek ve enerji kaynaklarını kontrol etmek,

⦁ Hindistan-İsrail ve Avrupa koridoruna hayata geçirmek (IMEC).
Unutulmasın ki BOP, RAND ve CFR’nin yani ABD, müesses nizamın eseridir. Örneğin, ABD hariciyesinin yönetim merkezi olan CFR’nin  (Central Foreign Relations) kurucularından ve en etkin üyelerinden olan C.P. Morgan'ın,11 Şubat 1950 yılında Amerikan senatosunda şu konuşmayı yapar: "Bir dünya hükümeti ister istemez kurulacaktır, tek sorun bu sonuca güzellikle mi yoksa zorla mı ulaşacağımız sorunudur". Bundan yarım asır sonra ise Yahudi asıllı Siyonist Neocon Richard Perle ise bu konuda şöyle der: “Hiçbir aşama yok. Bu, top yekün bir savaş. Önce Afganistan’a ardından Irak’ın icabına bakacağız ve daha sonra durum nasıl görünüyorsa şöyle bir değerlendireceğiz. Bu kesinlikle gidilmesi gereken bir yol....Eğer dünyaya yönelik vizyonumuzun devam etmesini sağlar, tamamen kucaklarsak ve akıllı diplomasi yöntemlerini kullanmaya kalkışmaz ve sadece top yekün bir savaşa girişirsek.......çocuklarımız bugünden itibaren hakkımızda görkemli şarkılara söylemeye başlayacaklar“.

Yani bu proje silahlı ve top yekün olacak. Ancak Gazze’de durum kötü gittiği için Abraham anlaşmasıyla süreç siyaset yoluyla hal edilecektir. Ağlama duvarına gitmiş olması kuvvetle muhtemel olan Trump, Bop için çok ciddi hizmetlerde bulunduğunu, Merdi Kıpti Trump, Knessette şecaat arz ederken zalimliğini 700 000 kişiyi iki yıl içinde öldüren, bir köşede kanlı dişleriyle sırıtan Netanyahu timsahına bizzat dönerek şöyle dedi: “İsrail’in güvenliği hiçbir şekilde tehdit altında olmayacak!, İsrail, bizim yardımımızla her şeyi kazandı!”   Artık biraz daha nâzik olabilirsin Bibi çünkü artık savaşta değilsin bebeğim! Ve En iyi silahları üretiyoruz. İsrail’e de çok fazla silah yardımı yaptık. Netanyahu beni çok sık aradı. ‘Şu silahı bana sağlar mısın?’ dedi. Biz de istediği silahları ürettik ve yolladık. Bu silahları çok iyi kullandınız!” Hiçbir ABD Başkanı İsrail için sizin yaptığınızdan fazlasını yapmadı!” ve “Hamas silahsızlandırılacak!” 

En az dört liderin imzaladığı ve 30 ülke liderinin 23 Nisan Çocuk bayramında bulunduğu bir anda, Cumhurbaşkanımızın Netanyahu’ya resti takdire şayan ve Türkiye hariç, Trump Barışında Beyaz Saray tarafından yayımlanan soyut ve dua ile biten bildirinin tam metni şöyledir:

⦁ Bizler, aşağıda imzası bulunanlar, Trump Barış Anlaşması’na tüm tarafların kattığı tarihi kararlılığı ve uygulamayı memnuniyetle karşılıyoruz. Bu anlaşma, iki yıldan fazla süren derin acı ve kayıplara son vererek, bölge için umut, güvenlik ve barış ve refah için ortak bir vizyonla tanımlanan yeni bir sayfa açıyor.
⦁ Başkan Trump’ın Gazze’deki savaşı sona erdirme ve Ortadoğu’ya kalıcı barış getirme yönündeki samimi çabalarını destekliyor ve arkasında duruyoruz. Bu anlaşmayı, Filistinliler ve İsrailliler de dahil olmak üzere bölgedeki tüm halklar için barış, güvenlik, istikrar ve fırsatlar sağlayacak şekilde birlikte uygulayacağız.
⦁ Kalıcı barışın, hem Filistinlilerin hem de İsraillilerin temel insan haklarının korunduğu, güvenliklerinin garanti altına alındığı ve onurlarının korunduğu bir barış olacağını anlıyoruz.
⦁ Anlamlı ilerlemenin işbirliği ve sürdürülebilir diyalogla ortaya çıkacağını, uluslar ve halklar arasındaki bağların güçlendirilmesinin bölgesel ve küresel barış ve istikrarın kalıcı çıkarlarına hizmet ettiğini savunuyoruz.
⦁ Bu bölgenin, kökleri bölge topraklarıyla iç içe geçmiş inanç toplulukları (Hristiyanlık, İslam ve Yahudilik de dahil) için derin tarihi ve manevi öneminin farkındayız. Bu kutsal bağlara saygı ve miras alanlarının korunması, barış içinde bir arada yaşama taahhüdümüzde en önemli önceliğimiz olmaya devam edecektir.
⦁ Aşırılıkçılığı ve radikalleşmeyi her türlü biçimiyle ortadan kaldırma kararlılığımızda birleşiyoruz. Şiddet ve ırkçılık normalleştirildiğinde veya radikal ideolojiler sivil hayatın dokusunu tehdit ettiğinde hiçbir toplum gelişemez. Aşırılığa olanak tanıyan koşulları ele almaya ve kalıcı barışın temelleri olarak eğitim, fırsat ve karşılıklı saygıyı teşvik etmeye kararlıyız.
⦁ Gelecekteki anlaşmazlıkların güç veya uzun süren çatışmalar yerine diplomatik angajman ve müzakereler yoluyla çözülmesini taahhüt ediyoruz. Ortadoğu’nun, uzun süren bir savaş döngüsüne, tıkanmış müzakerelere veya başarıyla müzakere edilmiş şartların parçalı, eksik veya seçici bir şekilde uygulanmasına tahammül edemeyeceğini kabul ediyoruz. Son iki yılda tanık olduğumuz trajediler, gelecek nesillerin geçmişin başarısızlıklarından daha iyisini hak ettiğini acilen hatırlatmalıdır.
⦁ Her insan için hoşgörü, onur ve eşit fırsatlar arıyoruz; bu bölgenin, ırk, inanç veya etnik kökene bakılmaksızın herkesin barış, güvenlik ve ekonomik refah içinde özlemlerini gerçekleştirebileceği bir yer olmasını sağlıyoruz.
⦁ Karşılıklı saygı ve ortak kader ilkeleri temelinde, bölgede barış, güvenlik ve ortak refaha yönelik kapsamlı bir vizyonu benimsiyoruz.
⦁ Bu anlayışla, Gazze Şeridi’nde kapsamlı ve kalıcı barış düzenlemelerinin kurulmasında kaydedilen ilerlemeyi ve İsrail ile bölgesel komşuları arasındaki dostane ve karşılıklı yarar sağlayan ilişkiyi memnuniyetle karşılıyoruz. Bu mirası hayata geçirmek ve sürdürmek için birlikte çalışmaya ve gelecek nesillerin barış içinde birlikte gelişebileceği kurumsal temeller inşa etmeye söz veriyoruz.
⦁ Kalıcı bir barış geleceğine kendimizi adıyoruz.
Oysa Trump Geçici Barışının gerçek sebepleri şöyle görülmektedir:
⦁ İsrail askeri olarak mutlak bir askeri zafer kazanamasa da tüm insanlık nezdinde nefret kazanması
⦁ ABD Abraham anlaşmasıyla bu süreci bir süre yumuşak güçlerle yürütülmesi hesabı,
⦁ İran ve Rusya’ya yeni cephe açılma hazırlıkları vardır,
⦁ SUMUD Filosu gibi insanlık nezdinde İsrail zulmüne karşı küresel tepkilerin artarak sürmesi
⦁ Hamas’ın elinden silahları alma,
⦁ İsrail’in rehineleri kurtarması için iç tepkiler
⦁ Çin’e karşı cepheleşme ve Körfez’in yanında tutulması,
⦁ Abraham anlaşmasıyla Bölgeyi İsrail’e entegre etme
⦁ Gazze Barış Gücüyle, Hamas’ı ve Gazze’yi emerek yutma
⦁ Esas konu olan David Koridoru ve 
Türkiye’nin Gazze’ye Ayak Basması
Bu kapsamda 108 yıl sonra da olsa Türkiye’nin Gazze’ye ayak basması takdire şayandır. Esasen son askerimiz 37 yıl önce Kudüs’te vazife başında rahmetli olan Iğdırlı Onbaşı Hasandır.
 
1917 yılında Şam-Kudüs hattında bizzat cephede İstihbarat sorumlusu olarak görev yapan Cevat Rıfat Atilhan’a göre, “Her şeye rağmen Türk ordusu İngiltere ile savaşabiliyordu. Enver Paşa, başarılı olarak Filistin cephe hattını iki gün ziyaret etmiştir. Ancak Yahudi istihbarat örgütü NİLİ, İngilizlere, zaferin anahtarını verdi; Bazı hain ve gafil Araplar değil.” Diğer yandan, Çanakkale’deki Yahudi siyon katır birliğinde 300 Siyonist, 750 katır ve 20 subay görev yaptığı gibi 1915 yılında 5.000 Siyonist de cephe gerisinde her türlü faaliyetlerle İngilizlere hizmet etmişlerdir.

Atilhan süreci şöyle anlatır: “Arap köyü olan Sedut’tan ve mamur Yahudi köylerinden, Zmmarman gibi geçtik. Arapların evleri çadır ve çamurdan yapılmışken, Yahudilerin evleri Erenköy ve Buca gibi muazzam binalar ve mamur köşkler idi. Arap kadınlar, arkamızdan şöyle bağırıyordu: Zafer Allah’ındır… Nusret sizindir! Mertliğinizin şahidi Allah’tır! Bizi düşmana çiğnetmeyiniz… Bu heyecanlı sözleri uzun çığlıklar ve lü lü lü… Sesleri takip ediyordu. Oysa bize ihanet eden ve Filistin’in hayat fışkıran topraklarında hiçbir fedakârlıkta bulunmayan bu kavme biz ne yaptık?”

Kısaca, İsrail’in aklı olsaydı Batı’ya güvenmek yerine Müslümanlarla iyi geçinirdi. Çünkü Müslümanlar daima Musevilere sahip çıkmışlardır. Endülüs ve Batı’daki sürgünleri de dâhil ederseniz Hayber Savaşı hariç hiçbir çatışma aklıma gelmiyor. Orda da Yahudiler ihanet etmişlerdi ve anlaşmayı bozmuşlardı.

Time dergisi benim hakkımda nispeten iyi bir yazı yazmış ama fotoğraf belki de tüm zamanların en kötüsü. Saçımı “yok etmişler” ve başımın üstünde yüzüyormuş gibi duran, minicik bir taç gibi bir şey koymuşlar. Cidden tuhaf! Alttan çekilen fotoğrafları hiçbir zaman sevmedim ama bu fotoğraf aşırı kötü ve gerçekten eleştirilmeyi hak ediyor. Ne yapıyorlar, neden böyle yapıyorlar? (Yunus Paksoy’dan)

Bu kafadan hangi başarı gelir, düşünemiyorum.
                   
Geldiği günden beri kaybolan oyuncağını arayan Trump’ın divane davranışları olsa da karanlıklara el sallayan Biden’in kemiklerine sirayet eden hastalığı gibi Trump’da da yaşa bağlı sorunlar olduğu görülüyor. Sol elini ısrarla kapatan Trump’ın da bir fani olduğunu biliyoruz. Lakin Küresel Çete’nin BOP planı işliyor. Onlar sadece Büyük İsrail peşindeler.
Şunu net olarak ifade edebilirim ki; Trump sadece yanardağın üstüne Trump Barışını baca niyetine dikmiştir. Suriye, Lübnan, İran ve Sudan yanmaya devam etmektedir. BOP, bütün şiddeti ve vahşetiyle uygulanmakta ve Orta Doğu yanardağı, lav püskürtmeye devam etmektedir. 

Prof. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

Yorumlar8

  • mevhibe inal 7 saat önce Şikayet Et
    Tek Kutuplu Dünya önce James Warburg sonra Kissinger ve Neocon Tayfası tarafından tekrar tekrar söylendi.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • KASITLI 7 saat önce Şikayet Et
    General Wesley Clark, "Iraktan-İrana 7 ülke işgal planını 2001 yılında Pentagonda gördüm".
    Cevapla
  • UNUTMA 8 saat önce Şikayet Et
    1917 General Maude, "Osmanlıya karşı Arap Birliği sözü". 1991 "Saddama karşı Filistin sorununu çözme sözü". Nixon, "İsrail işgal ettiği yerlerden çıkacak sözü"...........
    Cevapla
  • UNUTMA 8 saat önce Şikayet Et
    1982 Reagan, "21 Mart Afgan günü. Kahraman Mücahitler desteklensin". 2003 Cheney, "Irak işgal etmeseydik İslam Birliği kurulacaktı".
    Cevapla
  • OKU 8 saat önce Şikayet Et
    Oded Yinon, "Bölgeyi Etnik-Mezhep-Kabile böl-sömür". Livia Rockach, "Lübnan bölünsün. İsrail yanlısı Hristiyan Devlet kurulsun".
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat