Dünyanın vicdan sınavı haline gelen Gazze’de tarihi bir süreç yaşanıyor. 

İsrail  ile Hamas arasında tutuklu takası devam ederken bölgede kalıcı barış umutları yeşeriyor ancak sahada yeni bir gerilim dalgası dikkat çekiyor. 

İsrail’in silahlandırdığı iddia edilen bazı grupların Gazze içinde çatışmalara girmesi yeni bir karanlık planın varlığını ortaya koyuyor. 

Herkesin merakla cevabını beklediği soru: 

İsrail’e ve Amerika Birleşik Devletleri‘ne ne kadar güveneceğiz? 

Elimizde bazı veriler var. 

Geleceğe dair olumlu kurabileceğimiz bazı cümleler var. 

İsrail’in daha önce yaptığı anlaşmaları bozması en büyük endişe kaynağı. 

Halihazırdaki “niyet beyanının” hemen ardından bazı saldırılar var. 

Bunları ayrı ayrı başlıklar halinde değerlendirmek lazım. 

Trump, ikinci aşamayı daha önce şöyle açıklamıştı: 

+ilk aşamada işte esir takası 

+Sahile daha yakın olan dar bir bölgeden (Selahattin Yolu’nun hemen kuzeyindeki bölge) İsrail ordusunun geri çekilmesi 

+ikinci aşamada İsrail ordusunun bir miktar daha geri çekilip sarı çizgi ile gösterilen Selahattin yolundan da çıkıp bir miktar daha doğuya doğru çekilmesi. 

+üçüncü aşama olarak da Gazze şeridinin tamamen dışına çıkması. 

Bu süreçte eğer Amerika Birleşik Devletleri tarafı altına imzasını attığı mutabakata sahip çıkarsa o zaman sorunun büyük bir kısmı çözülüyor. 

Ama tek başına yeter mi? İşte orada tek başına ABD İsrail’i durdurabilir mi? sorusu akıllara geliyor. 

Burada bir konuyu hatırlamak gerekiyor. 

Bazı sivri akıllar “Türkiye füze atsın, uçak göndersin, Mehmetçik gitsin” bile diyordu. 

İşlerin böyle yürümediği Mısır’da verilen fotoğrafla iyice anlaşılmış olmalı.

ABD çok mu güçsüz ki Trump yanına bölgenin güçlü ülkelerini toplayarak arkasına da 20 küsür devletin başkanını aldı?

Ya da İsrail mi çok güçlü?

Tabiki hayır! 

Eğer diplomasiden bahsediyorsak bir güçler / dengeler savaşını da bilmemiz lazım. 

Aslında verilen o fotoğraf; “Türkiye Gazze’de ne yaptı?” sorusunun da bir  yanıtı. 

Türkiye, dünyayı Gazze’de İsrail’e karşı adım atmaya zorladı. 

Bu kolay bir şey değildi. 

Türkiye’nin konuya bakışını anlamak için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamada satır aralarında kalan üç cümle dikkat çekici.

“...Varılan mutabakatın harfiyen uygulanması gerekiyor. Bu süreçte ABD’nin İsrail üzerinde etkisini sürdürmesi çok önemli. ABD başta olmak üzere İsrail üzerinde etki sahibi aktörlerin gerekeni yapmaya devam edeceklerine inanıyorum.“

ABD, İsrail’in yanında olduğuna göre ne tür bir baskı yapabilir? 

Demek ki Amerika Birleşik Devletleri de dünyadaki diğer bir çok vicdanlı insanla aynı çizgiye geldi. 

Dünyanın jandarması biz değiliz. Birgün süper güç olursak tabii ki böyle bir mezalime izin vermeyiz. 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de “esir takası yaşandı diye davul zurna çalmanın bir alemi yok neler olacağına bakacağız önümüzdeki sürece bakacağız” dedi. 

Demek ki şu anda öncelikle niyet beyanının bir başlangıç olduğunu bilmemiz lazım. 

Şunu da bilmemiz lazım ki Erdoğan’ın oturduğu koltukta başka bir ülkenin lideri otursaydı tablo çok farklı olurdu. 

İsrail destekli Filistinli çeteler meselesi 

Bir de Gazze’de devreye sokulan terör bağlantılı kirli bir plan mevcut. 

İsrail’in yaptıklarını uzun süreden beri takip eden gazetecilerden biri olarak Burj al Lak Lak vakfını hatırlatmak isterim.

Belki bir çok kişinin bilmediği bir yer olabilir. 

Vakıf Filistinlilerin kurduğu ve adını Mescid-i Aksa’daki leyleklerden alan oluşum İsrail’in suça ittiği gençleri kurtarmak üzere faaliyet gösteriyor.  

En büyük mücadelesi uyuşturucuyla…

İsrail, Filistinlilerin uyuşturucu kullanmasına müdahale etmez. 

Kudüsllülerin önde gelen insanları o gençleri uyuşturucudan uzaklaştırmaya çalışıyorlar. 

İsrail’in desteklediği çeteler bugün çıkmadı ortaya. 

Filistinli bir suç makinesi Yaser Ebu Şebab isimli bu çete lideri Gazze’de Müslüman kanı döküyor.

Son olarak bir gazeteciyi öldürdüler. 

Bu şahıs daha önce İsrail tarafından uyuşturucu satıcılığından göstermelik bir şekilde cezaevine konulup sonra yine şaibeli bir şekilde salıvermiş. 

Siz herhangi bir Gazzelinin, İsrail cezaevinden çıktığını gördünüz mü? 

Bu şahıs ise Gazze’de hiçbir Filistinli‘nin kabul etmeyeceği uyuşturucu satıcılığı gerekçesi ile kendine bir yol açmaya çalışıyor.

Yani işi bahanesi uyuşturucu. 

Mustafa Yıldız / Haber7