Sorun Kıbrıs’ta değil, bizde
- GİRİŞ22.10.2025 08:55
- GÜNCELLEME22.10.2025 08:55
Kuzey Kıbrıs’ta Türkiye’ye düşmanca yaklaşan bir kesim var. Ancak bunlar çok küçük bir azınlık. Sözleri ile mide bulandırsalar da Kıbrıs gerçekliği üzerinde kayda değer bir etkileri yok.
Evet, KKTC seçimlerinden sonra sarf edilen bazı hadsiz sözleri kast ediyorum.
Tescilli marjinal, tek kişilik bir gazete manşet atmış: “Kıbrıs halkı iki devleti reddetti, federasyona evet dedi” diye. Başka biri “Türkiye büyükelçisi sınır dışı edilmelidir” diyor!
Akılları sıra bulanık suda balık avlayacaklar, seçim sonucunu fırsat bilip Türkiye ile Kıbrıs Türklüğü arasına nifak sokacaklar…
Hadi oradan!
Birincisi Kıbrıs Türkleri geçtiğimiz pazar Cumhurbaşkanlarını seçmek için sandığa gittiler, federasyon veya başka bir konunun halkoylaması için değil.
İkincisi, seçimi kazanan adayın ilk açıklaması “Dış politikamızı Türkiye ile istişare ederek belirleyeceğiz, ilişkilerimiz derinleşecek” şeklinde oldu.
Üçüncüsü, bugün federasyon demek, Kıbrıs Türklüğünün yok olması demektir. Hangi halk kendini yok etmek yönünde bir irade gösterir?
Dördüncüsü, Kıbrıs, Türklüğün kanı ile kazandığı bir beldedir. Seçilen kim olursa olsun, bu tarihin bilinci ile davranmak zorundadır. Seçmen de bunu bilir, yoldan çıkan olursa sandıkta gereken ayarı verir.
Dediğim gibi, bunlar küçük bir azınlık. Asıl sorun ise buradaki, Türkiye’deki bir kesim…
Kıbrıs davasını anlamaktan uzak, kafası Batıcı bakış açısı ile formatlanmış tipler, Kıbrıs’taki seçimi Türkiye’deki siyasetin bir uzantısı haline getirmeye, burada yapamadıklarını orada yapmaya pek hevesliler.
Nedir yapamadıkları? Açık diyelim: Memleketi gümüş tepsi içinde Avrupa çetesine ikram etmek!
Türkiye’nin yaptığı her hayırlı işe Batı ağzı ile engel olmaya çalışan, yargı süreçlerinden terörle mücadeleye kadar tüm iç meselelerimize Batılılar karışsın diye kırk takla atan siyasetçiler, Kıbrıs’ta zafer kazandıklarını düşünüyorlar. “Türkiye’yi Brüksel’e veremiyoruz, hiç değilse KKTC’yi verelim” diye ellerini ovuşturuyorlar.
Zaten, “Kıbrıs Türkleri bağımsızlığı reddetti, federasyonu seçti” teranesi de esasen onların üfürmesi. Tabi yanına bir de burada bolca ekmeğini yedikleri “laiklik elden gidiyor” masalını ekleyerek!
Koca koca büyükelçiler, diplomatlar… Atadan dededen monşer oğlu monşerler… Federasyon dediklerinin ne olduğunu bilmiyor olabilirler mi?
Artık federasyon diye bir tartışma yok, çünkü o defter Rumlar tarafından kapatıldı. Yani Rumlar, federasyonu istemiyorlar.
Peki iki devlet istiyorlar mı? Hayır onu da istemiyorlar.
E o zaman ne istiyor dersiniz bu Rumlar?
Geriye tek bir seçenek kalıyor, Ada’nın Yunanistan’a katılması.
Yani bizim monşer takımının ağzında eveleyip gevelediği, seçimi fırsat bilip piyasaya sürdüğü, ENOSIS’ten başka bir şey değil. Utanıp sıkılmadan Kıbrıs’ın Yunanistan’a peşkeş çekilmesi ihtimalini savunuyorlar.
Mavi Vatan’a masal diyen adamlara çok görmemek lazım. Üzücü olan, bunların böylesine önemli pozisyonları işgal etmiş olması. Bir zamanlar Türk hariciyesini avuçlarında tutuyorlardı, şimdi ülkenin ana muhalefet partisinin siyasetini şekillendiriyorlar.
Türkiye Cumhuriyetinin büyükelçisi unvanını taşımış zevatın sefaleti karşısında, Kıbrıs’tan da birkaç tane kendini bilmez çıkmış, çok mu?
Yorumlar26